Selen Yenilmez: “Toplumsal algılardan ya da yaygın inanışlardan ziyade doğru bilgilerin peşinden koşmalı, sosyal medya yerine bilimsel gerçekleri kılavuz edinmeliyiz.”
B: Merhaba Selen Hanım. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. Ben Diyetisyen Selen Yenilmez. 1998 yılında Bursa’da doğdum. Bursa’daki lise eğitimimin ardından Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü kazanarak Ankara’ya geldim. 4 yıllık lisans eğitimimin ardından mesleğimi icra etmek üzere Bursa’ya döndüm. Hastane deneyimi ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almamın ardından şu anda online beslenme danışmanlığı ve içerik yazarlığı yaparak devam etmekteyim.
B: Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu sebeple sizinle daha çok kadın sağlığı ve beslenme ilişkisi üzerine konuşmak istiyorum. Kadın danışanlarınızda beslenmeyle ilintili en sık rastladığınız sağlık sorunu nedir?
Kadın danışanlarımda en sık rastladığım beslenmeyle ilintili sağlık sorunları insülin direnci, polikistik over ve bazı tiroid hastalıkları. Kadınlara özgü olmamakla birlikte obezite de danışanlarımda en sık gördüğüm sağlık problemleri arasında. Tabi ki bu bahsettiğim sorunlar birbirlerini tetikleyen nitelikte olabilirler. Diğerleri kadar sık olmasa da aşırı zayıflık durumu da karşılaştığım sorunlar arasında. Aşırı zayıflığın sık görülmemesinin sebeplerinden bir tanesi zayıflığın bir tehlike olarak görülmemesi, aksine bu durumun normal olarak kabul edilmesi. Halbuki aşırı zayıflık da fazla kilolu olmak kadar sağlıksız bir durum.
B: Aşırı zayıflığın sağlıksız görülmemesinin altında yatan sebepler arasında özellikle sosyal medyadaki güzellik algısının olduğunu düşünüyorum. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Sizce aşırı zayıflığın sağlıksız görülmemesinin sebepleri ne olabilir? Sosyal medyanın beslenme davranışları üzerinde böyle bir etkisi olabilir mi?
Aslında zayıflığın sağlıklı gözükmesi sadece kadınlara özgü değil. Genel olarak zayıf insanların daha sağlıklı olduğu düşünülüyor. Fakat burada önemli olan zayıflığın derecesi diyebiliriz. Fazla kilolu birine kıyasla zayıf bir beden daha sağlıklı olabilse de bazı fiziksel zayıflıklar normal sınırların altında olabilir. Bu durumda ağırlık fazlalığı kadar profesyonel yardım alınmasını gerektiren bir konudur.
Tespitinize gelecek olursak, aşırı zayıflığın normal kabul edilmesinde çevresel faktörler etkili olabilir. Sosyal medya da bu çevresel etkilerin bir yansıması olarak karşımıza çıkmakta. Zayıf olan güzeldir algısı tüm dünyada yaygın olarak kabul görüyor. Bu sebepten dolayı, sosyal medyanın beslenme üzerindeki manipülatif etkisini incelediğim lisans seminerimi hazırlamıştım. Yaptığım araştırmalar sonucunda sosyal medyadan insanların beslenme tercihlerini uzun ve kısa vadeli etkilediğini gördüm. Sosyal medyanın kısa vadede beslenme davranışlarını değiştirebildiğini, dönemin trendlerine göre kişileri beslenmeye yönlendirdiklerini söyleyebilirim. Örneğin covid döneminde medyada yayılan herhangi bir haber üzerine virüse karşı etkili olduğu düşünülen besinlerin daha fazla tüketilmeye başlandığına şahit olduk. Sosyal medyanın uzun vadeli etkileri arasında ise kişileri beslenme konusunda yanlış yönlendirme ve bunun sonucunda beslenme bozukluklarına zemin hazırlamasını gösterebiliriz. Sosyal medya doğru kullanıldığında ise kampanyalar düzenlemek, kişilere doğru bilgiyi ulaştırmak açısından hızlı ve etkili bir yöntem. Bu nedenle özellikle meslektaşlarıma sosyal medyayı doğru bilgiyi aktarma aracı olarak kullanmalarını öneriyorum.
B: Peki bu noktada, bütün bahsettiklerinizi göz önünde bulundurarak bizlere ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Öncelikle yaygın görülen sağlık sorunlarından bahsetmişken bu hastalıkların önlenmesi ve çözümü için birkaç genel tavsiyede bulunabilirim. Vücudun fazla ağırlıklardan kurtulması pek çok sorunun çözümünde önemli rol oynayabilir. Bunun için yeterli ve dengeli beslenmeye ve fiziksel olarak aktif kalmaya özen göstermeliyiz. Gerektiğinde bir beslenme uzmanından yardım almaktan çekinmemeliyiz. Toplumsal algılardan ya da yaygın inanışlardan ziyade doğru bilgilerin peşinden koşmalı, sosyal medya yerine bilimsel gerçekleri kılavuz edinmeliyiz.
B: Kadın sağlığı ve beslenme ilişkisi diye yola çıkıp, sosyal medyanın beslenme üzerindeki manipülatif etkisine kadar değindiğimiz bir sohbet oldu. Açıklayıcı cevaplarınız için teşekkür eder, tüm emekçi kadınlar gibi sizin de gününüzü kutlarız!