Çift terapilerinde yaşanılan en büyük sorunlardan bahseden Dikmen, çiftlerin duygusal çatışma ve iletişim eksikliği gelindiğine değindi. Dikmen, çiftlerin terapilere ön yargı ile geldiklerini ve ilk başlarda kendilerini rahat hissetmediklerini vurguladı. Dikmen çiftlerin alıştıkça ve kendilerine daha iyi bir ortam sağlandığında kendilerini daha rahat hissettiklerine aktardı.
Çiftlerin geçmişte yaşadığı travmalar ya da benzer problemlerin çiftlere tedirginlik kattığını bildiren Dikmen, bu tarz zorluklarda önce bireysel terapi daha sonra çift terapisiyle bu durumu yenebildiklerini, sevgiliyle, çiftle bağı daha güçlendirebildiklerinden bahsetti.
Terapilere genelde çiftlerden sadece birinin başvurduğunu anlatan Dikmen, “Terapilere önce çiftlerden birisi başvuruyor, partneri ikna edemediğini partnerin çatışma olmadığını söylediğini bize anlatıyorlar. Kendim gelsem yeterli olur mu diye soruyorlar. Tabii ki tek başına gelmek yeterli olmuyor bu evi, hayatı ve ilişkinizi ilgilendiren bir durum. Bu yüzden biz genelde çift olarak gelmelerini tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
Çiftlerin problemler daha küçükken gelmelerinin önemini anlatan Dikmen, erken başvurunun ilişkiyi kurtardığının altını çizdi. Uzun zamanlı ilişki olsa bile bir uzmana başvurmayı vurgulayan Dikmen, çiftlerin birbirini tanıdıklarını zannedebileceklerini ama aslında tam olarak tanımıyor olduklarının farkında olamayacaklarının altını çizdi.
Erken teşhisin hayat kurtaracağına değinen Dikmen, evlilik öncesi çift terapilerini tavsiye etti. Dikmen yaşanılan sorunları evlilik öncesi çözemeyen çiftlerin, evlilikten sonra daha zor çözebileceklerine veya çözemeyeceklerine değindi. Dikmen, evlilikteki veya ilişkideki problemleri çözme noktasında çiftlerin, bir uzmana danışmasını ve her şeyi aşama aşama çözmeleri gerektiğini aktardı.