Diyanet Bir-Sen Genel Merkezi, 26 Kasım 2018 Pazar günü gerçekleştirdiği yönetim kurulu toplantısında sendikal çalışmaları değerlendirdi.
Genel Başkan Hasan Türüt başkanlığında toplanan yönetim kurulu, genel başkan yardımcıları İbrahim Kaya, Hamdullah Silindir, Mesut Çakıroğlu, Hüseyin Keskin, Ömer Faruk Oruç ve Yaşar Küçükoğlu’nun gündemi değerlendirmesiyle sona erdi.
Ayrıca son zamanlar da Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili basın da çıkan haberlerle ilgili bir değerlendirme yapılarak basın açıklaması yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kamuoyu nezdinde yıpranmasına ve olumsuz haberlerle anılmasına karşı sessiz kalınamayacağını belirten Diyanet Bir-Sen Yönetim Kurulu, kişiler üzerinden Diyanet’in yıpratılmasına göz yumamayacaklarını belirterek şunları söylediler:
DİYANET’İ KORUMAK ASLİ GÖREVİMİZ
İslam ülkelerinde meydana gelen olaylar üzücü olmakla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Müslümanlara yardım götürülmesi, dini konular da eğitilmeleri gibi pek çok konular da üzerine düşeni yapmıştır.
Diyanet İşleri Başkanı üzerinden belli bir siyasi oluşumu hedef almak için yapılan yıpratma ve karalamalar öncelikle Müslümanları rencide etmekte ve dine zarar vermektedir. Bu tür olaylar dünya da ve özellikle İslam ülkelerinde yakından takip edilmektedir. Türkiye’ye karşı umut besleyen İslam ülkelerinin umudunu yaşatmak gerekir. Zira Diyanet, insani ve dini boyutlarıyla görev alanına giren hususlar da görevini yapmaktadır. Geleneğinde sevgi, yardımlaşma, hoşgörü ve rehberlik olan Diyanet’in, kurumsal kimliğine yapılan saldırılara karşı yaklaşımı takdire şayandır. Müslümanlar arasındaki birliğin kurulmasında köprü görevi gören bu güzide kurum yol gösterici olmaya devam etmektedir. Diyanet teşkilatı her zaman milletin yanında yer almış, milli ve manevi değerlerin korunmasında hassasiyetini göstererek gerektiğinde topluma rehberlik yapmıştır.
Bugün büyüyen ve gelişen bir Diyanet İşleri Başkanlığı var. Ancak din hizmetlerinin gelişmesi ve toplumun her kesimine hitap etmesi de Diyanet İşleri Başkanlığından beklenmektedir. Halkın beklentilerini karşılayan bir Diyanet teşkilatının varlığı toplumun tüm kesimlerince memnuniyetle karşılanacaktır. Bu teşkilat geçmişte güzel hizmetlere imza attı. Bundan sonra da dinin gerçek temel yapısıyla toplumu aydınlatmasını, dine aykırı söylemleri engellemesini bekliyoruz. Toplumda, Diyanet’e şüpheyle bakılmasına neden olacak hareketlerin ve söylemlerin engellenmesi Diyanet’in vizyonunu yükseltecektir.
Diyanet, her zaman en güvenilir kurumların başında gelmesine rağmen, müftülükler ve merkez teşkilat çalışanlarının görevlerini hiçbir etki altında kalmadan, tarafsız ve adil bir şekilde yerine getirmeleri beklentimizdir. Denetleyicilerin tarafsız olmaları, amirlerin her türlü baskılara karşı dik durmaları, bir sendika lehine hareket etmemeleri beklentimizdir. Üyelerimiz hakkında yalan, iftira ve isnatlara alet olunmamalı, gerek denetleyicilerin gerek Başkanlık merkez teşkilat çalışanlarının akıl, mantık, vicdan, adalet, hakkaniyet ve hukuk çerçevesinde objektif olarak konuları değerlendirmeleri beklenmektedir. Soruşturmaların somut bilgi ve belgelerle, ön yargısız ve vicdani kanaatlerini kullanarak tarafsız bir şekilde değerlendirmeleri talep edilmektedir.
Diyanet işlerinin yürütülmesinde ve uygulanmasında adalet ön şart olmalıdır. Adalet terazisinin dengesini iyi kurmak ve bozmasına zemin hazırlayacak davranışlardan kaçınmak asli görevimiz olmalıdır. Zira bu güzide kurumun Müslümanlar arasında birlik, beraberlik, yardımlaşma, kardeşlik, hoşgörü gibi dinimizin olmazsa olmazı olan manevi değerleri yaşatan ve ayakta tutan bir misyonu var. Bu kurum da görev yapan herkesin öncelikli görevi, güzel ve yumuşak bir üslup ve anlaşılır ve Müslümana yakışır bir dille sağlıklı iletişim kurulmasına aracılık etmek olmalıdır. Biz, güzel şeyler yapıldığı zaman alkışlarız, yanlış yapıldığı zaman da eleştiririz, ancak Diyanet İşleri Başkanlığı tek bir kurum. Bu kurumu korumalıyız.