Ak Parti İstanbul Milletvekili Avukat Serkan Bayram, Başkent Postası ve World Türk TV’ye konuştu. Bayram, Buğday Tanesini ve filmini değerlendirdi.
Engelli kalma sürecini anlatan Bayram, “Bir yaşındayken annemle tarlaya gidiyoruz. Beni gölgede kalayım diye ağacın altına koyuyor tarla tutuşuyor, beşik tutuşuyor, ben tutuşuyorum ama şükürler olsun yüreğim cesur kalıyor. 40 gün yoğun bakımda kalıyorum 41. gün yaşıyorum” dedi.
Bayram, çocukluğunun çok zor şartlarda geçtiğini anlatırken, “Bebeklik, çocukluk, gençlik hepsi benim için çok zor geçti. 18 yaşına kadar elleri cebinde büyüyen bir genç oldum. Tekli koltuklarda otururdum, karşılıklı koltuklarda oturmazdım. Camiye giderdim kolon ve kiriş yanlarına otururdum. Yanımda biri olmasın kimse bana sormasın diye. Sorma diye bir tişört yaptırdım insanlar soruyordu bende çok yoruluyordum” diye konuştu.
Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra yaşadığı olumsuzluklardan söz eden Bayram, “İstanbul üniversitesi hukuk fakültesini bitirdim, sonrasında Marmara üniversitesi hukuk bölümünde yüksek lisansa başladım. Aynı yıl Hakim ve Savcılık sınavına girdim. Sıvandan 84 aldım, mülakata girdim. Mülakatta elendim sebebi ise hakimler ve savcılar kanunu 8.maddesi alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı vücut bozukluğu bulunmaması şartından dolayı. Bende travma oldu bu tabii mülakatta insanlar elenebilir ama bu sebeple olması çok üzdü. Ben hukuk fakültesine yüzde 1’le girdim fakülteyi birinci bitirdim her yerde eşit yarışıp burada elenmem üzdü. Kaymakamlık sıvanım vardı eleneceğimi düşünerek girmedim ve kendi avukatlık büromu kurdum” diye konuştu.
Bayram, kendisi gibi diğer engellilerin de mağdur olmaması için bu konuda yaptığı çalışmayı anlattı. Bayram, “2021 yılında cumhurbaşkanımızın olduğu bir toplantıda ben mağdurum dedim. Neden dediler, dedim ki milletim beni vekil yapıyor ama devletim vali yapmıyor. Yargıçta millet adına karar veriyor, vekilde biz neden bu kanunu kaldırmıyoruz dedim. Sağ olsun cumhurbaşkanımızda diğer parti başkanları da tüm vekillerde destek verdi. Hepsine şükranlarımı sunuyorum 2021’in sonunda bu kanunu beşinci yargı paketi ile değiştirdik” dedi.
Bayram kitap yazmaya karar verme serüvenini ve arkasından nasıl filme dönüştüğünü şu sözlerle anlattı: “Bir daha yaşarız yaşamayız diye 2022 yılında yaşadıklarımı kitaba dökeyim dedim. Sonra bunun filmini de çekeyim dedim. İlk başta vazgeçtim annem, babam hayatta üzülürler diye. 1 hafta sonra bu fikrimden vazgeçtim ve tekrar film yapma kararı aldım. Dedim ki milyonlara umut olacak. Bağrımıza taş baştık, oturduk senaryosunu yazdık. Yapım şirketi kurduk ve 3 aralık 2022 yılında film vizyona girdi.”
Projenin daha iyi bir noktaya gelmesini istediğinden bahseden Bayram, “Bana dizi teklifleri var dedim onları beklemeye alalım benim hayalim Buğday Tanesi 2’yi ülkemize kazandıralım. Bakanlıklar, valilikler olarak hep birlikte güzel bir çalışma ile Hollywood’da yayınlanacak bir eser ortaya çıkartalım. Tüm dünyaya gösterelim gücümüzü istiyorum” diye konuştu.
Bayram, filmin aldığı ödüllerden ve dünyada geldiği konumu anlatırken, “Dünyada birçok ülkede gala yaptık. Venezuela ve Meksika da ilk Türk galasını yaptık. Kırgızistan da Türkan Şoray hanımefendi ile yaptık. İngiltere parlamentosunda konuştuk, Avrupa Konseyinde konuştuk. Avrupa Parlamentosunda konuştum filmimiz izlendi. Beni senatör yaptılar, Nobel’e aday gösterdiler. Vatikan da papayla konuştum. Avrupa Birliği’nin kurduğu Uluslararası Diplomatlar Birliğinin Dünya Barış Ödülü ve elçisi yaptılar. Haziran ayının ilk ayında Birleşmiş milletlerde konuşacağım. Sonra Cenevre de olacağım. Yaz ayında Hollywood’da büyük bir gösterimimiz var. Birkaç ülke devlet nişanı vereceğiz dedi. Buğday Tanesi tüm dünyaya yayılıyor ve inanıyorum ki daha büyük yerlere gelecek. Tüm engellilere ve insanlara büyük umut olacak” şeklinde konuştu.
Bayram, projenin amaçlarını şu sözlerle aktardı: “Yere düştüğünde değil vazgeçtiğinde kaybedersin. Amacımız insanlara umut vermek bir çocuk umutsuz olduğunda Buğday Tanesini görüp bu Serkan Bayram tek parmağıyla ne yaptı desin. Ben tek parmağımla yazdım bu kitabı, tek parmağımla imza atıyorum, tek parmağımla okudum. Zaten amacım insanlar tek parmağıyla bunları yaptı diye hayata karşı umutları olsun.”
Projenin sosyal boyutunun yanı sıra siyasal boyutuna da değinen Bayram, siyasetin umut için yapıldığını ve 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde deprem bölgesinde umudunu kaybetmiş insanlara yaşadıklarını anlatıp dertleştiğini söyledi.