Nöbetçi Eczaneler
Özellikle Çankaya, Sincan ve Etimesgut’ta etkisini gösteren yağış, alt geçitleri ve metro girişlerini suyla doldurdu. Bu durum, başkentin ulaşım sistemini felç etti. Metro seferlerinin durdurulması, şehirdeki hareketliliği olumsuz etkiledi. Ankara’nın su baskınlarına karşı hazırlıksız olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.
Bu olaylar, doğal afetlere karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuzu sorgulamamıza neden oluyor. Her yıl benzer durumlar yaşanırken, altyapı sorunları ve acil durum yönetimindeki eksiklikler, felaketlerin etkisini artırıyor. Kentleşme, betonlaşma ve doğanın tahrip edilmesi, bu tür felaketlerin şiddetini artıran faktörler arasında.
İklim değişikliği, artık inkar edilemez bir gerçek. Ankara gibi şehirlerde aşırı yağışlar ve sel baskınları daha sık ve şiddetli hale geliyor. Altyapı çalışmalarının, iklim değişikliğinin getirdiği yeni koşullara uygun olarak yeniden ele alınması gerekiyor. Kanalizasyon sistemlerinin ve su tahliye altyapısının güçlendirilmesi, bu tür felaketlerin önlenmesinde kritik öneme sahip.
Ancak sadece altyapı önlemleri yeterli değil. Toplum olarak da afet bilincimizi artırmamız gerekiyor. Sel ve su baskınlarına karşı bireysel ve toplumsal düzeyde hazırlıklı olmak, can ve mal kaybını en aza indirgememizi sağlayabilir. Özellikle sürücüler ve yayalar için sel ve su baskını durumlarında yapılması gerekenler konusunda farkındalık yaratılmalı.
Sonuç olarak, Ankara’da yaşanan bu son sel felaketi, altyapı sorunlarımızı ve iklim değişikliğine karşı ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için acil önlemler alınması, hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların sorumluluğunda. Doğal afetlerle mücadelede etkin çözümler geliştirmek ve uygulamak, geleceğimiz için hayati önem taşıyor.