Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Seyit Bulut “Ramazan Barış Ve Huzura Vesile Olsun İnşAllah”

MHP DİYARBAKIR İL BAŞKAN YARDIMCISI SEYİT BULUT RAMAZAN-I ŞERİFİN BAŞLAMASI MÜNASEBETIYLE BİR MESAJ PAYLAŞTI.

MHP DİYARBAKIR İL BAŞKAN

Seyit Bulut “Ramazan Barış Ve Huzura Vesile Olsun İnşAllah”

MHP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Seyit Bulut Ramazan’ın gelişi ile ilgili verdiği mesajda MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’nin konuşmasını hatırlattı. Geçtiğimiz hafta Bahçeli’nin açıklamalarını Ramazanla ilgili duygu ve düşüncelerimizi en iyi şekilde ifade eden Liderimiz Bahçeli varken bize söz söylemek düşmez dedi. Hatırlanacağı üzere Devlet Bahçeli şu önemli açıklamalarda bulunarak Ramamaz–ı Şerifi kutlamıştı :

Soykırım trajedisi artık son bulmalıdır

Filistin halkı ve işgal atındaki yurt toprakları zulmün pençesinde, hunhar saldırı ve operasyonların odağındadır. Sayıları 30 bini aşan sivil ve masum Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. İnsani felaket hazmetme ve tahammül kapasitesini geçmiştir. İsrail, Filistinlilerin hayat ve varlık haklarına karadan ve havadan ölüm yağdırmaktadır. Haysiyet ve hürriyet gibi temel insan hakları yok sayılmaktadır. Soykırım trajedisi artık son bulmalıdır.

İlk sahurla birlikte muhkem bir barışa Türkiye öncülük etmeli

11 Mart 2024 tarihinden itibaren karşılayacağımız Mübarek Ramazan ayında, İsrail ile Filistin arasında ara çözüm değil, kalıcı ve kesin çözüm vasatı oluşturulmalıdır. 10 Mart 2024 tarihinde ilk sahurla birlikte hukuki, siyasi, insani, vicdani ve İslami ölçüler kapsamında muhkem “Barış Projesi” tezahür ve tedarik etmeli, Türkiye bu konuda öncü rol oynamalıdır. İslam alemi ilk sahura kalktığı anda barış havasının huzur ve güveniyle müşerref olmalıdır.

Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenmeli

Ramazan ayında kırılgan ve geçici değil, mütekamil ve mütemadi ateşkes kararıyla birlikte onurlu barış ve uzlaşma iklimi ilk sahurdan iki devletli çözüme kadar kökleşerek vücut bulmalıdır. Türkiye ve tüm İslam ülkeleri ortak iradeyle kenetlenip; dökülen kanların durması, Gazze yıkımının sonlanması; aksi halde siyasi, ekonomik ve askeri her türlü insani müdahalenin devreye alınmasıyla ilgili tavır ve tutumu dünyaya ilan etmelidir.

Ramazan ayının bereketiyle Filistin halkının gözyaşları silinmeli

Gazzeli mazlumlara havadan yapılan ve göstermelik olmasından başka bir manaya gelmeyen yardımların yerine, Ramazan ayı münasebetiyle temel insani ihtiyaçların temini hususunda elbette seferberlik ruhuyla harekete geçilmeli, petrol zengini ülkeler manevi sorumlukların vecibesiyle inisiyatif üstlenmelidir. Ramazan ayının bereketiyle Filistin halkının gözyaşları silinmelidir. Mescid-i Aksa’nın hüzün ve ıstırap devri kapanmalıdır.

Gerekirse Türkiye, her ihtimali masaya koyup restini çekmeli

Sayın Cumhurbaşkanımızın diyalog çabaları ve diplomatik temasları çok değerlidir. Sonuca ulaşması samimi dileğimizdir. Ancak gerekirse Türkiye her ihtimali masaya koyup restini çekmeli, bunun da siyasi eylemini planlayıp fedakarlık ve kahramanlık içinde icra etmelidir. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Boşa geçecek zaman kalmamıştır. Ramazan; barış, bereket, bolluk ve kardeşlik mevsimidir. Önümüzdeki Ramazan, barışın kurumsallaşıp kökleşmesi için müstesna ve muazzez bir fırsattır.

Şayet bu fırsat kaçarsa, bölgenin ve dünyanın bacasını ateş saracak, Türk milleti de bu tehdit ve tehlike karşısında tarafsız kalmayacaktır. Ahlaklı insan ve toplumun sorumluluk duygusu yüksektir. Sorumluluklarımızın şuurundayız, zulme karşıyız, mazlumun da yanındayız.

Cuma Suresi’nin 11’inci Ayetini hatırlattı

Eski dönemlerde var olan ve toplumsal hayatımızı çepeçevre kuşatan ahlaki safiyetin ve toplumsal duyarlılığın müteakip dönemlerde buharlaşıp bireyselleşmesi Kur’an-ı Kerim’in Cuma Suresi’nin 11’inci Ayetini çok daha haklı ve geçerli hale getirmektedir. Nitekim şahsi servetler yığılırken bir emr-i azim olan infak yoluyla paranın, hayır kanallarını zorlayarak, vahye uygun düşecek şekilde, yukarından aşağıya doğru toplum hayatına akmaması, hem sosyal, hem ekonomik, hem de siyasal çarpıklıklara neden olmaktadır.

Zalimlerin ve zulümlerin akıbeti mahvı perişanlıktır

Bu çarpıklığın önüne geçmek için kim zordaysa elinden tutalım, ekmeğimizi bölüşelim, hayır ve hasenatta yarışalım, şer ve şirret emeller karşısında tek yürek olalım. Zekat-fitre-sadakalarımızı ihtiyaç sahibi insanlarımıza muhakkak ulaştıralım. Diyorum ki, Allah bes, baki hevestir. Galip olan yalnızca Allah’tır. Zalimlerin ve zulümlerin akıbeti mahvı perişanlıktır.

Aziz milletimizin ve Türk-İslam aleminin Ramazan-ı Şerifi’ni bugünden kutluyor; Allah’tan insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını niyaz ediyor, tutacağımız oruçların ve yapacağımız duaların kabulünü diliyorum.