Deprem hakkında…
2 sene önce bugün, 6 Şubat 2023’de, Türkiye tarihinin en büyük iki depremi yaşandı. 11 ili etkileyen depremde 53 bin 537 vatandaşımızı toprağa verdik. Deprem öyle yıkıcıydı ki, şehirler adeta yok oldu. Bir umut enkazın altında yakınlarını arayanlar da vardı, enkaz altındaki kızının elini sımsıkı tutan babalar da.
Sıcak yataklarında uyurken depreme yakalandılar. Belki de hiçbir şey yapamadan yuva dedikleri evleri onların mezarı oldu. Arama kurtarma çalışmaları günler, haftalar, aylar sürdü. Bir umutla yakınlarının cenazesine kavuşmak isteyenler oldu. Bazı aileler yan yana verildi toprağa, bir anne ve oğul gibi, bir nene ve torunu gibi. Peki ne kaldı o günlerden geriye?
O günlerden geriye kalan acı, keder ve gözyaşıydı. 2 sene geçti üzerinden ama insanlar aynı acıyı yaşamaya devam ediyor. İnsanlar kaybolan yaşamlarını hala enkazdan çıkaramadılar. Konteyner kentlerde yaşamaya mecbur bırakıldılar. Verilen sözler tutulmadı. Onlar için zaman 6 Şubat 2023 saat 04.17’de durmuştu. Onlar için “yaşamak” fiili ölmekten bile daha zordu.
Geçen iki seneye rağmen yaralar hala sarılamadı. Devletin sıcak elleri vatandaşının üşüyen bedenini örtmeye yetmedi. İnsanlar hep aynı kabusu, hep aynı travmayı yaşadı.
***
Hisler hakkında…
Gözlerim doluyor haberleri izlerken. Hayatlarını kaybedenleri gördükçe, onların yakınlarının acılarına ortak oldukça… Diyecek ne söz kalıyor, ne başka bir şey… 2 torunu ve kızı halen kayıp olan bir hanımefendi gördüm. Bazen hayat yaşamayı mezara koyabilecek kadar acınası geliyor. Ve elden, avuçtan gelen bir şey de olmayınca vay halinize.
1939 Erzincan, 17 Ağustos 1999 Gölcük, 2011 Van, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş ve daha nicesi… Rant yüzünden, çıkar yüzünden vatandaşa fahiş fiyata satılan denetimsiz evler yüzünden, kalpleri vicdan ve insanlık yoksunluğu ile çevrili yezidler yüzünden hayattan koparılan yüzbinler…
Bu vatan vicdanlı insanların eseriydi, bu vatan milletin bekçilerinin eseriydi. Şimdi ne değişti? Paranın, malın ve mülkün ihtişamı ile vicdanını, insanlığını satabilecek insanlar türedi. Beş kuruş fazlasına gözleri dönen, salyaları akan insanlar türedi. Geleceğimiz, geçmişimizden daha karanlık bir tarafa evrildi. Gökyüzünün maviliği yerine gecenin karanlığı üzerimize çöktü. Her şeyimizi kaybettik. Birkaç vicdan satıcısının para sevdası uğruna…
***
Tedbirler hakkında…
Tedbir var mı, alındı mı, alınıyor mu? Sormaya ne hacet? Biz, felaketlerden ders çıkartan bir devlet aklına sahip değiliz. Varın gerisini siz düşünün. Yönetmelikler kağıtlarda durur sadece, kanunlar kağıtlarda yazılıdır, okunmaz. Çünkü yönetmelikler ve kanunlar ranta kucak açmaz, rant olmayan düzende de kimse zengin olamaz. Hal böyleyken, tedbirden bahsetmek olur mu?
Tedbir alınmadığı gibi, 6 Şubat 2023 depremi sonrasında çadır satanları da gördük. İnsanlar kuru ekmeğe muhtaçken “cebime üç kuruş fazla para girsin” diye düşünen zenginleri gördük. Koskoca protokol ile afet bölgelerine gidip yer kapma telaşına girenleri de gördük. Anlayacağınız biz o gün orda her şeyi gördük ama vicdanı ve insanlığı görmedik. “Milletin bekasını yine milletin azim ve kararlılığı kurtardı”
***
Son söz…
Acılar dinmeli, yaralar sarılmalı, insanlar evlerinde uyurken ölmemeli…
6 Şubat 2023 unutulmayacak…
YORUMLAR