555K
BEŞİNCİ AYIN BEŞİNCİ GÜNÜ SAAT BEŞTE KIZILAY’DA
555K
Siyasi tarih sayfalarında 555K şeklinde yer alan olayın perde arkasını ayaklı tarih Fethi Acar gündeme getirdi.
Acar, 27 Nisan 1960 günü TBMM Genel kurulu tartışmalı geçtiği o günde , 28 Nisan 1960 günü İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrenciler yürüyüş yaptığını ifade ederek,
“29 Nisan 1960’ ta Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri sokaktaydı. Bu illerde sıkıyönetim vardı. Başvekil Adnan Menderes radyo konuşmaları yapıyordu. 30 Nisan 1960 günü İSTANBUL’da yine öğrenciler meydanlardaydı” dedi.
MENDERES’İN YAKASINA KİM YAPIŞTI?
Mayısın ilk günlerinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri tarafından 555K parolası yayıldığını söyleyen Acar o günü şöyle anlattı:
“Beşinci ayın beşinci günü, saat beşte, Ankara Kızılay Meydanında miting tertiplemişlerdi. Aynı saatlerde TBMM’de çalışmasını tamamlayan Başvekil Adnan Menderes, Cumhurbaşkanını ziyaret için Çankaya’ya çıkmak üzere yoldaydı. Kızılay‘da dikkat çekici kalabalığı görünce otomobili durdurdu, doğrudan kalabalığın içine daldı. Kendisinin yaka paça etrafının sarıldığını gördü. Hırpalanma aşamasında bir öğrenci yakasına yapışmıştı. “….Ne oluyoruz, ne istiyorsunuz?” diye sorunca “hürriyet istiyoruz! hürriyet istiyoruz!” talebiyle karşılaşmıştı. Cevaben “Başvekil’in yakasına yapışmışsınız, bundan daha büyük hürriyet mi olur?” diye sorarak cevap verebilmişti. Oradan zorla ayrılarak yoluna devam etti. Bu yakasına yapışan öğrencinin kim olduğu zaman içinde gündeme geldi. Beraber olduğumuz dönemde DP yöneticilerine merak edip sormuştum. Bilhassa AP’li bakanlardan Yassıada’da Adnan Menderes’in avukatlığını da yapan Talat Asal, “bu konu üzerinde epeyce durdu. Rivayete göre o yıllarda Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Deniz Baykal’ın olduğu söylense de, kendisinin olmadığını söyleyip devamlı reddetti. Ancak orada olmadığını da söylemedi. Başvekil’in yakasına yapışanın kendisinin olmadığına ben de ikna oldum. Yakaya yapışanın mutlaka Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olduğu anlaşılıyordu.
1977-1980 dönemi Adnan Menderes’in ortanca oğlu Mutlu Menderes ve diğer oğlu Aydın Menderes’le uzun süren beraberliğimiz içinde 17 Eylül 1961’de kanlı darbeden sonra savunmasız, uydurma yargı sonucu astıkları dönemin Başvekilinin, darbeden 22 gün önce Başkent’te herkesin gözü önünde yakasına yapışanın kim olduğunun bugüne kadar tespit edilip, bulunamamasının hayret edilecek bir durum olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde birçok bilinmeyenler arasında şimdilik gizliliğini sürdürmekle birlikte o şahıs kendisini elbette bilmektedir. Muhtemelen o kişi hep de siyasetle meşgul olmuştur. Yoksa orada bulunanlara yeni bir vicdani çağrı mı yapılsa acaba? Vicdanen rahat içindeler mi? diye sormadan da geçemiyorum.”dedi.
POSTAL YALAYICILARI
Acar TSK içindeki çetelerin varlığına da dikkat çekerek,
“Çekirdeği 1958’lerde “dokuz subay olayı” ile başlayan askeri çete 1959 sonu ve 1960 yılı başlarında inlerinden çıkıp, yeniden bir araya geldiler. Kendi anılarından anlıyoruz ki; Ankara’da
Alparslan Türkeş’in evinde toplanıp, 27 Mayıs 1960 tarihinde darbe yapmaya karar verdiler. 3’ncü Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala’nın tehdidi karşısında, emekli olmak üzere 03 Mayıs 1960’da izine ayrılan dönemin KKK Orgeneral Cemal Gürsel’i gece Ankara’ya getirdiler. Darbeyi gerçekleştirdiler. Çete başı olarak Cemal Gürsel’i görevlendirdiler. 26 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de miting yapan Başvekil Adnan Menderes’i gece Ankara’ya getirdiler. Celal Bayar, Çankaya Köşkünde direnç gösterse de tutukladılar. Kısa süre içinde Yassıada’da topladılar. DP’ lilerin taşradaki görevlileri de gözaltına alındı. Milli Birlik Komitesi adını verdikleri çete ülke yönetimini ele aldı. 12 Haziran 1960 tarihinde kanlı darbecilerin postal yalayıcılarından teşekkül eden Yassıada Mahkemesini kurdular” şeklinde konuştu.
Fethi Acar, geçmişten günümüze kadar darbecilerle mücadele etmiş iki dönem TBMM’nde milletvekilliği yapmış, o dönemin tarihini iyi analiz eden bir siyasetçi olduğu biliniyor.