İzmir Ticaret Borsası’nın Aralık ayı meclis toplantısında, tarımsal ihracatta İzmir’in yüzde 13,5’lik payla son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştığı açıklandı.
YÖNETİM KURULU BAŞKANI IŞINSU KESTELLİ
2024 yılının ilk 10 ayında, İzmir özelinde ve ülke genelinde tarımsal ürün ihracatında olumlu bir gelişme kaydedildiği belirtildi.Başkan Kestelli 2024 yılın ilk 10 ayında ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 26,9 milyar dolara yükselirken, ithalatımız ise yüzde 12 azalarak 19,8 milyar dolara geriledi. İzmir’de ise aynı dönemde ihracatımız yüzde 7 artarak 3,6 milyar dolar olurken, ithalatımız yüzde 1 artışla 2,2 milyar dolara çıktı. Şehir olarak, ülkemiz tarımsal ürünler ihracatından aldığımız pay yüzde 13,5 ile son üç yılın en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Tarımda ihracatın ithalatı karşılama oranı ise ülke genelinde yüzde 136, İzmir’de ise yüzde 167 oldu” dedi
Tarımsal ürünler ihracatı
Tarımsal ürünler ihracatında gıda ürünleri imalatının yüzde 68 ile en büyük payı aldığı, bunu yüzde 25 ile bitkisel ve hayvansal ürünlerin takip ettiği aktarıldı. İthalat tarafında ise bitkisel ve hayvansal ürünlerin yüzde 46 ile birinci sırada yer aldığı belirtildi .En çok ithal edilen ürünleri açıklayan Kestelli,”Yağlı tohumlar, hububat ve pamuk da yaptık fakat hammadde üretiminde eksikliklerimiz bulunuyor. İhracatımızı ve tarımsal dış ticaretteki net gelir kazancımızı yükseltmek için bu ürünlerdeki üretimimizi artırmalıyız. Tarım alanlarında artışın sınırlı kalacağını düşünürsek, verimliliği artırmak öncelikli hedeflerimizden biri olmalı. İzmir olarak tarımsal ürünler ihracatındaki tarihsel mukayeseli üstünlüğümüzü daha fazla kullanmalıyız. Özellikle yatırımları devam eden Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin devreye girmesiyle ihracatımızda bir sıçrama yaşayabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer,
Türkiye ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu. 2024 yılı makroekonomik verilerinin ülkenin ekonomik büyüklüğünü ortaya koyduğunu ifade eden Tuncer, “1,3 trilyon doları aşan milli gelirimizle dünyanın 17. büyük ekonomisi konumundayız. Bu, önemli bir başarı. Ancak ekonomik büyüklük, maalesef tek başına refah anlamına gelmiyor” dedi.Tuncer, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yüksek enflasyon ve işsizliğin, toplumsal refahı olumsuz etkilediğini belirtti. Orta ve dar gelirli grupların artan yaşam maliyetleri karşısında zorlandığını vurgulayan Tuncer, “Makroekonomik problemler, dışa bağımlılık ve yakın coğrafyamızdaki istikrarsızlıklar bu sorunların başlıca nedenleri arasında. Cari açık ve dış borç gibi kronik sorunlarımız devam ediyor.” ifadelerini kullandı.Tuncer, asgari ücretin belirlenmesi sürecine dikkat çekerek, işverenlerin yükünün artırılmasının kayıt dışı çalışmaya yol açabileceğini ifade etti. “Ücret artışları, çalışanı ve işvereni koruyacak şekilde dengelenmeli. İyi bir ücret her çalışanın hakkı, kârlı bir ticari faaliyet ise her işletmenin tabiatıdır.” dedi.
Süt zammı
Hayvancılık sektörünün karşılaştığı sıkıntılara da değinen Tuncer, çiğ süt fiyatlarında yapılan yüzde 17’lik artışın maliyetleri karşılamaktan uzak olduğunu belirtti. “Süt arzında istikrar sağlanmadıkça et arzındaki açığı kapatmamız mümkün değil. Tüm tarım ürünlerinde gerçekçi fiyatlar olmadan, gıda güvencesinden bahsetmek imkânsızdır.” ifadeleriyle sektörün desteklenmesi gerektiğini söyledi.