Kars Gravyer Peyniri ve İsviçre Kökenleri: 140 Yıllık Bir Geleneğin Hikayesi
Kars, Türkiye’nin kuzeydoğusunda, peynir üretimi ile ünlü bir şehir. Ancak bu ünlü peynirin kökleri, 4 bin kilometre ötedeki İsviçre’nin Gruyères bölgesine dayanıyor. Kars gravyeri, bölgeye özgü lezzetler arasında sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda ilginç tarihiyle de dikkat çekiyor.
1878 yılında, Kars’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi bölgenin kaderini değiştirdi. Rus yönetimi, bölgedeki tarımsal potansiyeli değerlendirmek amacıyla İsviçreli peynir uzmanı David Moser’i davet etti. Moser, Kars’ın peynir üretimi için son derece uygun bir iklim ve coğrafyaya sahip olduğunu belirledi. Bu bulgu, Kars’ı zaman içinde Türkiye’nin peynir üretim merkezlerinden biri haline getirdi.
Geleneksel İsviçre gravyer peynirinin üretim teknikleri, Moser tarafından bölgeye taşındı ve bu teknikler zamanla yerel halk tarafından benimsenerek Kars gravyeri üretimi şekillendi. Günümüzde Kars gravyeri, sadece yerel pazarlarda değil, ulusal ve uluslararası alanda da tanınmış bir marka haline geldi.
Kars gravyeri, yıllar boyu sürdürülen geleneksel yöntemler ve yerel sütlerin zenginliği sayesinde benzersiz bir tada sahip. Peynirin yapımında kullanılan sütler, bölgede yaygın olarak bulunan ve özgürce otlaklarda beslenen ineklerden elde ediliyor. Bu da peynire doğal ve özgün bir lezzet katıyor.
Kars gravyeri, şehrin ekonomisine önemli katkılarda bulunuyor. Peynir üretimi, birçok aile için başlıca gelir kaynağı olmasının yanı sıra, turistler için de bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Her yıl yüzlerce turist, bu özel peyniri tatmak ve peynir üretimi hakkında bilgi almak için Kars’a akın ediyor.
Bu tarihi ve lezzetli peynir, Kars’ın kültürel mirasının bir parçası olarak kabul ediliyor ve gelecek nesillere aktarılması için yapılan çalışmalar devam ediyor. Kars gravyeri, sadece bir peynir değil, aynı zamanda bir kültür, tarih ve gelenek taşıyıcısı olarak önemini koruyor.