Bunun Sorumlusu Kim?
Bolu Kartalkaya’da meydana gelen otel yangını, hepimizin yüreklerini dağlayan korkunç bir trajedi olarak tarihe geçti. 76 canımızı bu felakette kaybettik; birçok yaralımız var. Bu olay, yalnızca yanan bir binanın ötesinde, insan hayatını tehdit eden eksikliklerin, denetimsizliklerin ve ihmallerin acı tablosunu güzler önününe seriyor.
Yangın felaketinin arkasından pek çok soru soruldu: *Yangın neden çıktı? Yangına karşı otel ne kadar hazırlıklıydı? Binaların denetimleri nasıl yapılıyor? Bu olayın sorumlusu kim?* Bu sorular, yanıtlanmadıkça boşta yankılanmaya devam ediyor ve ne yazık ki birçok durumda olduğu gibi yaşanan felaketin ardından olayın sorumlularının bulunması, adaletin sağlanması konusunda çaba gösterilmiyor.
Yangının ardından gelen tepkilerde hep aynı dilek dile getiriliyor: *”Bu olayı kim ya da kimler ihmaliyle tetikledi, ortaya çıkan hasardan kim sorumlu tutulacak?”* Ancak olaylara daha dikkatli baktığımızda, toplumsal sıkıntılarımızın temelinde yatan daha derin sorunların ipucu verildiğini görüyoruz. Bu yazı, Kartalkaya’daki yangın üzerinden, sistemin çarklarındaki eksiklikleri ve bireylerin ya da kurumların bu eksikliklere katkısını ele alacak.
Turizm Bakanlığı Bu İşin Neresinde?
Turizm Bakanlığı, bu yangın olayında şu sorularla yüzleşmeli: Turizm sektöründe faaliyet gösteren otellerin denetiminde ne kadar etkin rol oynuyor? Otel işletmeleri hangi dletmeleri hangi d\u00fzenlemelere tabii tutuluyor?
Otelcilik sektörü, yangın güvenliği gibi kritik konularda katı kurallara ve yüksek denetim standartlarına sahip olmalı. Ancak Kartalkaya yangını, bize bu standartların ya var olmadığını ya da uygulanmadığını gösteriyor. Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğu şu sorularla daha da netleşiyor:
– Yangın önlemleri konusunda otelleri denetleyen bir sistem mevcut mu? Mevcutsa ne kadar etkili?
– Kartalkaya’daki otelin yangın protokollerine uygunluğu son olarak ne zaman denetlendi?
– Turizm sektöründe faaliyet gösteren otel sahiplerinin bu konularda eğitim aldıklarından emin olunuyor mu?
– Turizm alanlarında altyapı ve acil müdahale kapasiteleri neden bu kadar zayıf durumda?
Turizm Bakanlığı, bu felaketin ardından denetim mekanizmalarını ve sorumluluklarını gözden geçirmeli. Ancak bu soruların cevapsız kalması, sektörde yeni felaketlerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
**Bolu Belediyesi Suçsuz mu?
Bir bölgenin yerel yönetiminden beklenen, kamu güvenliği ile ilgili her türlü tedbirin eksiksiz alınmasıdır. Bolu Belediyesi, yangın söndürme ekiplerinin zamanında müdahale edebilmesi için altyapıyı hazırlıyor mu? Oteller gibi toplu konaklama tesislerinin iç ve dış denetimlerini etkin bir şekilde gerçekleştiriyor mu?
Kartalkaya gibi önemli bir turizm bölgesinde yangın çıktığında olay yerine ne kadar sürede ulaşılabildi? Yangınla müdahale ekibinin olay yerine ulaşması, felaketin bu kadar büyük boyutlara ulaşmasını engelleyebilir miydi? Bu soruların cevabı, belediyenin bu olaydaki sorumluluğunu ortaya çıkaracak.
Bir başka sorun da denetim eksikliğidir. Bu otelin yangın çıkma riskini azaltacak tüm tedbirleri aldığı belgelenmiş miydi? Denetimler göz boyamak için mi yapıldı, yoksa gerçek risk analizleri mi yapıldı? Gözden kaçan, basite alınan veya ihmal edilen herhangi bir durum, 76 insanın hayatına mal olmuş olabilir.
Bireysel ve Kurumsal Sorumluluklar
Bu olayda göz ardı edilemeyecek diğer bir konu ise bireysel ve kurumsal sorumlulukların çoğu zaman birbirine karışmasıdır. Bir otelin işletmecisi olarak, yangın güvenliği çok büyük bir önem arz eder. Otel yöneticileri, binalarının yapısal güvenliğini sağlamaktan, yangın söndürme sistemlerinin sorunsuz çalışmasını temin etmekten ve personelini yangın anında ne yapması gerektiği konusunda eğitmekten doğrudan sorumludur.
Ancak burada bir soruyu daha düşünmek gerekir: *Sadece otel yöneticileri mi suçlu?* Elbette hayır. Bu sistemin tepesindeki kurumlar da, denetimlerden sorumlu olan birimler de paydaşıdır. Yangın önleme sistemleri ve yangının yayılmasını önleyecek yapısal önlemler konusunda etkin bir sistem geliştirilmemişse, burada zincirleme bir ihmal söz konusudur.
*Bunun sorumlusu kim?* sorusu, göz ardı edilen detaylarla birlikte yanıtlandığında korkutucu gerçekler ortaya çıkabilir. Turizm Bakanlığı denetimlerini gevşettiyse, belediye altyapı çalışmalarını eksik bıraktıysa ya da otel yönetimi yangın güvenliğini bir maliyet unsuru olarak görüp hiçe saydıysa, bu olayda her bir paydaş sorumluluğunu üstlenmelidir.
– Bu felaket, diğer bölgelerdeki eksikliklerin de habercisi mi?
– Binaların güvenlik standartları yeniden ele alınacak mı?
– Suçlular gerçekten cezalandırılacak mı?
Bolu Kartalkaya’da yitirdiğimiz canları hatırlayarak, bu soruların cevabını bulmak ve kamu vicdanını rahatlatmak üzere, bu olayı bir dönüşüm fırsatına çevirmek zorundayız.
Grenfell Yangını’ndan sonra İngiltere’de ciddi dönüşümler yaşanmıştı. 2017 yılında Londra’da yaşanan bu trajedi, 72 kişinin hayatına mal olmuş ve ülkede derin bir tartışma başlatmıştı. Yangından sonra binalardaki yanıcı malzeme kullanımı ciddi bir inceleme altına alınmış, kapsamılı denetimler başlatılmış ve inşaat sektörü için yeni standartlar getirilmiştir. Hükümet, bu trajedinin tekrar yaşanmaması için bina güvenliği konusunda daha sıkı yasalar çıkarmış, yerel yönetimlerin denetim yetkilerini arttırmıştır. Bunun yanında, yangın söndürme altyapısına yönelik çalışmalar da yoğunlaşmıştır. Grenfell trajedisinden öğrenilen dersler, Kartalkaya yangının ardından ülkemizde de acil bir biçimde uygulamaya konulmalıdır. Bu olay, felaketlerden sonra harekete geçmenin yeterli olmadığını, proaktif tedbirlerin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
YORUMLAR