Ortaasya ülkelerinin İslâm’a dönmelerinden Haçlı Batı dünyası, İsrail, Hindistan ve Çin çok endişe ediyorlardı. Sovyetler Birliği yıkılınca Tacikistan’da İslâmî bir rejim kurulma imkanı belirmişti. İslâm düşmanı güçler bin türlü entrika ve müdahale ile bunu engellediler. Tacikistan’da, Stalin’i gölgede bırakan zulümler ve katliamlar yaptırdılar. Maalesef, orada Müslümanlarla çarpışırken yaralanan kimi hain ve zalim kızıl elemanlar ülkemizde tedavi bile edilmişti.
Hariciye işlerimizi hálâ gizlice idare etmekte olan Sabataycıların kulağı çınlasın, bizim sağırların da kulağı patlasın!.
Müslüman bir ülke ve devlet olmayan ABD gücünü koruyarak daha uzun müddet yaşayabilir mi? Büyük İslâm âlimleri ve bilgeleri, “Gayr-i müslim bir devlet, adaletli olursa payidar olur” demişlerdir. ABD İsrail konusunda, Irak konusunda, İslâm âlemine karşı tutumunda adaletli midir, değil midir? Adaletli değilse, ki değildir, bir müddet sonra zaafa uğrayacak, çökecektir.
İsrail’in ikinci cumhurbaşkanı Ben Zvi Sabataycı idi. Habeşistan’daki Falaşalarla[1] ilgilenen İsrail’in Türkiye Sabataycıları ile ilgilenmemesi düşünülemez. Bal gibi ilgileniyorlar, biliyorlar, lâkin gerçeklerin açığa çıkması işlerine gelmiyor.
Musevilik dini olmadan Yahudilik, İsrail olur mu? İslâm olmadan da Türkiye olmaz. İslâmsız yeni bir kimlik meydana getirmek mümkün müdür? Şu rezillere bakın. Atatürkçülük diyorlar. Bu teranelerle belki yabancılaşmış küçük bir azınlık meydana getirilebilir. Lakin büyük çoğunluğun kimliğinin esası, temeli, omurgası İslâm olarak kalacaktır.
İsrail’e bakınız. Orada din, devlet, kimlik, kültür içiçedir. Hafta tatili, Musevî dininin gereği olarak cumartesi günüdür. Bütün ülkede, yine dine uymak için domuz beslenmez, domuz eti satılmaz ve yenilmez, evlenme ve boşanma işleri hahamlara bırakılmıştır, din partileri serbestçe açılmakta ve faaliyet göstermektedir.
19 Eylül 1998 tarihli Hürriyet gazetesinin “Tatil” ekinde, “Evet ben Selânikliyim!” başlığı altında Ilgaz Zorlu beyle bir röportaj yapılmıştı.
Ilgaz bey, bir Sabataist olarak, mensubu bulunduğu gizli ve iki kimlikli zümrenin artık açığa çıkmasını, Sabatay Sevi’nin peşinden gidenlerin Yahudi olduklarını, yahudiliklerini ilân etmelerini istemekteydi. Kendisine karşı en şedit muhalefeti Sabataistler ve Yahudiler yapmaktadır.
Herkes iyi bilsin ki bugün Türkiye’nin yeterli bir İsrail tepkisi vermeyişi iki kimlikli zümrelerin eseridir. Medya onların elinde para onlarda…
Masonların, İsrail’in, Sabataistlerin tüm buhranlarımızdaki rolleri nedir? Krizler nasıl çözülecektir? Millet bu konuda niçin aydınlatılmıyor?
Bizdeki İslâm düşmanları İsrail’e hayrandırlar. Oradaki din hürriyetini görmüyorlar mı? Ortodoks dindar Yahudiler geniş bir hürriyete sahiptir. Onların mahallelerine çalışan belediye otobüslerinde kadınlarla erkeklerin yerleri ayrıdır. İsrail’de Yahudi Şeriat’ı hâkimdir.
O zalim terörist devletin ülkesinde domuz beslemek, domuz eti satmak da yasaktır. Bizde ise, lâiklik adına, medeniyet adına dışarıdan binlerce ton parça halinde domuz eti getirtilip bu millete yediriliyor. Evet bir kısmı dana eti diyerek bile yediriliyor!
İsrail, birkaç füze, roket yemiş ve fakat sonra gereken bütün tedbirleri almış, üzerine bir «demir kubbe» inşá etmiştir. Yàni artık hiçbir füze ve roketle onları vurmak kolay değildir.
Şimdi orada, muhtemel felaket ve sabotajlara karşı demir kubbe; özel şekilde eğitilmiş askerî ve sivil ekipler de alesta beklemektedir. Allah İsrail’i kahretsin, Müslümanlara da akıl fikir ihsan eylesin. Amin. 16.01.2024
—————————————————————————–
[1] Amharca, Sami dil ailesinin Güney Sami Grubuna ait olan bir dil. Kuzey ve orta Etiyopya’ya özgün olan Amharaların dili. Yahudilerin bir kolunun dili. Amharca “Sürgündekiler” ya da “Yabancılar” anlamına gelen aşağılayıcı bir kelime olan Falaşa ile bunlar kasdediliyor.
YORUMLAR