Yılmaz, “Üniversite öğrencileriyle ilgili “Kent ayriyetini sağlamak için bu kentin değerleri üzerinden para kazanmalarını sağlamamız lazım. Gençlerin ticaret yapmalarını, turizmin bir parçası haline gelmelerini sağlamamız lazım” ifadelerini kullandı.
Başkan, “ Ankara, bilimin, bilişimin, savunma sanayisinin, sağlık merkezinin turizmi olacak bir kent. Sadece haymanadaki kaplıcalar Dünya’nın en iyi kaplıcalarından daha değerlidir. Dolayısıyla kent kültürü üzerinden doğru bir tanımlama yaptığımız zaman açlık sorunumuzu da çözmüş oluyoruz. İstikbal sorunumuz da çözülür. Kent ayriyetinin olduğu bir kentte açlık yoktur. Kent ayriyetini zirvede tuttuğumuz zaman Avrupa’daki bütün çocuklara Ankara’yı anlatmaya başlamış oluyoruz” ifadelerini kullanan başkan açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü;
“Dezavantajlı bölgelerimizin tamamına sosyal yardım yaparak insanların çalışmadan da yaşayamayabileceğini zannediyor çocuklarımız. Yokluğu anlatacağız onlara. Bir tek toplu iğne alacak gücümüz yokken Gençlik Parkı’nı neden yaptı Mustafa Kemal Atatürk? Dünya’nın en değerli mimarlarını, şehir planlarını neden getirdi Mustafa Kemal Atatürk? Dolayısıyla yokluk içerisindeki bir viraneyi biz dezavantajlı bölgelerdeki çocuklarımıza anlatmayacaksak eğer buradan tekrar dirilişi ortaya koyamayız. Her dönem Milli Mücadele yapmamız gerekmiyor. Her dönemin şartlarında iradeli mi olmamız gerekiyor? 40 milyar liralık sosyal yardımlar, yardımlara ayrılan bütçelerin tamamı biter ve zekât bekler duruma geliriz. Kalkınma sadece kent ayriyeti, dayanışma ve iradeden geçiyor” dedi.
Halil İbrahim Yılmaz Ankara Kent Konseyi hakkında ise “Ankara Kent Konseyi kamplaşmanın bittiği bir başkentin ilan edilmesiyle alakalı bir enerji, performans ortaya koyuyor. Neden Ankara kent konseyi son 1.5 yıldır Ankara’da toplumun bütün kesimlerinin dikkatini çekti? Ankara Kent Konseyi Politik savaşların cephesi, süngüsü olmadı. Okları herhangi birimizin kafasına saplamadık. Değerler üzerinden dövüşmedik. Bütün sosyolojiler bu kentin değerleri için bir araya geldi” ifadelerini kullandı.
Başkan “Türkiye şu anda su zengini olarak biliniyor değil mi? 1700 litre ortalama su ihtiyacı Dünya’nın her yerinde. Ülkemizdeki rakam ise 1400 litre. Su fakiriyiz. Bizim, kent ile ilgili, doğal kaynaklarla ilgili çalışmalar yapmadığımız için, doğal kaynakların üretim maliyetlerini hesaplamadığımız için. Dünya’ da 3. Sınıf olan, yeni kurulan göçebe devletlerin bile doğal kaynakların üretim maliyetleri hesaplanırken biz bir t-shirt üretiminde 10 tl ye sattığımız o ürünü üretirken yaklaşık 200 tl doğal kaynak kullandığımızı anlamadığımız sürece bu kentin, bu Ülkenin kalkınmasından, geleceğinden söz edemeyiz” dedi.
Yılmaz “Bu kent doğal kaynaklarıyla, tarihiyle, değerleriyle birlikte bütün olarak düşünülüp gerekirse 100 yılın ihtiyaçları bugünden konuşulacağı politik ve sivil toplum bir dil ve ortak bir akıl inşa edilirse eğer bugünkü kaygılarımızdan çok kolay uzaklaştığımızı göreceğiz” ifadelerini kullandı.