Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

ABD’nin İsrail Çekincesi ve Epstein Skandalı’nın ABD Üzerindeki Etkisi: MOSSAD’ın Pedofili Yüzü !..

MOSSAD’ın görevi ne kadar istihbarat toplamak olsa da dünyanın birçok yerinde (Asya, Avrupa, Ortadoğu, Afrika vs.) etkin operasyonlar düzenlemiştir. MOSSAD’ın başka bir çalışma yöntemi daha var ki o da Pedofili (sübyancılık) yoluyla kurmuş olduğu tuzaklar ve kumpaslar ile ülke ve liderleri etkisi altına alarak her istediğini yaptırabilmesidir… Epstein Skandal’ında ABD’deki 2016 seçimleri dolayısı ile adı geçen iki eski ABD başkanı (Bill Clinton ve Donald Trump) bir hayli zor durumda kalmışlardı. Clinton genç kızlara düşkünlüğü ile biliniyordu. Trump hakkında şaibeler tam netleşmemişti. Yine de adı Epstein Skandal’ında geçmişti…

MOSSAD’ın görevi ne kadar

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

MOSSAD, bütün dünya tarafından CIA’dan sonra gelen en güçlü istihbarat teşkilatı olarak biliniyor. Casuslukta, suikastta, adam kaçırmada, sorgulamada, kirli işlerde, kumpas ve kundaklamalarda profesyonellikle tanımaktadır. Fakat bugüne kadar fazla dillendirilmeyen öyle bir yönü var ki o da pedofili (sübyancılık) konusunda (çocuklara yönelik cinsel eğilim veya psikoseksüel rahatsızlıkta) zaafı olan dünyada tanınmış siyasi liderler (devlet başkanları), bürokratlar, iş insanları vs. önemli kişilere yönelik yapmış olduğu istihbarat birikimi ile PEDOFİLİ yoluyla kurmuş olduğu tuzaklar ve kumpaslar ile ülke ve liderleri etkisi altına alarak her istediğini yaptırabilme başarısıdır!..

Bu konuya en iyi örneği ABD’den vereceğiz. Daha sonra Türkiye’den de birkaç örnekle İsrail’in küresel boyuttaki Pedofili operasyonlarına değineceğiz. Fakat bahsetmiş olduğumuz İsrail odaklı pedofili faaliyetlerinin çok iyi anlaşılabilmesi için önce MOSSAD hakkında ayrıntılı bir bilgi vermemiz gerekiyor. MOSSAD’ı çok iyi tanımamız gerekiyor ki konuyu çok iyi kavrayabilelim.

Dünyanın en güçlü istihbarat örgütleri arasında yer alan MOSSAD (İstihbarat ve Özel Harekâtlar Enstitüsü) adıyla 13 Aralık 1949’da kurulmuştur. Önceki yönetim merkezi Tel Aviv olan MOSSAD’ın şu andaki merkezi Kudüs’tür. Yıllık bütçesi 10 milyar Şikel. İsrail’in Aman (askeri istihbarat) ve Şin Bet (iç istihbarat) isminde iki ayrı istihbarat teşkilatı daha vardır.

MOSSAD, İsrail devleti tarafından anayasal kanunlarından tamamıyla muaf tutulduğu için görevi, yetkisi ve bütçesi tartışılamaz ve tanımlanamamakla beraber sadece Başbakan’a karşı sorumludur. Kısaca İsrail’in derin devletinin operasyon merkezi de diyebiliriz. MOSSAD’ın genel anlamdaki görevi istihbarat toplama, terörle mücadele, gizli operasyonlar olmakla birlikte kuruluşundan bu yana sadece İsrail’i değil dünyadaki bütün Yahudi topluluklarını koruyup-kollamıştır. Dünyada CIA’dan sonra dünyanın en büyük istihbarat örgütü olarak bilinmektedir.

Dünyada bir avuç Siyonist Yahudi’nin Filistin topraklarına yerleşmesi ve zaman içinde dünyanın birçok yerinden göç eden Yahudilerle daha da büyüyerek 1949 yılında İsrail devletinin kurulması ile birlikte aynı yıl yönetim merkezi Tel Aviv olan MOSSAD (istihbarat örgütü) de kuruldu.

MOSSAD’ın görevi ne kadar istihbarat toplamak olsa da dünyanın birçok yerinde (Asya, Avrupa, Ortadoğu, Afrika vs.) etkin operasyonlar düzenlemiştir. MOSSAD kuruluşundan (1949) yılından bu yana Filistin başta olmak üzere Afrika’da (Mısır, Fas, Tunus, Uganda, Güney Afrika, Etyopya) Amerika (Arjantin, Birleşik Devletler, Uruguay), Asya (İran, Irak, Ürdün, Lübnan) vs. dünyanın birçok yerinde istihbarat çalışması ve casusluk faaliyetleri başta olmak üzere birlikte suikastlar, bombalı eylemler, adam kaçırmalar, sabotaj, kundaklama, zehirleme ve trafik kazası süsü adıyla ölümler gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda düşman bildiği ülkelere yönelik medya ve sosyal medya yoluyla kirli propaganda, provokasyon, dezenformasyon yapmakla da geri durmamıştır. 

7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Filistin/Gazze üzerinde gerçekleştirmiş olduğu kara, hava ve deniz saldırılarında 20 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybetmesi, yüzbinlerce Filistinlinin yaralanması ve 1,5 milyon Filistinlinin yerinden-yurdundan olması,  bombardımanlar sonucunda Gazze’nin yerle-bir olması karşısında BM’nin hiçbir şey yapamaması, ABD’nin bunca zulüm, vahşet ve soykırım karşısında İsrail’e her türlü desteği vermesinin altında yatan acı gerçek İsrail’in lobi faaliyetleri ve PEDOFİLİ yoluyla ABD’yi (perde arkası etkisizleştirmesi!) gelmektedir.

Dünyada Epstein Skandalı olarak bilinen küçük kız çocuklarına düşkünlüğü ile bilinen pedofili hastası (sapık) Jeffrey E. Epstein’in kişinin küçük kız çocuklarını dünyaca ünlü tanınmış (kendisi gibi pedofili hastası olan) sapık siyasi liderlere, devlet başkanlarına, önemli iş insanlarına ve sanatçılara peşkeş çekmesi ile adını dünyaya duyurmuştur.

Epstein Skandalı’nı anlayabilmemiz için önce Jeffrey Epstein’i çok iyi tanımak gerekiyor. J.E.Epstein ABD de finansçı, iş insanı ve depofili suçlusu olarak biliniyor. Yahudi bir ailenin çocuğudur. En önemli dostları arasında Donald Trump, Bill Clinton, York Dükü Prens Andrew, Kevin Spacey, Alan Dershowitz gibi isimler var. Pedofili hastası olan Epstein ağına düşürdüğü küçük kız çocuklarını para, iş vs. vaatlerle kandırarak zengin iş adamları, siyasi liderler ve tanınmış/ünlü sanatçılara masaj, temizlik, sekreter vs. kamuflajı maskesi altında peşkeş çekerek fuhuş amaçlı pazarlaması ile tanınmaktadır. Bu konuda ilk soruşturma 2005 yılında 14 yaşındaki bir kızı liseli arkadaşı başka bir kız aracılığı ile ulaşıp kendi ofisinde erotik masaj yapması ihbar edilince hakkında soruşturma başlıyor. 30 Haziran 2008’de yine küçük bir kızı fuhuş amaçlı istismar etmesi ile yargılanmış 23 ay gözetim altında tutulmuş. 2029’da Florida ve New York’ta küçük çocuklara taciz ve fuhuş yaptırmaya zorlamaktan tutuklanıp cezaevine atılmıştır. J. Epstein hakkında yapılan araştırma ve soruşturmalar sonucunda toplam 36 kız çocuğun tacize uğradığı tespit edilmiştir. Nihayetinde 10 Ağustos 2019 yılında kalmış olduğu Cezaevi’ndeki hücresinde 66 yaşında intihar ederek yaşamına son vermiştir.

Epstein Skandal’ında ABD’deki 2016 seçimleri dolayısı ile adı geçen iki eski ABD başkanı (Bill Clinton ve Donald Trump) bir hayli zor durumda kalmışlardı. Clinton genç kızlara düşkünlüğü ile biliniyordu. Trump hakkında şaibeler tam netleşmemişti. Yine de adı Epstein Skandal’ında geçmişti.

Şimdi gelelim bir zamanlar dünyada ses getiren Epstein Skandalı’nının baş aktörü Jeffrey E. Epstein’in MOSSAD ilişkilerine!.. Ateş olmayan yerden duman tütmezdi. ABD’nin şu andaki İsrail-Hamas savaşında İsrail’e her türlü desteği vermesinin altında bilinmeyen bir gerçek olsa gerekti. Yani, demek istiyoruz ki Epstein Skandalı’nda ismi geçen ABD’nin eski başkanları ile birlikte bir zamanların eski İsrail Başbakanı olan Ehud Barak’ın 2013 ve 2017 yılları arasında Apstein Skandalı’nın baş aktörü J.E. Epstein’i tam 36 kez misafir ettiği ortaya çıkmıştı. Epstein ile Ehud Barak arasındaki garip ilişki, diyalog ve dostluğun ne anlama geldiğini az-çok anlıyoruz! Ayrıca eski MOSSAD ajanlarından Ari Ben-Menashe, Epstein’in bir İsrail/MOSSAD ajanı/casusu olduğunu da itiraf etmişti. Bütün bu garip ve ilginç ilişkiler ağı aleni bir şekilde ABD’yi olağanüstü rahatsız etti. Yani, J. Epstein sayesinde ABD’nin iki siyasi lideri ve bazı önemli isimlerin cinsel içerikli bilgi/belge ve görüntülerinin İsrail’in( MOSSAD) eline geçmiş olmasından dolayı Epstein kalmış olduğu hapishane hücresinde öldürüldü.Tabi ki (her zaman olduğu gibi) intihar süsü verilerek Eptein ortadan kaldırılmıştı.

Bütün bu anlattıklarımızdan bugün Hamas-İsrail savaşında ABD’nin hiçbir şart gözetmeksizin niçin İsrail’e DESTEK verdiği çok iyi anlaşılmış olsa gerek. İsrail’in zaten ABD üzerinde büyük bir lobi gücü var. O yüzden ABD’nin iç işlerine bile karışabiliyor! ABD seçimlerinde istediği aday lideri elindeki kozlarla tehdit edebiliyor olması her şeyi izah etmeye yetiyor. ABD başkanı Donal Trump ile bugünkü ABD Başkanı Joe Biden arasındaki başkanlık yarışındaki perde arkası oyunların, kumpasların, tehdit ve şantajların ana gerekçesi ESPTEİN SKANDALI olsa gerek! Zaten Donald Trump’ın adı Esptein Skandalı’nda adı geçiyordu. Şu andaki Başkan J. Biden bu durumu koz olarak kullanmakta olabilir. Peki, Esptein Skandalı’nın karanlık dehlizlerinde şu andaki ABD Başkanı J. Biden ile de belge, bilgi, görüntü vs. olmasın!.. Eski Başkan D. Trump da bunu zamanı gelince koz olarak kullanmasın!..

Bir zamanların ABD Başkanı Donald Trump’ın niçin Kudüs’ü başkent ilan ettiğini şimdi çok iyi anlıyoruz. İsrail’in ABD’deki güçlü lobi faaliyetleri dışında Esptein benzeri başka nice tehdit ve şantajları barındıran unsurları koz olarak kullanabileceğini de çok iyi tahmin edebiliyoruz.

Türkiye’de FETÖ kumpaslarında önemli faktör olan Seks Kasetleri şantaj/tehdit unsurları ile birlikte meşhur Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar’ın elindeki benzer seks kasetlerinin İsrail’e açılan kapının anahtarları olduklarını da çok iyi anlamaktayız!.. Yani, Türkiye’deki FETÖ kumpaslarında ve 17-25 Aralık polis/yargı operasyonlarında ve 15 Temmuz’un perde arkasında ne kadar ABD olsa da İsrail’in çok önemli rol oynadığını da çok iyi biliyoruz.

Bugün, İsrail-Hamas savaşında İsrail’in olağanüstü şımarıklığı, vurdumduymazlığı, ABD’nin İsrail’e vermiş olduğu sınırsız destek, BM’nin ABD ve İsrail üzerinde hiçbir sözünün geçmemesi, Avrupa ülkelerinin İsrail zulmü, vahşeti ve soykırımı karşısında sessizliği, Türkiye dışında diğer ülkelerin ne ABD’ye ne de İsrail’e baskı yapabilecek hiçbir özelliğinin olmamasının sebepleri Esptein Skandalı’nın sonuçlarından çok iyi anlaşılmaktadır. ABD ve İsrail’e karşı sözünü esirgemeyen ve sürekli uyaran ülkenin Türkiye gerçeği olduğu da artık bütün çıplaklığı ile birlikte görülmektedir.

Türk istihbaratının (MİT, Emniyet, Asker, Jandarma) MOSSAD karşısındaki güç ve kudretini, Türkiye’de son günlerde MOSSAD’a yönelik yapılan casusluk operasyonlarında açıkça göstermiştir. Türkiye güçlü istihbarat teşkilatı MİT sayesinde MOSSAD’ın Türkiye’ye yönelik tüm kirli oyunlarını bozmuştur. Türkiye, İsrail/MOSSAD’ın Filistin/Arap uyruklu devşirme casuslarının ipliğini pazara çıkararak ‘istihbarat’ konusunda dünyadaki gücünü aleni bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye, MOSSAD’a yönelik yapmış olduğu operasyonlar ile CIA’ya da anlayacağı dilden gerekli mesajı vermiştir!..