Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Millî Eğitim Bakanlığının Tarikat ve Cemaatlerle İşbirliğinin Sakıncaları

Güven Albayrak Yazdı…

Güven Albayrak Yazdı...

Millî Eğitim Bakanlığının Tarikat ve Cemaatlerle İşbirliğinin Sakıncaları
Türkiye’de eğitim sistemi, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana önemli değişimlere uğramış ve laik, bilimsel bir temel üzerine oturtulmuştur. Ancak, son yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı’nın tarikat ve dini kurumlarla iş birliğine yönelik artan eğilimler, eğitim sisteminin laik ve bilimsel prensiplerinden uzaklaşma riskini beraberinde getirmektedir. Bu makalede, Millî Eğitim Bakanlığı’nın tarikat ve dini cemaatler iş birliğinin sakıncaları ele alınacaktır.

Laik Eğitim İlkelerinin Zedelenmesi:
Türk eğitim sistemi, laik bir temel üzerine inşa edilmiştir ve bu ilke, dinin eğitim kurumlarından uzak tutulmasını savunur. Ancak, Millî Eğitim Bakanlığı’nın tarikat ve dini kurumlarla iş birliği, laik eğitim ilkesinin zedelenmesine yol açabilir. Dinin, eğitim kurumlarına daha fazla müdahale etmesi, bilimsel düşünceye ve objektif öğrenmeye zarar verebilir.

Eğitimde Tarikat Etkisi:
Tarikatlar ve dini kurumlar, kendi ideolojilerini benimsetmeye çalışabilir ve bu durum, öğrencilerin özgür düşünceye, eleştirel düşünceye ve çeşitliliğe kapalı bir ortamda yetişmelerine neden olabilir. Eğitimde tarikat etkisi, öğrencilerin farklı düşünce ve görüşlere açık olmalarını engelleyerek toplumsal bütünlüğü zedeleme riskini taşır.

Eşitsizlik ve Ayrımcılık:
Tarikatlarla yapılan iş birlikleri, eğitim sisteminde eşitsizlik ve ayrımcılık doğurabilir. Belli bir tarikata ya da dini kuruma bağlı olan öğrencilere ayrıcalıklar tanınması, diğer öğrenciler arasında adaletsizlik duygularına sebep olabilir. Bu durum, toplumun bütünlüğünü ve eşitlik ilkesini tehlikeye atabilir.

Bilimsel Temelden Uzaklaşma:
Eğitimde bilimsel temel, öğrencilere objektif düşünme, sorgulama ve bilimsel yöntemi benimseme becerisi kazandırmayı amaçlar. Ancak, tarikatlarla yapılan iş birlikleri, eğitim sisteminin bilimsel temelden uzaklaşmasına neden olabilir. Dini dogmalara dayalı eğitim, bilim ve teknolojiye olan güveni azaltabilir.

Sonuç:

Millî Eğitim Bakanlığı’nın tarikat ve dini kurumlarla iş birliği, laik, bilimsel ve eşitlik ilkesine dayalı bir eğitim sistemini tehlikeye atabilir. Bu durum, toplumsal bütünlük, eşitlik ve bilimsel düşünceyi zedelerken, öğrencilerin objektif bir eğitim almasını engelleyebilir. Türkiye’nin eğitim sisteminin temel prensiplerine bağlı kalarak, tarikat ve dini kurumlarla iş birliği konusunda dikkatli bir tutum sergilenmesi önemlidir.