Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Hamas lideri İsmail Haniye’nin İsrail tarafından İran/Tahran’ın merkezinde kaldığı devlet konuk evinde yakın mesafeden atılan kısa menzilli füze ile suikasta uğraması sonucu öldürülmesi/(şehit edilmesi) üzerine İran-İsrail arasındaki gerilimin bir anda savaşa dönüşebilecek boyuta gelmesi ABD’yi son derece rahatsız etmişti.
İran’ın Hamas lideri Haniye suikastını perde arkasını ortaya çıkarmak için, başta Haniye’nin güvenliğinden sorumlu Fethullah Camiri ve 30 korumanın sorgulanması İran’daki güvenlik zafiyetini aleni bir şekilde ortaya çıkarıyordu. Yine bu konuda açıklama yapan İranlı eski bir istihbaratçı olan Ali Rezai “Devlet içerisinde şu an Haniye suikastı özelinde ‘Kimler hangi harici servislerle iş birliği içerisinde ve ihanet hangi mevki ve makamlara kadar uzanıyor’ sorusunun cevabı aranıyor. Son suikast nokta istihbarat desteği olmadan kesinlikle yapılamaz.” ifadeleri de sözkonusu İran’daki güvenlik zafiyetini doğruluyordu.
Hamas lideri Haniye’nin Türkiye ve Katar/Doha’da bulunduğu zamanlarda MİT tarafından birkaç suikast girişimini engellediğini özellikle belirtmek isteriz. MİT, Hamas lideri Haniye’ye suikast girişimlerine yönelik sürekli uyarılarda bulunmuş.
Haniye’nin nasıl öldürüldüğü ile ilgili başlayan tartışmaların (suikastın içerden mi, dışardan mı yapıldığı konusunda) farklı perspektiflerden değerlendirilmesi üzerine yapılan yorum ve analizler devam ederken Kuveyt’in El Ceride gazetesinin bir iddiası ortalığı karıştırdı.
El Ceride gazetesi tarafından bir grup ABD’li yetkililerin özel bir uçakla gizlice Ankara’ya geldikleri ve Ankara üzerinden da İran’a geçerek İranlı üst düzey istihbarat yetkilileri ile iki saatlik kritik bir görüşme yaptıkları iddia edilmişti. ABD’li yetkililer İran’a uyarıda bulunarak “İsrail’e saldırıp Netanyahu’nun oyununa gelmeyin” aksi takdirde (İran’ın İsrail’e saldırması durumunda) İsrail’i savunmak zorunda kalacaklarını ifade etmişler.
ABD ve İran heyetleri arasında yapılan görüşme sırasında, İran heyetine iyi niyet amaçlı MOSSAD ajanlarının listesi verilmiş! Ayrıca Biden, İran ile savaşmak istemiyormuş! Şayet İran, İsrail’e saldıracak olursa mecburen İsrail’i savunmak zorunda kalacaklarmış! İsrail medyası, İran’ın dört ülkeden eşzamanlı saldırı yapacağını ve böylesi bir saldırıda ABD ordusunun müdahale ederek kendilerine yardımcı olacaklarını duyurmaları, Kuveyt gazetesi El Ceride’nin haberindeki ABD’nin İran’a karşı iyi niyetli yaklaşımını çürütüyordu.
ABD’li Bakan Lloyd Austin, olası bir İran saldırısına karşı İsrail’in bölgesel güvenliğini garantiye almak için Amerikan askeri varlığının artırılması için bölgeye savaş uçakları ve savaş gemileri gönderilmesi konusunda talimat vermesi bile ABD’nin İran’a yönelik iyi niyetli yaklaşımlarının asılsız olduğunu ispatlamaya yetiyordu.
Kuveyt gazetesi El Ceride’nin iddiaları doğru olsa bile ABD’nin İran ve İsrail arasında ikili oynayarak İran’a aba altından sopa gösterdiği ortada. Daha açıkçası ABD’nin bölgedeki gerilim ve tansiyonu düşürmek amacıyla girişimlerde bulunması bile ikiyüzlülüğünün apaçık göstergesiydi. Çünkü, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD ziyaretinde senatoda yapmış olduğu konuşmada ayakta alkışlanması ABD’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştı.
İsrail’in yegane amacı İran’ı kışkırtarak üzerine çekmek ve kendisine saldırtmaktır. O yüzden Filistin/Gazze’deki saldırılarını daha da artırmış durumda. Olası bir İran-İsrail savaşında ABD ve İngiltere’nin yanında Fransa ve Ürdün’ün yer alacağı İsrail tarafından açıklandı. Yani, İran’ın İsrail’e misilleme yapması durumunda bu ülkeler de İsrail’e destek verecek.
Türkiye’nin bu konulardaki izleyeceği politika açık ve net. Türkiye, böylesi bir duruma asla seyirci kalmaz. Başta İsrail olmak üzere ABD ve onlara destek veren tüm ülkeleri uyarmaktan vazgeçmeyecek. Geçmişte olduğu gibi her zaman İsrail işgali, zulmü, vahşeti ve soykırımı altındaki Filistinlilerin yanında yer almaya devam edecek.