Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

FETÖ, Taktik ve Yöntem Değiştirdi: TÜRKİYE’Yİ YENİDEN KARIŞTIRACAKLAR!..

Yıllar önce devletimizi ve milletimizi NASIL UYARDIYSAK ŞİMDİ TEKRAR UYARMAK İSTİYORUZ: “Arı kovanına çomak sokuldu, sinsi ve kahpe oyun bozuldu, darbe deşifre oldu. FETÖ’nün beli kırıldı! FETÖ bataklığı kurutuldu! FAKAT yerel seçimler öncesi tekrar kılıçlar kınından çıkacak, tekrar ortalık toz-duman olacak! Türkiye’nin üzerini sisli ve puslu bir hava kaplayacak! Bundan sonra her şey olabilir! Yeni bir FİTNE, yeni bir KAOS, yeni bir OLAY!.. Yeni oyunlar, yeni tezgahlar ve yeni tuzaklar! Hatta yen suikastlar! Yeni bir ekonomik ve toplumsal krizler! Muhalefet FETÖ değirmenine su taşıyacak! Taşeron terör örgütleri eyleme geçecek!.. PKK ve siyasi uzantısı DEM Parti, bu bulanık ortamdan nemalanacak!.. Yabancı istihbarat ajanları ve yerli işbirlikçileri silahlı terör eylemlerini başlatabilir! Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatı tehlikede olabilir!.. Önemli devlet adamlarına yönelik suikastlar yapılabilir!.. Türkiye’yi büyük bir fitne, kaos ve toplumsal kargaşa bekliyor!..

Yıllar önce devletimizi ve

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

FETÖ, 15 Temmuz sonrası (aradan 8 yıl geçti) uzun süreçli bir soluklanmadan sonra Türkiye’de taktik ve yöntem değiştirerek geçmişte yapmış olduğu hataları gözden geçirip yeni bir taktik ve yöntemle Türkiye’yi karıştırmak için yeniden büyük bir oluşum içine girdi! Şu anda yerin altında bir köstebek gibi faaliyet gösteriyorlar! Kendilerini olağanüstü gizleyen ve hiçbir şaibesi ispatlanamayan, uyuyan kripto hücreleri FETÖ mensupları yeni bir oluşumla tekrar harekete geçtiler!.. Devletin en üst mercilerinde olmak üzere her kurumunda ve her biriminde örgütlenerek yeniden faaliyete başladılar. 

FETÖ’nün en büyük hatası 17-15 Aralık ve 15 Temmuz’da ‘güç zehirlenmesinin’ vermiş olduğu zafiyetle kendisini deşifre etmesiydi. Demek ki bu hatadan büyük bir ders almış olacaklar ki yeni çalışmalarında taktik ve yöntem değiştirerek ‘uyuyan kripto hücreleri üzerinden’ Türkiye’deki faaliyetlerine hız verdiler.

FETÖ, devletin içindeki ‘uyuyan kripto hücreler’ olarak belirttiğimiz ilk yeni yapılanması, Yargıtay ve Danıştay üzerinden geçmişe dönük yargılanan mensuplarını aklamaya çalışanam görevlerinin başına dönmeye yoğunlaştılar. Bu durum şu andaki AK Parti iktidarını bir hayli telaşlandırdı. Çünkü onlar da bu kadar beklemiyordu. Oysaki FETÖ bataklığı kurutulmuştu! Sadece geri kalan sineklerle uğraşılıyordu! Maalesef gerçekler hiç de öyle değildi. Bataklıktan geri kalan bir avuç çamur içinde kümelenen FETÖ kriptoları yeniden harekete geçmiş ve akla-hayale gelmedik yol ve yöntemlerle var olduklarını hissettirmeye çalışıyorlar. Bunun en bariz örneği, daha önceki Anayasa Mahkemesi Kararı ve şu andaki Danıştay kararı olsa gerek!

Hatırlanacak olunursa 15 Temmuz sonrası FETÖ yapılanmasına yönelik soruşturmalarda 4 bin hakim ve savcının ihraç edilmesine karar verilmişti. Aradan tam 8 yıl geçtikten sonra ihraç edilen hakim ve savcıların birçoğunun yeniden görevlerine dönmesine yönelik Danıştay 5. Dairesi’ne başvuruda bulunulmuştu. Danıştay 5. Dairesi, FETÖ’den ihraç edilmiş 450 yargı mensubunun yeniden göreve iadeleri konusunda 387’si hakkında vermiş olduğu karar iddialarımızın doğruluğunu aleni bir şekilde teyit ediyor. Daha önceden Anayasa Mahkemesi de FETÖ ile ilgili benzer garip kararların altına imza atmıştı. Bu durum devlet erkanını bir hayli rahatsız etmişti. Bilhassa Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın tepkisi bir hayli sert oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin FETÖ ilgili kararlarına nasıl tepkisiz kalmadıysa şu andaki Danıştay’ın 387 yargı mensubu hakkındaki görev iade kararına da tepkisiz kalmayacaklarını açıklamıştı.

Danıştay 5. Dairesi’nin ihraç edilmiş 387 yargı mensubunun görevlerine yeniden iadesi konusunda vermiş olduğu karara yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan “FETÖ denen bu şer şebekesinin, terör yapılanmasının belini kırdık. FETÖ bataklığını kuruttuk ancak sinekleri temizleme işimiz daha devam ediyor. Biz FETÖ’nün iç yüzünü anlatmaya, onlarla her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadelemiz bitmiş değil. Son kukla da Türkiye’ye zarar veremez hale getirilene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki değişik maskeleri yırtıp atıyoruz ve bunlar böylece meydana çıkıyor. Her kılığa giren bu iradesiz şarlatanların ensesinde olacağız. Fakat Danıştay’ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değil.” diyerek çok sert tepki gösterdi.

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Danıştay’ın ihraç edilen 387 hakim ve savcı ile ilgili vermiş olduğu göreve iadesi kararına itiraz ederek sözkonusu 387 isim hakkında yeniden bir inceleme başlatması devletin uyumadığının aleni bir göstergesiydi. Fakat bu yeterli miydi?! Elbette ki hayır! Çünkü FETÖ eskisinden daha güçlü olarak sahalara dönmek istiyordu. O yüzden de mücadelesinde büyük bir taktik ve yöntem değişikliğine gitmişti. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın FETÖ’nün lehine almış olduğu bazı karlar sadece başlangıçtı! Devlete yönelik güç gösterisiydi! Yani, buzdağının sadece görünen yüzüydü! Oysaki FETÖ, günün şartlarına göre taktik ve yöntem değiştirerek Türkiye’yi karıştırmak için her türlü fitne, kaos ve olayla gücüne güç katmak için kolları sıvamıştı!..

Değerli okuyucularım, Başkent Postası’nda 30 Eylül 2023 tarihinde “FETÖ KRİPTOLARI HALA DEVLETİN İÇİNDE…Yapılan Operasyonlarda Bu GERÇEK Ortaya Çıkıyor!..” ve “…Kriptolar Pusuda Yatıyor. Ortaya Çıkacakları Günü Bekliyorlar!..” başlıklı haber-yorum içerikli yazımın yeniden gözden geçirmenizde fayda buluyorum.

(FETÖ KRİPTOLARI HALA DEVLETİN İÇİNDE…Yapılan Operasyonlarda Bu GERÇEK Ortaya Çıkıyor!.. Başkent Postası-30-09-2023 – Başkent Postası -Muhsin AKIL)

MİT, Emniyet ve Jandarma ekipleri ortaklığında son günlerde bilhassa 2023 Eylül ayında Türkiye genelinde birçok FETÖ operasyonu yapıldı. Yapılan operasyonlarda FETÖ’nün çok önemli “Garson” kod adlı kripto mahrem kişinin SD kartı deşifre edildi.

FETÖ mensubu tutuklu ve hükümlü ailelerine finans desteği sağlayan bir grup çökertildi. FETÖ ile irtibatlı bir ilimizin iki ilçesinde ihale yolsuzluğu ve rüşvet ağına darbe vuruldu.

Milli İstihbarat Teşkilatı, 6 yıldır yürütmüş olduğu şifre kırma çalışmasında FETÖ terör örgütünün “Garson” kod adlı kripto kişinin SD kartını deşifre ederek tüm dokümanlarına ulaştı. Dosyalarda FETÖ ile ilgili 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Darbe girişimleri dahil olmak üzere daha birçok olayın içinde fiilen rol almış ve bugüne kadar kendilerini gizlemiş 4 bin 121 mahrem sorumlunun olduğu bilgisine ulaşıldı. Bunların 3 bin 400’ü emniyetten (müdür, amir, memur) sorumlu kadın mahrem ablalar olduğu ortaya çıktı.

MİT, 6 yıllık uğraşılar sonucunda çözülen “Garson” kod adlı kripto mahrem kişinin dosyalarını KOM’a teslim etmişti. Gizli tanık “Garson”un yakalanışında sadece 4 bin 121 mahrem sorumlu ile birlikte devletin içinde görevli olan binlerce FETÖ mensubunun listesi de elde edilmiş oldu. Bilhassa Adil Öksüz ve Garson arasındaki ilişkiler de ortaya çıkartılmış oldu. Ayrıca FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili birçok bilgiye ulaşılmıştı.

Öte yandan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 11 ilde Antalya merkezli (Mersin, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Isparta, Denizli, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Ankara’da) düzenlenen MİT, Emniyet ve Jandarma’nın ortak yapmış olduğu operasyonlarda 15 Temmuz darbe girişimi içinde yer alan tutuklu ve hükümlülere ve ailelerine maddi destek sağlayan 52 FETÖ şüphelisinin yakalandığını duyurmuştu.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri FETÖ bağlantılı şirketlere, yöneticilerine ve örgütün finans kaynaklarını kurutmaya yönelik operasyonları hala sürmektedir.

İstanbul, Muğla ve Tokat’ta yapılan operasyonda da 7 FETÖ örgüt üyesi yakalanmıştı. FETÖ destekli bir şirketin ihalelerinden elde ettiği paranın FETÖ’ye transfer edildiği MASAK raporlarına da yansımıştı. FETÖ bağlantılı bir firmaya yapılan operasyonlarda İstanbul’un Fatih ve Gaziosmanpaşa ilçelerinde faaliyet gösteren 2 hastanenin çamaşır yıkama ihalesinden 707 bin ve 2 milyon 507 bin lira elde edildiği de ortaya çıkmıştı.

Ayrıca Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü (KOM) Mali Büro Amirliği Ekipleri, Seyhan ve Çukurova belediyelerine yönelik 61 adrese düzenlenen imar yolsuzluğu ve rüşvet operasyonlarında Çukurova Eski Başkan Yardımcısı A.A ve Eski İmar Müdürü H.U. Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı, imar müdürleri ve çok sayıda Belediye çalışanı olmak üzere 58 kişi gözaltına alınmıştı. İmar yolsuzluğu ve rüşvetten FETÖ’ye 150 milyon lira rant sağlandığı ortaya çıktı.

FETÖ ile mücadele de Kültür ve Turizm Bakanlığı da boş durmadı. FETÖ propagandası yaptığı için Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden çekilmesi ile FETÖ’nün siyasi, kültürel, sanatsal ve iş dünyasına yönelik sızma, propaganda ve nüfuz etme girişimlerinin uzantılarından birisine daha darbe vuruldu. Bir süredir tartışılmakta olan ve sansür uygulanması istenen Yönetmen Nejla Demirci’nin “Kanun Hükmü” adındaki filmi FETÖ propagandası yaptığı için Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde skandala imza attı. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılmasına tepki göstererek çekilme kararı almıştı. Bu durum FETÖ destekli malum çevreler tarafından ‘sansür’ yaygarası ile kara propaganda yapılmasına yol açtı. Gelen tepkiler üzerine film yeniden seçkiden çıkarılmıştı. Malum çevreler mağduriyet algısı üzerinden FETÖ propagandası yapıyordu. FETÖ propagandası amaçlı çekilen “Kanun Hükmü” filmi sanat dünyasında turnusol kağıdı olmuştu! FETÖ destekçileri her zamanki gibi ‘sansür’ algısı üzerinden mağduriyet edebiyatı yaparken milli düşünen gerçek sanatçılar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın almış olduğu kararın isabetli olduğunu ifade etmişlerdi.

(Yıllarca Yazdık ve Hatırlattık: ŞİMDİ YİNE HATIRLATIYORUZ: FETÖ Hala Devletin İçinde: Kriptolar Pusuda Yatıyor. Ortaya Çıkacakları Günü Bekliyorlar!.. Başkent Postası-Muhsin Akıl-30-09-2023)

Tam 40 yıldır FETÖ ile mücadele ettik. Sözlü, fiili ve basın yoluyla!.. Yıllar önce haber ve köşe yazılarımla 10 yıl boyunca çalışmış olduğum Anayurt gazetesi defalarca benim yüzümden tehdit aldı! Teröristbaşı Fethullah Gülen Pensilvanya’an Anayurt gazetesindeki bir yazımdan dolayı hakkımda DAVA açtı! Fakat ne ben ne de Anayurt gazetesi imtiyaz sahibi merhum merhum Naci Alan bey (bana olan inancı ve güveni sayesinde) bu tehditlere aldırmadık! Sonra kendi internet sitemde bu mücadeleyi devam ettirdim. Ve 17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan günümüze kadar yapılan tüm FETÖ operasyonlarına rağmen hala devletin içinde FETÖ kriptolarının olduğunu defalarca yazdım. Devletin içinde hala uyuyan FETÖ kriptolarının olduğundan bahsettim. Bilhassa FETÖ ABLALALARI!..

FETÖ ile mücadele için kendi çapımda (istihbarat ve mücadele konusunda tecrübeli) sivil, donanımlı bir ekip kurarak mücadelemi devam ettirdim! Bu konuda MİT yetkilileri ile yüz-yüze kurum dışında bir kez görüştük! Sonuç malum! Yıllar önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda önemli bir görevde bulunan bir dostumla FETÖ konularını istişare edip bir şeyler yapalım dedik. Dostumuz görevden alındı! FETÖ’nın Sağlık Bakanlığı ve GATA ayağı konusunda eski Sağlık Bakanı Yardımcımız M.G. bey ile elimdeki FETÖ dosyalarını istişare edip birşeyler yapmaya karar vermiştik. Ki Sağlık Bakan Yardımcısı M.G. bey görevden alındı! Külliye’de Cumhurbaşkanı Danışmanı bir dostumla elimdeki FETÖ dosyasını masaya yatırdık! Sonuç malum! Çok yakın bir zamanda Emniyet istihbaratta görevli güvenip-inandığım birkaç dost ile yine elimdeki FETÖ dosyalarını görüştük maalesef fazla bir zaman geçmedi bu istihbaratçı dostlarımızın görev yerleri değişti!.. Devlet içinde FETÖ konusu ile ilgili benim irtibata geçtiğim veya benimle irtibata geçenlerin mutlaka başına birşeyler geliyor! Bu olayların arka-arkaya cereyan etmesi tesadüf olabilir ama bu kadar da olmaz diyorum!

Yıllardır (40 yıl) sözde adı CEMAAT ama aslında eli-kanlı bir terör örgütü olan FETÖ’nün ayak izlerini takip ettik! Çağımızın modern Lavrens örneği eli-kanlı elebaşı terörist Fethullah Gülen önderliğinde tam 40 yıl önce başlayan devletin içine ve siyasi partilere sızmaları, dini alet ederek kendilerine maske yapmaları, tarihteki örnekleriyle Masonik, Kabala, Tapınakçılar ve Haşhaşiler benzeri bir örgüt yapılanması ile Türkiye’nin başına bela olmuşlardı.

Yıllarca sözde CEMAAT denilen eli-kanlı terör örgütü FETÖ’nün, Dinlerarası Diyalog, Ilımlı İslâm, Sözde Kardeşlik propagandaları ile İslâm’ın güzide kavramları olan Hizmet, Himmet, Hikmet kavramlarının içini boşaltıp her türlü yalan, iftira, kin, husumet, fitne, hırsızlık, yolsuzluk, hainlik ve terör kavramları ile doldurarak büyük bir takiye mantığı içinde abiler, ablalar ve imamlar liderliğinde para, unvan ve cennet vaatleri ile devletimizin ve milletimizin kılcal damarlarına kadar zuhur ederek (sızarak) zaman içinde güçlerine güç katıp kendilerini devlet yerine koyarak nasıl bir HAİN ve DÜŞMAN olduklarını 17-25 ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimleri ile göstermişlerdi.

Yıllar önce demiştik, Paralel Yapıya Neşter Atılmalı! Yıllar önce demiştik Türkiye’yi büyük bir tehlike bekliyor! Yıllar içinde demiştik devletin içinde kripto hainler var! Yıllar önce demiştik sözde Cemaat denilen yapının ikiyüzlü ve hain olduklarını! Yıllar önce demiştik böylesi bir yapının Türkiye’nin istikbal ve istiklalini nasıl bir tehlikeye sokacaklarını!..

Yıllar önce demiştik: “YARGITAY, FETÖ ÖRGÜT YAPISININ PİRAMİT ŞEKLİNDE VE 7 KAT OLDUĞUNU DAHA YAKIN BİR ZAMANDA BELİRLEDİ. OYSAKİ BİZ YILLAR ÖNCE FETÖ ÖRGÜT YAPISININ PİRAMİT ŞEKLİNDE ve 7 KATMAN OLDUĞUNU YAZMIŞTIK. AYRICA FETÖ’NÜN 5 AYRI ÖRGÜTLENME YAPISI VARDI !..”

Yıllar önce demiştik: “Sinsi ve kahpe oyun bozuldu..! Darbe deşifre oldu..! Arı kovanına çomak sokuldu..! Kılıçlar kınından çıktı..! İktidar-Cemaat arasında meydan muharebesi..! Ortalık toz-duman..! Türkiye’nin üzerini sisli ve puslu bir hava kapladı..! Bundan sonra her şey olabilir..!”, “Siyasi kriz zaten başladı..! Muhalefet bile oyuna gelerek Cemaat’in değirmenine su taşıyabilir..!”, “Taşeron terör örgütleri eyleme geçebilir.”, “BDP ve PKK da bu bulanık ortamdan nemalanabilir!..”, “Yabancı istihbarat ajanları ve yerli işbirlikçileri silahlı terör eylemlerini başlatabilirler..!”, “Başbakan Erdoğan’ın hayatı tehlikede..! Önemli devlet adamlarına yönelik suikastlar olabilir..!”, “Ayrıca Türkiye’yi bekleyen diğer tehlikeler arasında ekonomi de var..! Her an ekonomik kriz patlayabilir..!” vs. vs…

Yıllar önce demiştik: “FETÖ İle Mücadelede Devletin Zaafları, Eksiklikleri ve Göremedikleri… FETÖ İLE SADECE DEVLET Mİ MÜCADELE ETMELİ? …MİLLET EDEMEZ Mİ?!”

Yıllar önce demiştik: “TEHLİKE GEÇMEDİ: Emperyalist Küresel Güçlerin Yeni Planları MİLLETİ BÖLME, TÜRKİYE’Yİ EKONOMİK ÇÖKERTME ve İŞGAL!.. FETÖ yılanın başı! YILANIN BAŞI Fethullah Gülen yıllardır Amerika-Pensilvanya’da… YILANIN GÖVDESİ, şanlı 15 Temmuz Direnişi ile birlikte BAŞINDAN ayrıldı! Kaçan kaçtı geri kalanlar ise hak ettikleri cezaları buldular. Şimdi geriye sadece KRİPTO FETÖ’cüler kaldı! Bir de FETÖ’nün deşifre olmamış uyuyan hücreleri! Ayrıca YILANIN BAŞI ABD/Pensilvanya’da, kuyruğu ve gövdesi Türkiye’de! SOLUCAN misali!..

Şu anda yıl 2023… Yıllar önce “Şimdi geriye sadece KRİPTO FETÖCÜLER kaldı! Bir de FETÖ’nün deşifre olmamış uyuyan hücreleri!” demiştik ve şu içinde bulunduğumuz günlerde ve sadece Eylül ayında yapılan operasyonlar ne kadar haklı olduğumuzu aleni bir şekilde hem de apaçık göstermektedir.

Yıllar önce demiştik: “2023 yaklaşıyor!.. Şurada kaç yıl kaldı ki… 2023 Türkiye’nin tam bağımsızlığını ilan ettiği yıl olacak! 2023 Türkiye’nin siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbarı dışa bağımlılığa son verip artık kendi ayakları üzerinde durabildiğini bütün dünyaya haykırdığı miladı bir yıl olacak. 2023 yılı devlet ve millet olarak 100 yıllık baskı ve ablukadan kurtulup kendi hür ve milli irademizle dünyada hak ettiğimiz yeri aldığımız bir yol olacak.”

Yıllar önce demiştik: “O yüzden TÜRKİYE asıl büyük ve küresel tehlikelerle 2023 öncesi karşılaşacak! Türkiye’yi ele geçirmek isteyen emperyalist küresel güçler son 16 yıldır, son yarım asırdır, hatta son 100 yıldır her türlü yola başvurdular ama başaramadılar. O nedenle de şimdi daha farklı ve küresel yollara başvuracaklar! Nasıl mı?! Yeni planları üç aşamalı olacak. FİTNE: Milleti ayrıştırma, kaos ve ikiye bölme… Yani, Kutuplaşma, sürtüşme zaten devam ediyor. Türkiye’de millet şu anda ikiye ayrılmış durumda! Öyle bir fitne çıkaracaklar ki milletimizin ikiye bölünecek ve her türlü yoldan birbirine düşman olacak! Şayet bunda başaramaz iseler yine eski yöntemle Türk-Kürt ayrımını bu sefer köklü bir şekilde çıkartmak için uğraşacaklar. Bunun başarılı olması için HDP’yi fiili kullanacaklar. İkinci aşaması ise EKONOMİK: Ekonomimizi çökertmek için her türlü yola başvuracaklar. Üçüncü aşaması ise komşu ülkelerden biriyle aramızı açıp SAVAŞ çıkartacaklar. Şimdilik bizim tahmin ettiğimiz sadece iki ülke var o da Yunanistan ve İran… Üçüncü ülke ise zaten belli ABD…”

Evet, yıllar önce böyle demiştik ama Türkiye’nin basireti, feraseti ve uyanıklığı sayesinde Kürt-Türk ayırımını başaramadılar ve komşu ülkelerimizle aramızı açıp SAVAŞ çıkartamadılar!

Yıllar önce demiştik: “Tarihte olduğu gibi günümüzde de Modern Lavrens’ler var! Günümüzün Modern Lavrens’i Fethullah Gülen’den başkası değildi. Tarihte Haşhaşiler vardı! Günümüzün Haşhaşileri ise Fethullahçı Terör Örgütüydü. Dini maske edinerek 40 yıl önce devletin içine sızan Fethullahçı Terör Örgütü, devletin bütün kurumlarına (hatta kılcal damarlarına kadar sızarak) darbe yapmak, ülkeyi ele geçirmek ve işgal edebilmek için yıllarca beklediler ve en uygun zamanı gözettiler. Yıllarca siyasi partiler içine sızarak en tepeden yönlendirecek boyuta gelen Teröristbaşı Fethullah Gülen’nin sahte Cemaati devletin yargı, istihbarat, asker, polis, bürokrasi, sivil toplum örgütleri vs. her kuruma sızmaları sonucunda darbe yapacak güce ulaşmıştı. TSK, Emniyet/Polis, Yargı ve Bürokrasi içinde en önemli makamlar ele geçirilmişti. 15 yıllık AK Parti iktidarını devirebilmek ve Türkiye’yi ele geçirmek için şeytanın bile aklına gelmeyecek entrika, iftira, fitne, fesat vs. her yolu deneyerek darbe girişiminde bulundular.”

Yıllar önce demiştik: “Emperyalist Küresel Güçler, Türkiye’deki asker içindeki (uzantıları/işbirlikçileri) Derin Devlet maskesi altındaki cuntacıları, sözde Ergenekon ve Balyoz operasyonları bahane edilerek derdest edildi ve yerine 40 yıldır hazırladıkları Cemaat kılıflı FETÖ/PDY getirildi!”

Yıllar önce demiştik: “TAKİYE mantığı yaşam tarzlarının yegane silahı olduğu için yalan, iftira, hırsızlık, fitne, provokasyon FETÖ/PDY terör örgütü için büyük bir sığınak ve zırhtı! Üç H parolası olan Hizmet, Himmet, Hikmet kavramlarının gölgesi altında Abiler, Ablalar, İmamlar önderliğinde Para, Unvan, Cennet vaatleriyle Fethullah Gülen’i uluhiyet makamına yükselterek (tarihte yaşandığı gibi) Hasan Sabbah formülü ile Mehdilik makamında görerek (sözde) önce Türkiye’yi sonra bütün dünyayı ele geçirmek için delicesine, çılgıncasına bir sarhoşlukla maalesef önce polis gücünü, sonra yargı gücünü kullanarak 17-25 Aralık’ta Darbe’ye teşebbüs ettiler fakat başaramadılar. Amaçları deşifre oldu. Niyetleri ortaya çıktı. Devlet kurumları içindeki örümcek ağı su yüzüne çıktı! Büyük bir panik başladı. Kimi yurt dışına kaçtı, kimi kılık değiştirerek sessiz kaldı, kimi de gizliden gizliye B planını tatbik etmek için harekete geçti. A Planı başarısız olunca B Planına geçtiler. Maalesef asker içindeki gurupları devletin istihbarat kaynakları tarafından deşifre edilince paniğe kapıldılar. (YAŞ toplantısında zaten her biri bertaraf edilecekti.) Bunu (deşifre olduklarını) bilen asker içindeki FETÖ/PDY teröristleri bu sefer askeri güçlerini kullanarak 15 Temmuz 2016’da Darbe Girişimi’nde bulundular.”

Yıllar önce demiştik: “CEMAAT denilen bu ihanet gurubunun aslında terör örgütü (FETÖ/PDY) olduğu gün gibi ortaya çıktı. Böylesi eli-kanlı bir terör örgütünün 40 yıl boyunca siyasi bir ayağa olmadı! Çünkü bütün siyasi partileri zaten yönlendiriyorlardı! Genellikle güçlü olanın yanında oldular. Bir dönem CHP, bir dönem ANAVATAN, bir dönem AK Parti içine ve diğer irili-ufaklı siyasi partilere takiye mantığı ile sinsice sızdılar. Eli-kanlı FETÖ/PDY terör örgütünün polis, yargı ve asker ayağı ile birlikte siyasi, medya ve iş adamları ayağı da var! Şu anda yüzde 25’i deşifre edildi! Yüzde 75’i hâlâ içimizde! Uluslararası istihbarat ayağını zaten aleni bir şekilde bilmekteyiz.”

Yıllar önce devletin ve milletin içindeki FETÖ varlığının yüzde 25’nin deşifre edildiğini yazmıştık. Daha sonra 15 Temmuz sonrası deşifre sayısı yüzde 50’ye çıktı. Son altı yıl içinde devletin yapmış olduğu operasyonlar sonucunda FETÖ unsuru yüzde 60 deşifre edilmiş oldu. Şu anda devletin ve milletin içinde yüzde 20 pasif yüzde 20’si aktif olmak üzere yüzde 40 KRİPTO FETÖCÜ var!..

Yıllar önce demiştik: “Bu örgütün en büyük silahı DİNİ maske yapmasıdır. Örgüt lideri, hain, ajan, uşak, kukla, taşeron teröristbaşı Fethullah Gülen, Ilımlı İslam, Dinlerarası Diyalog vs. argümanlar ile kendisini uluslararası alana taşıyarak ABD’yi ÜS yaptı! Masonik, Kabala, Tapınakçılar modeli bir örgütlenme şeklidir FETÖ/PDY. İşte böylesi bir örgüt lideri olan Fethullah Gülen sözde bütün dünyaya MEHDİ olduğu ilan edecekti.”

Bundan 7 yıl önce FETÖ’nün GERÇEK YÜZÜ 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ortaya çıkmıştı: “Türkiye’yi işgal edip devleti ele geçirmek isteyen, darbe girişiminde bulunan Fethullahçı Teröristlerin sayısı 9 bin askeri personelden oluşmaktaydı. Darbeciler, darbe girişiminde 35 uçak, 37 helikopter, 246 zırhı araç (bunlardan 74’ü tanktı). Darbede 4 bin hafif silah kullanılmıştı. Toplam 249 şehit vermiştik. Şehitlerimizden 63’ü polis, 181’i sivildi. Ayrıca toplam 2193 gazimiz vardı. Gazilerimizden 146’sı polis (emniyet mensubu), 21’i askeri personeldi. Bunlardın 2026’sı sivil vatandaşımızdı. Darbeci teröristlerden 24’ü öldürülmüş, 50’si de yaralı ele geçirilmişti. FETÖ/PYD Darbe Girişimi soruşturması sonucunda bugüne kadar 103.236 kişi şüpheli olarak gözaltına alınmıştır. Bunlardan 46.239 kişi tutuklanırken 38.323’i adli kontrolle, 17.964’ü de emniyet ve savcılık işlemleri bittikten sonra serbest bırakılırken 732 kişi hakkında gözaltı işlemi halen devam etmektedir. FETÖ/PYD Darbe Girişimi’nde tutuklanan şüphelilerin 46.219’u 9015’i polis, 169’u general, 6813’ü asker, 2422’si hakim-savcı, 88’i vali ve vali yardımcısı, 105’i kaymakam ve 193’ü de mülki idare amiridir. 15 Temmuz Darbe Gecesi 68 polis, 181 sivil vatandaşımız şehit düşerken 2.193 vatandaşımız da yaralanmış ve gazi olmuştur. Darbeciler den de 35 kişi ölürken 49 kişi de yaralanmıştır. Fethullahçı Terör Örgütü’nün kadrolarının haberleşmede özel bir dil kullanmışlardı.”

Yıllar önce örnek vererek hatırlatmıştık: “26 Şubat 2017 tarihli HABER-TÜRK gazetesindeki Fevzi Çakır’ın haberin başlığı “EMNİYETİN FETÖ/PDY RAPORU, Örgüt özel bir dil kullanıyor. Habere göre, Emniyet FETÖ/PDY’nin örgütün ideolojik yapısın ve haberleşme sistemini derinliğine inceleyerek 248 sayfalık bir rapor hazırlamış. Raporda haberleşme ve görünmezlik ilkesi ayrı bir başlık altına alarak özellikle irdelenmiş. FÖTE/PDY örgüt yapısına göre görünmezlik ilkesi doğrultusunda Örgüt kadroları birbirleriyle haberleşmede dışarıdan çözülmesi zor özel bir dil kullandığı ortaya çıktı.

Görüldüğü gibi hem ABD, hem AB Türkiye’de darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY’nin masumluğuna inanarak Türkiye’ye adeta savaş açtılar. Gerçi Obama ve Trump dönemleri farklı olacaktır! Fakat yeni ABD Başkanı Trump’ın nerede, ne zaman, ne yapacağı tam kestirilemediği için ABD’nin Türkiye’ye yönelik FETÖ/PDY üzerindeki politikası ne olacak hâlâ belli değil. Türkiye FETÖ/PDY ile ilgili tüm belgeleri ve raporları ABD makamlarına sunmasına rağmen hâlâ kesin bir netice alınmadı. O yüzden Türkiye’nin daha temkinli, daha dikkatli ve daha isabetli politikalar ile ABD dostluğunu, müttefikliğini, hatta ortaklığını(!) yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Aynı şekilde AB ile ilgili ilişkilerini de…”

KISACA: YILLAR ÖNCE NELER DEMEDİK, NELER YAZMADIK ve NELER HATIRLATMADIK Kİ…

“Türkiye’yi 100 yıldır içerden ve dışarıdan abluka altında tutan emperyalist küresel güçler AK Parti iktidarının Türkiye’yi 2023 hedefine taşımak için siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı yönden tam bağımsız bir ülke yapma icraatlarından rahatsız oldular. Türkiye’nin bu yükselişini engellemek için akla-hayale gelmedik yollara başvurdular. Toplumsal kışkırtma, provokasyonlar ve terör örgütleri yoluyla her yolu denediler. Baktılar ki olmuyor bu sefer (ellerindeki son kozları olan) üçlü (PKK, IŞİD/DAEŞ ve FETÖ/PDY) terör örgütünü eşzamanlı hareket geçirdiler. PKK ve FETÖ/PDY örgütleri 40 yıl öncesinden, aleni (PKK) gizli (takiye mantığı ile!) FETÖ/PDY Türkiye’yi bölmek, parçalamak ve işgal etmek için kurulmuş eli kanlı örgütlerdir. Zaten Türkiye 100 yıla yakın batı güdümünde politikalar ile çok zor bir süreç geçirmiştir.

YILLAR ÖNCE BİR YAZIMDA FETÖ İLE İLGİLİ “ABLALAR” ÜZERİNDE ISRARLA DURMUŞTUM. VE SON YAPILAN OPERASYONLARDA GİZLİ TANIK “GARSON”UN VERMİŞ OLDUĞU İFADELERİ ve AÇIKLAMALARI NE KADAR HAKLI OLDUĞUMUZU BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKARTMIŞ OLDU.

EVET, YILLAR ÖCNE “FETÖ ABLALARI” ÜZERİNE NELER YAZMIŞTIM! FETÖ ABLALARI İÇİN “SİHİRLİ DEĞNEK” DEYİMİNİ KULLANMIŞTIM!

“FETÖ/PDY hainlerini deşifre etmek ve kökünü kazımak için kurumlar içindeki resmilere emir veren ABİLER tespit edilmeli! ABİLER deşifre edilirse FETÖ/PDY örgütünün beli kırılır. Şu andaki operasyonlarda yakalananların içindeki ‘kilit isimler’ etkin itirafçı yapılırsa bir adım atılabilir ve arkası gelir. Kısaca SİVİLLER diyorum! ABİLER ve ABLALAR! Bunların da üç sacayağı vardır. İş Adamları, Öğretmenler ve ABLALAR! Sihirli değnek ABLALARIN elinde! Ablalar içinde ÖĞRETMENLER! Şimdi soruyorum 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası kaç ABLA göz altına alınmıştır?! İşte FETÖ/PDY hainlerinin en büyük takiyesi ABLALAR! Hele devlet bir de ABLALARI almaya başlasın, FETÖ/PDY hainleri çorap söküğü gibi çözülür! Ve bu iş Fethullah Gülen şerefsizi ile bitmiyor! Asıl ona emreden ÜST AKIL! Bu ÜST AKIL’ı devlet ve millet olarak hepimiz biliyoruz! İşte asıl sorun da bu ya!..”

EVET, DEVLETİN DİKKATİNİ “FETÖ ABLALARI” ÜZERİNE ÇEKMEK İSTEMİŞTİK. FAKAT ÇOK GEÇ KALINDI AMA GEÇ DE OLSA BİR GERÇEK DAHA GÜN YÜZÜNE ÇIKMIŞ OLDU…

YİNE DE YILLAR ÖNCE DEDİĞİM GİBİ:

“Fethullahçı Terör Örgütü’nün kılcal damarlarına girilmeden, asıl kripto olan yaşayan hücreleri tespit edilmeden, siyasi ayağındaki tepedeki profesyonel akıl hocaları deşifre edilmeden bu mücadele asla bitmiş sayılmaz.

Dini alet ederek yıllarca devletin ve milletin içinde örümcek ağı oluşturmuş olan böylesi bir terör örgütün psikolojik yapısı da çok önemlidir. Bireysel, grupsal ve kitlesel psikolojik yapısı da ortaya çıkarılmalıdır. Ki ana gövdenin kriptolarına ulaşmak için ipuçları elde edilsin. Aynı zamanda uluslararası bağlantılarında rol oynayan siyasi, sivil ve bürokrat uzantıları üzerinde de gidilmelidir. Fethullahçı Terör Örgütü’nün Türkiye’deki bütün siyasi partilerde uzantılarının olduğunu hepimiz az-çok bilmekteyiz. İşte bu uzantılarını ortaya çıkarmak için devlet ve millet olarak her şey seferber edilmelidir. Geçi omurgası kırıldı. Terör örgütü can çekişiyor. Fakat asıl tehlike yurt dışındaki hareket halindeki yapısı üzerine gitmek gerekir. Bu da uluslararası ilişkilerde Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarını destekleyen, koruyan, saklayan ülkelere karşı siyasi baskı uygulamaktan geçer. ABD dahil bütün Avrupa ülkeleri Fethullahçı Terör Örgütü’ne hamilik yapmaktadır. Türkiye sürekli olarak bu konuyu gündeme getirse de bu ülkelerin umurunda değildir. İşte bu nedenle Türkiye kim dost kim düşman tespit edip ilişkileri yeniden gözden geçirmelidir. Bu örgütün beli kırıldı, can damarı kesildi, ekonomik finans kaynakları kurutuldu, bütün elebaşları tutuklandı vs. gibi birçok hususa güvenerek mücadele asla sonlandırılmamalı tam aksine aynı dinamikle devam ettirilmelidir.”

SON YILLARDA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN LİDERLİĞİNDE DEVLETİMİZ FETÖ KONUSUNDA ABD, AVRUPA ÜLKELERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE FETÖ BAĞLANTILI DÜNYADAKİ TÜM ÜLKELERİ UYARMIŞTIR!

AYRICA 100 YIL İÇİNDE EMPERYALİST KÜRESEL GÜÇLERE EN BÜYÜK DARBE ŞU ANDAKİ MEVCUT AK PARTİ İKTİDARI DÖNEMİNDE VURULMUŞTUR! ZATEN GEÇMİŞTE BU KONU ÜZERİNDE DE DURMUŞTUK.

“Türkiye’yi 100 yıldır içerden ve dışarıdan abluka altında tutan emperyalist küresel güçler AK Parti İktidarının Türkiye’yi 2023 hedefine taşımak için siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, istihbarı yönden tam bağımsız bir ülke yapma icraatlarından rahatsız oldular. Türkiye’nin bu yükselişini engellemek için akla-hayale gelmedik yollara başvurdular. Toplumsal kışkırtma, provokasyonlar ve terör örgütleri yoluyla her yolu denediler. Baktılar ki olmuyor bu sefer (ellerindeki son kozları olan) üçlü (PKK, IŞİD/DAEŞ ve FETÖ/PDY) terör örgütünü eşzamanlı hareket geçirdiler. PKK ve FETÖ/PDY örgütleri 40 yıl öncesinden, aleni (PKK) gizli (takiye mantığı ile!) FETÖ/PDY Türkiye’yi bölmek, parçalamak ve işgal etmek için kurulmuş eli kanlı örgütlerdir.

Modern Lavrens Fethullah Gülen ve Günümüz Haşhaşileri FETÖ/PDY: Osmanlı parçaladıktan sonra şehit kanları üzerinde kurulmuş bir avuç toprak parçası üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bile hazmedemeyen emperyalist küresel güçler bu ülkeyi parçalamak için 100 yıllık bir proje hazırladılar. Bu 100 yıllık projenin nihai başarı tarihi 2023 yılıydı. Türkiye (AK Parti İktidarı) bu acı gerçeği gördü, önlem ve alternatif olarak 2023 Projesi’ni hazırladı. Hatta 2053, 2071 projeleri ile birlikte… Belki yeni bir YÜZYIL PROJESİ olan 2123 Projesi bile yoldadır!

Emperyalist Küresel Güçler, Türkiye’deki asker içindeki (uzantıları/işbirlikçileri) Derin Devlet maskesi altındaki cuntacıları, Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile derdest edip yerine 40 yıldır hazırladıkları Cemaat kılıflı veya kılıklı FETÖ/PDY ‘yi koyarak 15 Temmuz Darbe Girişimi ile amaçlarına ulaşmak istediler ama başaramadılar.

FETÖ/PYD tam 40 yıldır devleti ele geçirmek için sinsi ve kahpe yöntemlerle (takiye mantığı ve dışa kapalı, kendi içinde farklı yol, yöntem, taktik, şifreli haberleşme) ve daha akla-hayale gelmeyecek her türlü yoldan devletin bütün kurumlarına sızarak maalesef bugünlere geldiler.

Türkiye’de (1980 öncesi cemaatlerin yaygın olduğu dönemde) CEMAAT kılıfı/kılığı altında çoğaldılar, eğitimi önemsedikleri için çekirdek yapıyı da oluşturmak amacıyla EĞİTİM şemsiyesi altında ağlarını örmeye başladılar ve zaman içinde de çağdaş/modern bir görüntü ile öğretmen, doktor, bürokrat, avukat, savcı, hakim, polis, asker ve daha birçok dalda yetiştirdikleri öğrencileri devletin içine yerleştirmeye başladılar. TAKİYE mantığı yaşam tarzlarının yegane silahı olduğu için yalan, iftira, hırsızlık, fitne, provokasyon FETÖ/PDY terör örgütü için büyük bir sığınak ve zırhtı!

Üç H parolası olan Hizmet, Himmet, Hikmet kavramlarının gölgesi altında Abiler, Ablalar, İmamlar önderliğinde Para, Unvan, Cennet vaatleriyle Fethullah Gülen’i uluhiyet makamına yükselterek (tarihte yaşandığı gibi) Hasan Sabbah formülü ile Mehdilik makamında görerek (sözde) önce Türkiye’yi sonra bütün dünyayı ele geçirmek için delicesine, çılgıncasına bir sarhoşlukla maalesef önce polis gücünü, sonra yargı gücünü kullanarak 17-25 Aralık’ta DARBE teşebbüsünde bulundular ama başaramadılar.

Amaçları deşifre oldu. Niyetleri ortaya çıktı. Devlet kurumları içindeki örümcek ağı su yüzüne çıktı. Büyük bir panik başladı. Kimi yurt dışına kaçtı, kimi kılık değiştirerek sessiz kaldı, kimi de gizliden gizliye B planını tatbik etmek için harekete geçti. A Planı başarısız olunca B Planına geçtiler. Maalesef asker içindeki gurupları devletin istihbarat kaynakları tarafından deşifre edilince paniğe kapıldılar. (YAŞ toplantısında zaten her biri bertaraf edilecekti.) Bunu (deşifre olduklarını) bilen asker içindeki FETÖ/PDY teröristleri bu sefer askeri güçlerini kullanarak 15 Temmuz 2016’da Darbe Girişimi’nde bulundular.

Savaş uçakları, Helikopterler, Tanklar halkın üzerine bomba ve kurşun yağdırdı.. Emniyet, MİT, Genelkurmay, TBMM binaları üzerine havadan bombalar yağdı. Tanklar insanlarımızın üzerinden geçti. Yüzlerce şehit ve binlerce yaralımız vardı.

15 Temmuz Darbe gecesi, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a da suikast yapacaklardı fakat başarılı olamadılar. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın millete ‘meydanlara çıkın’ seslenişi ile milletin meydanlara akın etmesi, Cumhurbaşkanına, devletine, vatanına, bayrağına sahip çıkması, FETÖ/PDY terör örgütünün bu CİNNET diyebileceğimiz Darbe Girişimi’ni püskürtü ve bertaraf etti. Nihayetinde 40 yıllık hayal 22 saatte tuzla-buz oldu.

Tarih sanki tekerrür ediyordu. Tarihte Haşhaşiler ne ise, yıllarca Cemaat olarak bilinen aslında eli-kanlı bir terör örgütü olan FETÖ/PDY de günümüzün MODERN HAŞHAŞİLERİDİR. Aynı şekilde, tarihte Lavrens vardı. Günümüzün Modern Lavrens’i de Fethullah Gülen’dir.

Onların amacı Türkiye’yi parçalamaktı. Onların amacı AK Parti iktidarını devirmekti. Onların amacı Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı öldürmekti. Onların amacı, AK Parti iktidarı ile yıllarca emperyalist küresel güçlerin gölgesinden kurtulan ve Hedef 2023’e adım adım yaklaşan Türkiye’nin büyümesini, yükselmesini, muasır medeniyetler seviyesine gelmesini engellemekti.

Onlar Türkiye’ye büyük bir tuzak kurdalar ama Allah’ın tuzağı, tuzakların en büyüğü ve en hayırlısıydı! Allah’ın tuzağı onların tuzağını bozdu ve perişan etti. Nihayetinde Allah’ın (büyük ve hayırlı) tuzağına düşerek tarumar oldular.”

Gerek okuyucularımız, gerek devlet erkanı ve gerekse FETÖ dahil tüm devlet ve millet düşmanlar şunu çok iyi bilsinler ki FETÖ terör örgütü olarak ortada yokken daha adı CEMAAT iken 40 yıl önce nasıl bir CEMAAT olduklarını, hainliklerini, bir gün gelip devletin başına bela olacaklarını çok iyi biliyorduk. O yüzden gerek adı CEMAAT iken ve gerekse (maskesi düştükten sonra) adı FETÖ terör örgütü olarak anılmaya başladıktan sonra BİZİM vermiş olduğumuz mücadele de şehitlerimiz oldu, yıpranmalarımız ve kayıplarımız oldu, ailevi ve ekonomik çöküntülerimiz oldu ama hiçbir zaman PİŞMAN olmadık. Şayet ki ölsek ki dünyaya yeniden gelsek (asla dünyaya yeniden gelemeyeceğimize göre) aynı MÜCADELEYİ vermeye devam ederiz.

Değerli okuyucularım buraya kadar okuduğunuz FETÖ ile ilgili bazı gelişmeler, olaylar ve önemli tespitlerin özetiydi. Asıl söylemek istediğimiz Türkiye’de bundan sonra FETÖ’nün neler yapabileceği!.. FETÖ’nün ne kadar beli kırıldı ise de ne kadar kökü kurutuldu ise de ne kadar gövdesi ezildi ise de aslında devletin içinde hala kripto uyuyan hücreleri var! Onlar şu anda hareket halindeler. Birbirleriyle haberleşiyorlar. Türkiye’yi yeniden ele geçirmek için hazırlık yapıyorlar. Fakat eski yol ve yöntemlerle değil, yeni yol ve yöntemlerle… Geçmişten DERS aldıkları için bu sefer hiç kimsenin akıl erdiremeyeceği, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği, hiç kimsenin ortaya çıkartamayacağı yol ve yöntemlerle… FİTNE: Öyle bir fitne çıkaracaklar ki milletimizin ikiye bölünecek ve her türlü yoldan birbirine düşman olacak! KAOS: Öyle bir kaos çıkartacaklar ki bu kaos ortamı ortalığı toz-duman edecek yine devletin içi ve millet birbirine düşecek! OLAY: Öyle bir olay yapacaklar ki bu olay nedeniyle ne birlik kalacak ne beraberlik! Tabi ki sözkonusu bu FİTNE, bu KAOS ve bu OLAY geçmişteki hiçbir fitneye, kaosa ve olaya benzemeyecek!.. Ve TERÖRÜ yeniden hortlatacaklar!..

Ayrıca, yıllar önce devletimizi ve milletimizi NASIL UYARDIYSAK ŞİMDİ TEKRAR UYARMAK İSTİYORUZ: “Arı kovanına çomak sokuldu, sinsi ve kahpe oyun bozuldu, darbe deşifre oldu. FETÖ’nün beli kırıldı! FETÖ bataklığı kurutuldu! Yerel seçimler öncesi tekrar kılıçlar kınından çıkacak! Tekrar ortalık toz-duman olacak! Türkiye’nin üzerini sisli ve puslu bir hava kaplayacak! Bundan sonra her şey olabilir! Yeni bir FİTNE, yeni bir KAOS, yeni bir OLAY!.. Yeni oyunlar, yeni tezgahlar ve yeni tuzaklar! Hatta yen suikastlar! Yeni bir ekonomik ve toplumsal krizler! Muhalefet FETÖ değirmenine su taşıyacak! Taşeron terör örgütleri eyleme geçecek!.. PKK ve siyasi uzantısı DEM bu bulanık ortamdan nemalanacak!.. Yabancı istihbarat ajanları ve yerli işbirlikçileri silahlı terör eylemlerini başlatabilir! Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatı tehlikede olabilir!.. Önemli devlet adamlarına yönelik suikastlar yapılabilir!.. Türkiye’yi büyük bir fitne, kaos ve toplumsal kargaşa bekliyor!..

Fakat devletimiz nasıl ki 17-25 Aralık ve 15 Temmuz FETÖ darbesini atlattıysa, nasıl ki FETÖ bataklığını kuruttuysa, nasıl ki FETÖ’nün belini kırdıysa aynı şekilde yukarıda olması muhtemel tüm gelişmeleri ve olayları da bertaraf ederek FETÖ ve arkasındaki tüm güçlere karşı kendi GÜCÜNÜ GÖSTERECEKTİR!.. Tek korkumuz devlet ve millet olarak gaflet, dalalet ve GÜÇ ZEHİRLENMESİDİR! Devlet ve Millet olarak inşallah böyle bir zafiyet göstermeyiz. Bizim görevimiz uyarmak. BİZ devletimizi ve milletimizi uyarmakla mükellefiz !.. BİZ KİMİZ?! BİZ, binlerce yıllık tarihimizin derinliklerinden süzülüp gelen DEVLETÇİLİK ANLAYIŞIMIZI temsil eden AKSAKALLILAR’ın yeryüzündeki görünen yüzü ve gölgesiyiz!..