PROF. DR. SÜLEYMAN KAYNAK
Sevmedya TV de yayınlanan “Portre” programına katılan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr.Süleyman Kaynak “İzmir’deki tüm hastaneler deprem açısından değerlendirilmeli” dedi. Kaynak “İzmir’ de de bir deprem geçirdik. O günlerde sağlık kuruluşlarının depreme dayanıklılığı konusunu talep ettik ve bazı çalışmalar yapıldı. Ancak raporlarla ilgili bilgimiz yok. Ve o depremden sonra kamu özel hiçbir sağlık tesisi boşaltılmadı. Depreme dayanıklılardı demek ki. Kamu yönetimden şunu bir kez daha talep ediyoruz. İzmir’deki tüm hastaneler deprem açısından değerlendirilmeli ve performans testleri yapılmalı. Güncel durum şeffaf bir şeklide kamu oyu ile paylaşılmalı. Ve riskli binalar hemen boşaltılmalı, geçici yerlere taşınmalı. Yıkım sonrası aynı yerde depreme dayanıklı binalar yapılmalı.Kurumlar aynı isimle, aynı tüzel kişilikle sağlık hizmetine buralarda devam etmeli.”şeklinde konuştu.
Prof.Dr.Süleyman Kaynak’ın programda değindiği konulardan bazıları şu şekilde…
“Sanal kuyruklar oluştu”
Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS ) var. Hastanelerde kuyruklar ortadan kalktı deniyor. Evet kuyrukları görmüyoruz ama bu kuyruklar şimdi sanal ortamda var. MHRS’ye girdiğinizde ya sıra alamıyorsunuz ya da çok ileri tarihe alabiliyorsunuz. Bir hastaya 5 dakika ayrılmış olmasına rağmen. Dünya Sağlık Örgütü’nce kabul edilen standarta göre 20 dakikadan az bir hastaya bakılamaz. Şiddet olayı da buradan kaynaklanıyor. Birkaç dakika içinde ne sağlık hizmeti alınır ne de verilir. Ne hekim memnun olur ne de hasta. Hekimlerde yaygın tükenme sendromu oluyor. İnsanlar da sorunlarına çözüm alamadıkları için tartışmalar çıkıyor ve bunlar şiddete dönüşebiliyor.”
“Tüm hekimler yoksulluk sınırı altında ücret alıyor”
“Türkiye bugün yoksullar ülkesi haline gelmiştir. Açlık sınırı 4 kişilik aile için 10 bin lira. Yoksulluk sınırı 31 bin liraya geldi. Asgari ücret 8500 lira.Türkiye’de asgari ücret açlık sınırı altında. Öğretim üyeleri bile şu anda yoksulluk sınırının altında kaldı. Rakamlar enflasyona bağlı her gün yükseliyor. Bugün tüm hekimler yoksulluk sınırının altındadır.”
“Deprem bölgesi ilk çağı yaşadı”
Doğa olaylarının felakete dönmesi insanlar yüzünden oluyor.6 şubata dönelim.Orada insanlar ilk çağa döndüler.Barınmaları yoktu,besinleri yoktu,suları yoktu,tuvaletleri yoktu,savunmaları yoktu,sağlıkları yoktu. Aslında deprem şunu gösterdi. Türkiye devletinin kolonları, kirişleri kesilmiş haberimiz yok. Bir enkazda yaşıyormuşuz. TSK görülemedi bir kolon kesildi. Gata yoktu bir kolon daha kesildi. Kızılay görülemedi bir kolon daha kesildi. Birçok kurum yoktu. Afad niye görünmedi ? Çünkü Türkiye’de Afad’ın 7500 personeli var ve çoğu da masa başı personeli. 85 milyonluk ülkede bu olabilir mi? Hepsi arama kurtarma konusunda donanımlı eğitimli de olsa şehir başına 700 kişi düşer. Her sokağa bir kişi bile düşmez. Afad diye bir şey yokmuş .Aldatmacaymış. Güveneceğimiz bir sistem gibi inandırılmışız. “
“Bu seçim iyilik ile kötülük arasında”
Önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinde iyi ile kötü arasında bir seçim yapacağız..İyilik ile kötülük arasında. Halkımız olaya böyle baksın. Mesela kötülük nedir ? Dere yatağına kapalı kavşak yapıyor, 14 tane vatandaş altında kalıyor ve oradaki vatandaşlarımızı sopalarla arıyorsak bu kötülüktür. İkincisi yasalara ve anayasaya uygun bir seçim istiyoruz. Kimse kimseyi aptal yerine koymasın. Üçüncüsü sandık güvenliği konusunda herkes elini taşın altına koymalı .İzmir Tabip Odası olarak biz de koyacağız.