Akşener, açıklamasında; yaptığı ziyaretlerde propaganda yapmadığını, propaganda ve övmeleri seçim zamanına bıraktığını belirterek, emekçi basının da, emeklilikle ilgili derin problemi olan insanların da, işsiz gençlerin de bugün yaptıkları çalışmanın bir parçası olduğunu sözlerine ekledi.
Akşener, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
BUNDAN DAHA AHMAKÇA DAHA SALAKÇA BİR EYLEM OLAMAZ
Akşener, Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi sonucunda Afgan göçü sorunun Türkiye için sonuçlarının ne olacağı ve Türkiye’nin göçmen politikası hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine şu cevabı verdi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü iktidarının göçmen politikası diye bir politikası yok ve dünyadan haberleri yok. Ya da gariban insanlar üzerinden salakça bir politika izleniyor. Dış politikada eğer burayı bir artı değer olarak kullanmak amaçlıysa bu kapıların açılması bundan daha ahmakça daha salakça bir eylem olamaz. İkincisi 4-5 milyon Suriyeli insan olduğu söyleniyor bu ülkede. Biz o gelen insanlara düşmanlık edemeyiz. Başka bir şeyi söyleyeyim 65 milyar dolar para harcandı deniliyor Sayın Cumhurbaşkanının ağzında. İr arkadaşıma hesaplattım bu 65 milyar dolar nasıl yansıdı size. Adam başı her aileye bu pandemide 800 dolar verilebilirdi. Şimdi geldik Afgan meselesine ben Sayın Erdoğan’ın bu konuda kafasının dehşet derecede karışık olduğunu düşünüyorum. Gelsinler Taliban ile aramızda düşünce farkı yok diyor, diğer taraftan duvar öreceğiz diyor. Şimdi anlaşılıyor ki, Biden ile o özel görüşmede, dışişleri mensuplarımızın bulunmadığı o özel görüşmede bazı şeyler konuşulmuş. Basına yansıyan Biden diyor ki, alın bunları bunlar zamanında bizden yana tavır koydular, an itibarı ile Biden bunları asar keser. Niye Biden almıyor kardeşim. Niye Biden çok yakınında çok dost bir ülkede tutup onları memleketine getirmiyor, ABD’ye getirmiyor da bize geliyor. Bu konuda hele şimdi Taliban’ın Kabil’e girdikten sonraki fasılda bu görüşmenin gerçekten böyle olup olmadığını Sayın Erdoğan ve Dışişleri Bakanı açıklamak zorundadır. Türkiye bir göçmen hendeği olmuştur. Bu iktidarın bilerek yaptığı bir iştir. Göçmenlerin varolan göçmenlerle dövüşmek yerine iktidarın bu konudaki yanlışlığı üzerinde durmak gerekiyor. Afganların gelişinin İran’da durdurulması lazım. Sınırların yol geçen hanı olmaktan çıkarılması lazım. Suriye’nin yöneticileri ile derhal anlaşıp Suriye’den Türkiye’ye gelmiş olan o insanların memleketlerine yani Beşer Esat ile anlaşıp onların can güvenliğinin garantörü olarak ülkelerine memleketlerine huzur içerisinde gönderilmesi lazım. Aksi takdirde Türkiye’de işsizliğin faturası bu insanlara çıkıyor. Çünkü bir kısım iş sahipleri köle gibi göçmen çalıştırıyor, sigortasız, şusuz busuz. Onun karşılığında sigortasız çalışan Türk vatandaşı işsiz kalıyor. Haksız rekabetten kaynaklanan problemler var. Bütün bu problemlerin yanında bir de Türkiye’nin demografisinin değişmesine dair endişeler var, bu endişeyi taşıyanlardan bir tanesi de benim. Akılla mantıkla vicdanla bu problemi ülkelerine göndererek çözmek lazım. Afgan
göçünün mutlaka önüne geçilmesi lazım. Ülkeden içeri girdikten sonra ayrı problem. Behemehal sınır güvenliğinin sağlanması lazım.”