İYİ Parti İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ümit Özlale, kendi seçim çalışmalarını ve İYİ Parti’nin seçim politikalarını anlattı.
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Özlale, “Yurttaşın gerçek gündemi iş ve hayat pahalılığı” dedi.
İşsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığıyla ilgili İYİ Parti’nin çözümlerini anlatan Özlale, “Yurttaşın gerçek gündemi iş ve hayat pahalılığı” diye konuştu.
“AK Parti ucuz iş gücü ve düşük kur üzerinden bir rekabet gücü yaratmaya çalıştı”
İş dünyasının üniversite mezunu gençleri yeterince nitelikli bulmadığı için gençlerin işsiz kaldığını söyleyen İYİ Parti İzmir 1. Bölge Adayı Prof. Dr. Ümit Özlale, “Gençler üniversiteden mezunlar ve doğal olarak iyi işlerde çalışmak istiyorlar” dedi. İşsiz gençlerin yaşadığı sorunları anlatan Özlale, kirasını ödeyemeyen, evlenmek istemesine rağmen evlenemeyen gençlerin olduğunu söyledi. İş bulamayan üniversite mezunlarının üniversitede öğrendiklerini çalışma yaşamında uygulayamama kaygısı taşıdıklarından söz eden Özlale, iş dünyası ile yaptığı görüşmelerde işverenlerin mezunların beceri uyumsuzluğunu eleştirdiğini söyledi. Özlale, işsizlik sorununun yanlış yükseköğretim ve iş gücü politikalarından kaynaklandığını vurgulayarak, “Düşük beceri gerektiren işlerin oranı Türkiye’de çok yükselmiş durumda. AK Parti ne zaman ucuz iş gücü üzerinden ve düşük kur üzerinden bir rekabet gücü yaratmaya çalıştı -yani bizi bir Ürdün, Mısır, ‘80’lerin Çin’i ile eşitlemeye çalıştı, işte o zaman problemler hızlı bir şekilde artmaya başladı” ifadelerini kullandı.
“Teknoloji Kampüsleri Projemizle gençlerimiz yüksek ücretlerle daha iyi şartlarda çalışacak”
İki gün önce İzmir’de MTK Sanayi Sitesi’ni ziyaret eden İYİ Partili Özlale, buradaki gözlemlerini aktardı. Özlale, yanlış asgari ücret politikalarından dolayı bir çırakla bir ustabaşının ücretlerinin birbirine yakınsadığını bildirdi. Özlale, bir e-ticaret sitesinde motokuryelerle çalışan bir girişimciyle olan görüşmesini anlattı. Zor şartlarda çalışan motokuryelerin yarısının üniversite mezunu olduğunu belirten Özlale, bahsettiği girişimcinin 3 bin yazılımcı istihdam etmek istediğini bildirdi. Özlale, “Fakat Türkiye’deki yükseköğretim sistemi 3 bin yazılımcı çıkaramıyor. En azından bir şirket onları istihdam edemiyor” dedi. Girişimcinin şirketi bünyesinde en fazla on altı ila on sekiz ayda ihtiyaç duyduğu nitelikte yazılımcıları yetiştirebileceğini söylediğini aktaran Özlale, bunun için Teknoloji Kampüsleri Projesi’ni geliştirdiklerini söyledi. Sayısı gereğinden fazla olan devlet üniversitelerinin birçoğunu çağın ihtiyaçlarına göre revize edeceklerini, söz konusu proje kapsamında teknoloji kampüsüne dönüştürülen üniversitelerin mütevelli heyetlerini iş dünyası temsilcilerinin oluşturacağını ve temsilcilerin kendi bölgelerinin gereksinimlerini müfredata ekleyeceklerini söyledi. Projenin ilgi gördüğünü söyleyen Özlale, bu kampüslerde yetişen gençlerin yüksek ücretlerle daha iyi şartlarda çalışacaklarını dile getirdi. Özlale, beceri uyumsuzluğunun da bu şekilde giderileceğini söyledi.
“Üniversiteler işsizliği 4 yıl öteleyen kurumlar haline geldi. Hükümet mesleki eğitimde sınıfta kaldı”
Özlale, Türkiye’de kayıt dışı çalışanlar arasında üniversite mezunlarının oranının son 5 yılda 2 kat arttığını kaydetti. İş gücü piyasası ve devlet üniversiteleri başta olmak üzere tüm üniversitelerde ciddi bir nitelik problemi olduğunu belirten Özlale, Bilkent, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Özyeğin üniversitelerinde çalışan bir akademisyen olarak “Türkiye’deki üniversitelerin dörtte üçünü kapatsanız Türkiye bir şey kaybetmez” değerlendirmesini yaptı. Üniversitelerin işsizliği dört yıl ertelediğini, 21. yüzyılda üniversite mezunu gençlerin sahip olması gereken becerileri çok az üniversitenin öğrencilerine aktardığını vurgulayan Özlale, nitelikli işlerde çalışan üniversite mezunlarının ise asgari ücret almaları nedeniyle iş huzurlarının olmadığına dikkat çekti. Özlale, Türkiye’deki beyaz yakalı üniversite mezunlarının çalışma koşulları bakımından Türkiye’den daha kötü koşullardaki ülkelere çalışmak üzere gitmek için can attıklarına ve hükümetin mesleki eğitimde sınıfta kaldığına değindi.
“İkinci Şans Okulları ve Garantili Yetenek Programları ile ara eleman ihtiyacını karşılayacağız”
Partisinin İkinci Şans Okulları ve Garantili Yetenek Programları’ndan bahseden Özlale, Almanya, Japonya gibi ülkeleri örnek gösterdi. Özlale, söz konusu programlarla bu ülkelerin ara eleman gereksinimini karşıladıklarını söyleyerek “Herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil” dedi ve sanayi bölgeleri için çıraklık kurumunu yeniden getireceklerini bildirdi.
Vekil adayı Özlale lise ve üniversite mezunu gençleri sanayiye çekemediklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
“Çünkü oradaki çalışma koşulları ya da şehre uzaklık oradaki gençleri iteliyor. Oraları yaşanabilir alanlar hâline getirmek lazım. Ulaştırma politikasıyla sanayi sitelerini OSB’lerin içine daha fazla yaşam alanları koyarak insanlara, bizim gençlerimize özellikle imalat sanayi tarafında çalışmayı yeniden sevdirmemiz, çalıştığı zaman para kazandığı becerileri kazandırmamız gerekiyor.”
“Önceliğimiz, çalışan kişi sayısını artırmak”
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Özlale, “Öncelik vermemiz gereken şey; sosyal yardımlardan tutun yükseköğretim politikalarına kadar daha fazla insanı işe sokmak. Bizim kurtuluşumuz burada. Hiçbir ülke gösteremezsiniz 3 kişiden 1’i çalışsın ve milli geliri yüksek bir ülke olsun… Çalışan sayısını artırmadığı zaman Türkiye hiçbir problemini çözemez” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kişi başına düşen gelirle ilgili 20-25 bin dolar vaadini hatırlatan Özlale, 3 kişiden yalnızca birinin istihdamda yer almasıyla bunun mümkün olmayacağının altını çizdi. Özlale, özel sektörün Türkiye’de bir süredir nitelikli işleri yaratamadığını, sanayiye verilecek teşviklerin de uyumlu olması gerektiğini belirtti.
“Normalde devlet okullarının iyi olduğu bir ülkede biz buna ihtiyaç duyar mıydık?”
Prof. Dr. Özlale, programda dar gelirli yurttaşların çocuklarının nitelikli bir eğitim alamadığını belirterek, seçim bölgesi İzmir’de dağıtmaya başladığı İYİ Eğitim Kartı’yla ilgili de konuştu. Geleneksel promosyon ürünler yerine seçim bütçesinin çoğunu dar gelirli ailelerin çocuklarının online eğitim desteği alabilecekleri İYİ Eğitim Kartı’na ayırdığını söyleyen Özlale, “Normalde devlet okullarının iyi olduğu bir ülkede biz buna ihtiyaç duyar mıydık?” diye sordu. Özlale, iyi eğitim alamayan çocukların sosyal geçişkenliğe dahil olamadığına dikkat çekti ve “Devletin bütün kurumları çökmüş durumda. Bunun başında eğitim geliyor” dedi.
“Bu devlet yaşatamıyor”
“İki temel gündem”den diğerinin artan kira ve konut fiyatlarından kaynaklı barınma krizi olduğunu söyleyen Özlale, özellikle 6 Şubat Depremi’nden sonra bu krizin yaygınlaştığını belirtti. Özlale, “Bu sadece bir barınma krizi değil aynı zamanda devletin yaşatamama problemine dönüşmüş durumda” dedi.
Özlale, son iki yılda Türkiye’de yaşanan orman yangınları, Kastamonu sel felaketi, deprem gibi olumsuz gelişmelerden yurttaşların şikayetçi olduğunu aktardı. Devletin önlem alarak vatandaşlarını yaşatamadığını vurgulayan Özlale, “Devletin vatandaşına karşı birincil görevi yaşatmaktır. Bu devlet yaşatamıyor” dedi. Özlale, Millet İttifakı’nın iktidarında Afet Yönetimi Bakanlığı kurulacağını söyledi.
“Yoksulluğu yönetmek sürdürülebilir değil”
Erdoğan’ın günde 36 bin imza atmasının mümkün olamayacağını söyleyen Özlale, Erdoğan’ın birçok alanda her şeye karar vermesini eleştirdi. Özlale bu sayıda imza atması durumunda birkaç ay içinde Erdoğan’ın beden ve ruh sağlığını kaybedebileceğinden söz etti. “Esas itiraz noktamız Tayyip Bey’in kendisine değil” diyerek, Altılı Masa’nın toplantılarına Parlamenter Sistem’e yeniden nasıl geçileceğini planlamak amacıyla başlandığını anımsattı. Devletin mevcut sistemle sadece afetlerde değil diğer olay ve durumlarda da kadınları, çocukları ve hayvanları yaşatamadığını kaydeden Özlale, bu nedenle bireyle devlet arasında önce “Yaşatan Devlet” ilkesini benimseyeceklerini söyledi.
Partisinin çektiği “Adil Türkiye” videosunda yer alan Özlale, videoyu Ankara’nın Mamak semtinin Mutlu Mahallesi’nde çektiklerini, ancak mahalle halkının “korkunç bir sefalet, fakirlik içinde” olduğunu bildirdi. Bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına eşit davranılması ve herkesin farklı koşullarda yaşadığının kabul edilmesi gerektiğini belirten Özlale, özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamalarıyla vatandaşların farklılıklarından “adeta nefret ettiklerini” ve “farklılıkları seçimi kazanmak için bir araç olarak kullandıklarını” ifade etti. İktidarın devletin kaynaklarıyla yoksulluğu azaltmak yerine, yoksulluğu yönetmeyi tercih ettiğini kayda geçiren Özlale, bunun sürdürülebilir olmadığını, sosyal yardım politikalarının hak temelli olması gerektiğini dile getirdi.
Vatandaşların iktidardan hesap sorması gerektiğini söyleyen Özlale, bunu vergi politikalarındaki değişikliklerle sağlayabileceklerini söyledi. “İnsanlar ne kadar vergi verdiğini bilirlerse o zaman hesap sorarlar” diyen Özlale, vatandaşların ödedikleri vergilerin peşine düşmediklerine dikkat çekti. Partisinin Türkiye’deki tüm sorunların farkında olduğunu belirten Özlale, tüm enerjilerini kısa vadeli sorunlara harcamamak gerektiğini ifade etti. Özlale, “Bizim hemen eğitimden tutun sanayiye kadar birçok alanda hem şirketlerimizi hem bireylerimizi daha güçlü yapacak teşvik sistemi getirmemiz lazım” dedi.
İzmir Varsa, Ümit Var!