Haber-Yorum: Muhsin AKIL
Dünya insanlık için yaşanılır olmaktan çıktı… Daha doğrusu insanlık artık büyük bir güven sorunu ile karşı-karşıya. Adeta insanlığın vicdanı kurudu. Tarihte zulüm, vahşet ve soykırım denilince hep Hitler akla gelirdi. Fakat İsrail/Netanyahu hükümeti, Filistin/Gazze halkı üzerinde yapmış olduğu zulüm, vahşet ve soykırım Hitler’i bile gölgede bıraktı. İsrail ve Filistin/Gazze/Hamas arasındaki büyük orantısız savaş neticesinde ortaya çıkan korkunç tabloyu izah etmek için kelimeler yetmiyor. Dünyada sözü geçen güçlü ülkeler ve uluslararası kuruluşlar İsrail’in Filistin zulmü/vahşeti/soykırımı karşısında sınıfta kaldılar. En büyük sınavı BM verdi ama sonuç hüsran. İsrail vurdu, ABD çanak tuttu ve bütün dünya sessiz kaldı! Dünyada yaşayan 8 milyar insan, bir avuç Siyonist/Yahudi karşısında adeta dilini yuttu! ABD dahil, Avrupa ülkeleri, Rusya, Çin ve diğer büyük ülkeler böylesi bir zulüm/vahşet/soykırım karşısında ne yapacaklarını şaşırdılar! Adeta haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan oldular!
Fakat bir tek Türkiye hariç! Türkiye, İsrail’in bu korkunç zulmü/vahşeti ve soykırımı karşısında asla ve asla geri durmadı! Çok şey yaptı ama sessiz ve derinden!.. Hatta öyle bir hazırlık yaptı ki!.. Türkiye böylesi bir zulüm/vahşet/soykırım karşısında olağanüstü şeyler başardı! Bu başarıda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın çok emeği var! Filistin konusunda bir an önce ateşkesin sağlanması için Türkiye’nin diplomasi trafiği takdire şayandı! Fakat Türkiye dillendirmedi ve duyurmadı. Tam aksine sessiz ve derinden yapacağını yaptı! Gerek ABD, gerek Avrupa ülkeleri, gerek Orta Asya ülkeleri ve gerekse Türk ve İslam dünyasını temsil eden ülkelerle bu konuyu derinlemesine görüştü! Türkiye sonunda kararını verdi! ABD ve İsrail ile birlikte onlara destek veren tüm müttefiklerini perde arkasında aleni ve çok sert bir şekilde uyardı. Tabi ki diplomasi diliyle… Türkiye onlara dedi ki: İSRAİL’İ DURDURUN YOKSA TÜRKİYE OLARAK DÜĞMEYE BASIYORUZ! İSRAİL’İ DURDURUN YOKSA TÜRKİYE OLARAK YAPACAĞIMIZ ŞEYLERİN SONUCUNA KATLANIRSINIZ! İSRAİL’İ DURDURUN YOKSA TÜRKİYE OLARAK HER TÜRLÜ BEDELİ GÖZE ALIP GEMİLERİ YAKTIK!.. Evet, aynen bu şekilde uyarıldılar! Hem de anladıkları dilden ve medeni bir şekilde…
Demiştik ya artık dünya yaşanılamaz hale geldi. Dünyanın çivisi çıktı. O yüzden yeni bir DÜNYA gerek. Elbet ki bu zulüm/vahşet ve soykırım sona erecek ve yeni bir Dünya kurulacak! Filistin/Gazze YENİ DÜNYA için MİLAT olacak! İşte kurulacak olan bu YENİ DÜNYA’da Türkiye başı çekecek! Kuruyan/çölleşen insanlık vicdanı kurulacak olan YENİ DÜNYA ile yeniden yeşerecek. Güvenilebilir ve yaşanabilir YENİ bir DÜNYA için saatler geri saymaya başladı!..
7 Ekim’den bu yana İsrail’e en büyük askeri silah yarımında bulunan ülke ABD’dir. 1999’da 2,7 milyar dolar askeri yardımda bulunan ABD 2019 yılında 1,1 milyar dolar daha ekleyerek yardımı 8,8 milyar dolar yapmıştır. Ayrıca ek olarak 26 milyar dolarlık yardımı da onaylamıştır. Bugüne kadar İsrail, ABD’ye 50 adet F-35 siparişi etmiş ve bunun 36’sı teslim almıştır. İki ülke arasında 3 milyar dolar tutarında 25 adet F-35 yeni bir anlaşması yapıldı. Yapılan anlaşmaya göre ABD, İsrail’e her yıl 5 adet F-35 teslim edecek.
İsrail’in Filistin/Gazze saldırıları ABD silahlarıyla gerçekleşti! 7 Ekim’den bu yana geçen 8 ay içinde ABD’nin desteği ile İsrail’in havadan, karadan ve denizden yapmış olduğu saldırıların sonucunda ortaya çıkan korkunç manzarayı ve toplam bilançoyu görmek ister misiniz?! Rakamlar korkunç! İnsanlığın bittiği ve vicdanların sustuğu bir zamanda tarihte bile böylesi kısa bir süre içinde (8 ay) bu kadar korkunç zulüm, katliam ve soykırım görülmemiştir. Peki, bütün suç sadece İsrail’in mi?! İsrail zaten külliyen suçlu… Bir de İsrail’e destek veren ABD ve diğer müttefikleri… Bazı Avrupa ülkeleri… Alın size katliam, yıkım ve soykırım bilançosu…
İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana Filistin/Gazze’ye saldırılarında bugüne kadar 3 bin 247 katliam gerçekleştirmiştir. İsrail’in havadan, karadan ve denizden yapmış olduğu saldırılarda toplam 36 bin 479 Filistinli hayatını kaybetmiştir. Bunlardan 15 bin 438 çocuk, 10 bin 231 kadın, 498 sağlık personeli, 70 sivil savunma personele ve 148 gazeteci İsrail saldırılarında hayatını kaybetmiştir. İsrail saldırılarında Toplam 82 bin 777 Filistinli yaralandı. Ayrıca 7 toplu mezarlarda 520 Filistinlinin cansız bedenleri çıktı. Ayrıca enkaz altında hala binlerce Filistinlinin cansız bedeni var…
İsrail, 8 aydır Gazze saldırılarında evler, okullar, hastaneler, camiler, kiliseler ve daha birçok yapı ve yerleşim yerleri hedef alarak yerle-bir etti. 2,5 milyona yakın Filistinli evinden-barkından oldu ve tüm insani yardımlardan mahrum kaldı. Daha düne kadar İsrail bombaları altında can veren Filistinliler şimdi de açlıktan, susuzluktan ve yoksulluktan hayatını kaybetmeye başladı. Filistinliler nereye sığındıysa İsrail saldırısına uğradı. Güvenli bölge olarak Refah’a sığınan 1,5 milyon Filistinli de saldırılara maruz kaldı. Artık Gazze’de hiçbir güvenli bölge kalmadı. İsrail, Filistin/Gazze üzerinde7 Ekim’den bu yana 100 bin tona yakın patlayıcı madde kullandı. Bu saldırılarda 100 bine yakın konut yıkıldı. 300 bine yakın konutta zarar görerek oturulamayacak hale geldi. Bugüne kadar 200’e yakın kamu binası ve 112 okul ve üniversite yerle-bir oldu. Ayrıca içinde üniversite binalarında olduğu toplam 315 okul da kısmen zarar gördü. İsrail saldırılarında 605 cami tamamen yıkılırken 200’ü de kısmen yıkıldı. 3 kilise de hedef alınarak yerle-bir edildi. 160 sağlık kuruluş hedef alındı, 55 sağlık merkezi ve 33 hastane saldırılardan dolayı hizmet dışı kaldı. 130 ambulans da kullanılamaz hale getirildi. 206 tarihi ve kültürel varlık yıkıldı. Ve tüm bu saldırılarda verilen toplam zarar 35 milyar dolara yaklaştı. En kötüsü de Gazze’deki Filistinliler arasında 1 milyon 95 bin bulaşıcı hastalık ve 20 binden fazla “Hepatit A” vakası tespit edildi.
Görüldüğü gibi 7 Ekim’den bu yana İsrail’e en büyük silah desteğini veren, siyasi desteğini de hiçbir zaman esirgemeyen, savaşın devam etmesini en çok isteyen ABD ne oldu da bir anda U dönüşü yaparak barıştan, ateşkesten ve çözümden yana tavır sergileyerek İsrail’in ATEŞKESE yanaşmasını istedi?! ABD Başkanı J. Biden ne oldu da kadim dostu/müttefiki Netanyahu’yu ağır bir şekilde eleştirmeye başladı?!
ABD’NİN ATEŞKES TEKLİFİ…
İsrail’e en büyük desteği veren ABD Başkanı J. Biden bile artık Netanyahu’ya söz geçiremez oldu. Sonunda J. Biden patladı. Netanyahu ile ilgili olarak öyle ağır sözler sarfetti ki… Başkan Biden Netanyahu’nun kendi siyasi geleceği için savaşı uzattığını açıkladı. J. Biden’ın Netanyahu’ya patlaması anlaşmalı dövüş mü yoksa gerçek mi onu da zaman gösterecek. Fakat bize göre Biden’in mimikleri, tavır ve tutumları Netanyahu’ya karşı olan öfkesinin gerçek olduğunu ifade ediyordu.
ABD Başkanı J. Biden, 32 Mayıs’ta İsrail’e 3 aşamalı yeni bir ateşkes önerisini sundu. Mısır, ABD’nin ateşkes önerisini olumlu buldu. Ateşkesin ilk aşaması 6 hafta içinde İsrail’in Gazze’deki yerleşim yerlerini boşaltmasını ve elindeki esirlerin bir bölümünü serbest bırakmasıyla ilgili. İkinci aşama tarafların anlaşmada mutabık kalmaları durumunda geçici ateşkesin kalıcı olabilmesi için üçüncü aşamaya geçilecek. Üçüncü aşama ise Gazze’nin yeniden inşası ve tarafların elinde ölen rehinelerin karşılıklı teslim edileceği… Her iki tarafta esirlerin bir bölümünün takası serbest bırakılması, Gazze’ye yardım tırlarının günlük 600’e çıkarılması… İlk aşamada Gazzelilerin yaşadıkları bölgelere güvenli dönüşünün sağlanması… İkinci aşamaya geçişte ateşkesin kalıcı olabilmesi için müzakerelerin devam etmesi…Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog, ABD başkanı Biden’ın ateşkesin kabul edilmesi durumunda Binyamin Netanyahu’yu destekleyeceğini açıklaması da gelişmelerin şimdilik olumlu yönde gittiğinin göstergesiydi.
ABD Başkanı J. Biden 3 aşamalı Gezze ateşkes önerisinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) onayına sunarak desteklenmesi talebinde bulundu. İsrail ise daha önceki şartların değişmediği ve hala geçerli olduğunu belirterek savaşı sonlandırabilmek ve geçici ateşkesin sağlanabilmesi için için tüm rehinelerin serbest kalması ile birlikte Gazze ve Hamas’ın İsrail için tehdit olmaktan çıkartılması gerektiğini hatırlattı. İsrail Başbakanı Netanyahu ilk zamanlar “Hamas’ın askeri ve idari gücünün yok edilmesi ve esirlerin serbest bırakılması” konusunda ateşkes ile ilgili sunulan önerileri kabul etmeyeceklerini açıklamış olsa da sonunda ateşkese razı geldi.
Daha sonraki gelişmelerde ABD Başkanı Biden bir açıklama yaparak, İsrail’in Katar aracılığı ile dünyaya duyurduğu 3 aşamalı ateşkes önergesiyle ilgili İsrail’den olumlu cevap geldiğini söyledi. İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz İsrail Konseyi’nin ateşkesi kabul ettiğini duyurdu. HAMAS ise ateşkes anlaşmasını olumlu karşıladığını duyurarak ateşkes ile ilgili her türlü teklife açık olduklarını belirtti. Peki, ya İsrail?! Biden, yeni ateşkes teklifinden 4 ay önce Hamas da ateşkes teklif etmişti. Biden’ın Ateşkes teklifi önerileri ile Hamas’nki hemen hemen aynıydı. Aradan geçen 4 ay içinde ölen Filistinli sayısı 10 bin civarına artış olmuştu. Yani, ateşkesin 4 aylık gecikmesi 10 bin Filistinlinin ölümünü beraberinde getirmişti. Düşünebiliyor musunuz ateşkes vs. diyerek geçen süreler içinde bile binlerce Filistinli can veriyor.
İSRAİL HÜKÜMETİ ORDUSU ve HÜKÜMETİ ÇATIRDIYOR: PEŞ PEŞE GELEN İSTİFALAR…
İsrail hükümetinin ateşkesi onaylaması sonrasında İsrail sokakları yeniden karıştı. Halk ellerinde Netanyahu hükümetinin istifasını isteyen pankartlarla Tel Aviv sokaklarında gösteri yaptı. Aynı şekilde hükümet içinden de çatlak sesler geldi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Ben-Gvir anlaşmaya karşı çıktılar. Maliye Bakanı Smotrich “Savaşı bitirmeyi kabul eden bir hükümetin parçası olmayacağını” açıklarken Kamu Güvenlik Bakanı Ben-Gvir anlaşmayı kabul etmenin bir zafer değil yenilgi oluğunu açıkladı. İsrail Savaş Kabinesi Bakanı Benny Gantz’ın istifa ederek kabineden ayrıldı. İsrail Savaş Kabinesi üyesi ve eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot’un Netanyahu’ya istifasını sundu. Hatırlanırsa İsrail Askeri İstihbarat Dairesi Şefi Tümgeneral Aharon Haliva da 22 Nisan’da istifa etmişti. Bu istifalar karşısında Netanyahu “zamanı değildi” diyerek sitemkar açıklamalar yaptı. Peş peşe gelen bu istifalar Netanyapu hükümetini iyice zora sokmuştu…
G7 ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Kanada ve Japonya) 31 Mayıs’ta ABD Başkanı J. Biden’ın ateşkes teklifine destek verdiler. Aynı şekilde Arap ülkeleri (BAE, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır) yapılacak olan ateşkese destek vererek saldırıların durdurulması için ateşkes konusunda arabuluculuk yapmaya devam edeceklerini ifade ettiler.
Türkiye’nin ev sahipliğinde 8 Haziran’da İstanbul’da yapılan D-8 zirvesine Gazze damgasını vurdu. D-8 zirvesine katılan Türkiye, Pakistan, Endonezya, Malezya, İran, Bangladeş, Mısır ve Nijerya ortak bir bildiri yayınladılar. 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarının durdurulması için D-8 ülkeleri onurlu bir duruş sergileyerek yayınladıkları bildiride “Gazze’de derhal, kalıcı ve koşulsuz ateşkes sağlanmasını, İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına yönelik saldırılarının durdurulmasını talep ediyoruz. Filistin’in BM’ye tam üyeliği, Filistin’in mücadelesi konusunda D-8 üye devletlerinin sarsılmaz desteğini teyit ediyoruz.”
ENDENOZYA FİLİSTİN’E DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEK
Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, İsrail ve müttefikleri tarafından Tel Aviv’le ilişkileri normalleştirmek için lobi faaliyetleri ile Müslüman ülkelere baskı yaptıklarına değinerek Endonezya’nın tutarlı Filistin politikasını da herhangi bir değişikliğe gitmeyeceklerini ve evrensel ilke ve değerler doğrultusunda Filistin’e destek veremeye devam edeceklerini söyledi.
İSPANYA, NORVEÇ VE İRLANDA’NIN ARKASINDAN SLOVENYA DA FİLİSTİN’İ DEVLET OLARAK TANIDI
28 Mayıs’ta İspanya, Norveç ve İrlanda Filistin’i resmen devlet olarak tanıdıklarını duyurmuştu. İspanya, İrlanda ve Norveç’in ardından Slovenya da Filistin devletini resmen tanıdı. Slovenya Başbakanı Robert Golob “Biz Slovenler 1000 yıldır bu hakkın hayalini kuruyorduk. Bunu 33 yıl önce elde ettik. Ne yazık ki Filistin ulusu bu hakkı henüz elde edemedi.” Başbakan R. Golob Filistin’i devlet olarak 1967 sınırları ile birlikte bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanımaya karar verdi.
TÜRKİYE 76 YILDIR OLDUĞU GİBİ HER ZAMAN FİLİSTİN’İN/FİLİSTİNLİNİN YANINDA: CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ve DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN FİLİSTİN/GAZZE’YE SAHİP ÇIKARAK ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDULAR.
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan AK Parti’nin Kızılcahamam Kampı’nda yapmış olduğu konuşmada İsrail-Filistin/Hamas Savaşı konusunda İsrail’in 7 Ekim’den bu yana geçen 8 ay içinde İsrail, Filistin/Gazze üzerinde katliam, soykırım vahşet gerçekleştirdiğini ifade ederek bu vahşet, katliam ve soykırım yeni başlamadığını ve 76 yıldır sürmekte olduğunu belirtmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hamas ve Filistin halkı sadece kendi topraklarını savunmuyor, aynı zamanda Arz-ı Mev’ud hezeyanına karşı Anadolu’yu savunuyor. Filistinli kardeşlerimiz Gazze’de insanlığı, insani değerleri savunuyor. İsrailli yöneticilerin yaptığı açıklamalar bunu teyit ve tasdik etmektedir… Tıpkı dört asır boyunca Filistin’e şanla şerefle sahip çıkın ecdadımız gibi biz de evlatlarımıza şeref payesi olarak taşıyacakları bir duruş bırakmak istiyoruz. Her türlü bedeli göze alarak yürüttüğümüz mücadele bunun içindir.” diyerek Filistinlilerin kahramanca bir mücadele verdiklerini ifade etmiştir.
Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Yüksek Düzeyli Stratejik Diyalog Dışişleri Bakanları 6. Toplantısı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin/Gazze konusundaki sözleriyle dikkat çekmiştir. Fidan, İsrail’in elinde tuttuğu Filistinli mahkumlar üzerinde uyguladığı insanlık dışı koşulların ve yapılan muamelenin gözardı edilemeyeceğinin altını çizerek uluslararası hukuk, insan hakları ve evrensel değerleri batılı dostlara hatırlatma yaparak İsrail ve müttefiklere baskı yapılmasını istedi. Ayrıca Filistin için adil çözümün sağlanması, bölgede barış ve güvenliğin tesisine değindi. özümü destekleyen ülkelerin sayısını artırmayı başardık… Gazze’nin yeniden inşasına katkıda bulunmaya hazırız ancak Gazze’yi yıkanlar ve yıkıma yardımcı olanlar da bu zararları tazmin etmelidir. Filistin’deki işgale karşı direniş artık İsrail ile Filistin arasında bir çatışma olmaktan çıkmış, tüm dünyada zalimlerle mazlumlar arasında bir mücadele haline gelmiştir. Filistin Devleti’nin daha fazla ülke tarafından tanınması ve Birleşmiş Milletlere (BM) tam üye olması uluslararası hukukun, adaletin ve vicdanın gereğidir. Türkiye olarak, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.” dedi.