Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Sonun Geldi İsrail, Sıra sende ABD: İsrail’in Siyasi, Ekonomik ve Askeri Çöküşü ve Uluslararası Adalet Divanı’nda Yargılanması

İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerinde yapmış olduğu vahşet, katliam ve soykırımlar sonunun geldiğinin işaretleriydi! İsrail kendi kazdığı çukura düşmüştü! Dünya üzerindeki itibarı, kariyeri, gücü de olağanüstü sarsılmıştı! Filistin toprakları üzerinde binmiş olduğu dalı kendi kesmişti! Ayrıca uluslararası arenada siyasi yönden de büyük bir yara almıştı. Tabi ki İsrail’in akıbetini gören ABD de büyük bir manevra (U dönüşü) yaparak İsrail’i yalnız bırakmak zorunda kaldı! Zaten ABD’nin yenilenmiş bir Filistin yönetimi/devletinden bahsetmeye başlaması aslında kendi sonunun da geleceğinin ipuçlarını veriyordu!.. O yüzden İsrail/Filistin politikasında manevra yaparak değişikliğe gitti. Sözde Filistin devletinden ve yenilenmiş bir Filistin yönetiminden bahsetmeye başladı.

İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerinde

Haber-Yorum: Muhsin AKIL

İsrail, 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze/Hamas/Filistin savaşından kaynaklan askeri yıpranmanın sonuçları üzerine Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s’un 19 Ekim 2023 tarihinde bu konu üzerine yoğunlaşarak yapmış olduğu inceleme neticesinde döviz ve yerel para cinsinden kredi notunun revize edilerek “A1”’den “A2”ye düşürüldüğünü duyurmuştu.

Ortadoğu’da İsrail ve Hamas/Gazze/Filistin arasındaki savaşta yaşanan orantısız güç sonucunda İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerinde gerçekleştirmiş olduğu vahşet, katliam ve soykırım ve devam etmekte olan saldırıların İsrail’in ekonomik/mali gücünü zayıflatmakla birlikte yasama ve yürütme kurumlarını olağanüstü etkilemişti. Zaten bu durumun yansıması, İsrail’in uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu tarafından kredi notu düşürülmesine yol açtı.

Başta BM (Birleşmiş Milletler) olarak dünyadaki bazı uluslararası kuruluşların İsrail’i sürekli uyarmaları hiçbir işe yaramamıştı. İsrail’in inadı, egosu ve katliamcı ruh yapısı gözünü perdelemiş, siyasi, ekonomik ve askeri yönden uçuruma sürüklemiştir! Bu gidişat, İsrail’i içinden çıkılmaz bir bataklığa sürükleyerek sonunu getirebilir! Zaten Gazze/Filistin üzerindeki vahşeti, katliamları ve soykırımı bile sonunun geldiğini gösteriyor.

Şu ana kadar İsrail’in savaş sebebiyle ekonomik/mali çökmeye doğru gittiği üzerinde durduk. 7 Ekim 2023’ten bu yana tek taraflı orantısız güç kullanan İsrail’in vahşet, katliam ve soykırımları sonucu yıllarca edinmiş olduğu sözde etkinliği, güvenirliği ve kariyerini kendi eliyle baltalamıştır. Uluslararası arenada siyasi yönden büyük bir yara alan İsrail, uluslararası arenada gözden düşerek kendi sonunun geldiğini farketmeye başladı. O yüzden de hırs/öfke/kin gözünü bürüdü. İsrail, ABD’yi, BM’yi ve kendisini uyaran hiçbir gücü dinlemeden kendi sonuna doğru koşuyordu!..

ABD, İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerindeki vahşeti, katliamı ve soykırımı devam ettikçe rahatsız olmaya başlamıştı. Artık son günlerde bu rahatsızlığını aleni bir şekilde dillendirmeye başlayan ABD ilk zamanlar Netenyahu hükümetine vermiş olduğu desteği gölgeleyici açıklamalar yaptı. İsrail’in savaş suçu işlediğine inanmaya başlaması üzerine duymuş olduğu rahatsızlıktan dolayı aleni veya dolaylı yollardan Netenyahu hükümetini uyarıyordu. İsrail’den Filistin politikasını değiştirmesini istedi. Bu da İsrail’in artık ABD nezdinde de gözden düştüğünün gösteriyordu.

Tabi ki ABD bu gidişatı görür de boş durur mu?! Baktı ki Ortadoğu coğrafyasının tam göbeğinde hem de İsrail eliyle kanla suladığı topraklar üzerinde gözyaşı, zulüm ve vahşetin ortaya çıkması üzerine kendi sonunu görmeye başlamıştı. Bu gerçeği gören ABD, büyük bir manevra yaparak Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde sözde “yenilenmiş bir Filistin Yönetimi’nden bahsetmesi ve birleşik Filistin devletinin kurulması yönünde fikir beyan etmesi İsrail’i son derece endişelendirdi! Ve İsrail siyasi ve mali/ekonomik darbeden sonra bir de ABD’den aleni bir darbe yemişti.

ABD’nin Filistin konusunda manevra yaparak yenilenmiş bir Filistin devletinin kurulmasını yönünde yeni bir siyasi adım atmasını olağanüstü bir endişeye ve “siyasi bir tsunami”ye yol açacağını haber yaparak dünyaya duyuran Maariv gazetesi, İsrail’in ABD/Biden yönetiminin İsrail’e danışmadan yeni bir Filistin devletini tanıyabileceğini belirterek bu konunun ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in İsrail ziyaretlerindeki görüşmelerde de gündeme getirildiğini ifade etti. 

Öte yandan ABD’nin işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde Batı Şeria’da görev yapan İsrail’e yönelik yaptırım kararı alacağını açıklaması da İsrail’i müthiş bir şekilde etkilemiştir. Şayet 60 gün içinde İsrail herhangi bir cevap vermez ise yaptırım ABD tarafından İsrail Ordusu, bakanları ve meclis üyeleri ne yaptırım uygulanacaktır. ABD’nin yaptırım ile tehdidi İsrail’i telaşlandırmıştır. 

İbranice yayın yapan Maariv gazetesinin haberine göre ABD ve AB ülkelerinin yeni bir Filistin devletinin kurulmasında hemfikir olduğu vurgulandı. İsrail’in böylesi bir gelişmeyi tek taraflı, baskıcı bir yöntem olarak değerlendirerek endişelendiğinin altını çizdi. İsrail kaynaklarına göre, bu gelişmelerin deneme veya teorik aşamasından çok Filistin devletini tanımayla ilgili propaganda olduğunu ifade edildi. 

Bütün bu gelişmeler dışında bazı öyle gelişmeler de yaşandı ki adeta İsrail’i çileden çıkarmıştı. 2016-2021 yılları arasında MOSSAD başkanlığı yapan Yossi Cohen ise savaşın gidişatı üzerine “Gazze bölgesini bağımsız bir siyasi varlık olarak tanımamız gerekiyor. Bu nedenle Gazze’den çekilmeliyiz” diyerek açıklama yapması İsrail’de şok etkisi yarattı. Şu andaki MOSSAD başkanı David Barnea ile eski başkan Yossi Cohen arasındaki bu fikir ayrılığı hem İsrail devletinde hem de İsrail istihbaratında büyük bir gerginliğe yol açtı.

Bilindiği gibi BM, 1967 savaşından bu yene geçen süreç içinde İsrail’in faaliyetleri neticesinde Filistinlilerin kendi kader hakkının İsrail tarafından sürekli ihlal edilmesi ki kendi kaderleri hakkının reddedilmesinin doğurmuş olduğu hukuki sonuçları hakkında görüş bildirim talebi istemişti. Yani, Filistin topraklarında uzun süreli işgalin BM başta olmak üzere tüm devletler için doğurmuş olduğu hukuki sonuçlarının neler olduğu konusunda Uluslararası Adalet Divanı’nda gündeme getirilmesi ifade edilmişti. Ayrıca 2004 yılında Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in işgal etmiş olduğu toprak üzerinde inşa ettiği duvarın da uluslararası hukuku ihlal ettiği açıklanmıştı.

Artık bütün bu gelişme ve olaylardan sonra dünyanın gözü Güney Afrika’nın İsrail hakkında açmış olduğu davayla ilgili olarak Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na çevrilmişti. Bilhassa Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı beyanda bulunacak olması da dünyada ses getirmiştir. 19-26 Şubat 2024 tarihleri arasında Uluslararası Adalet Divanı’nda Türkiye dahil olmak üzere toplam 52 ülke söz alarak İsrail hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunacak olması daha şimdiden İsrail’in uykusunu kaçırmıştır.

Değerli okuyucularım, buraya kadar İsrail, Filistin/Gazze ve Uluslararası Adalet Divanı ile ilgili gelişmeleri ve olayları özetlemeye çalıştım ki konu çok iyi anlaşılsın ve yapacağım yorum/analizlerin tutarlığı objektif/gerçekçi olsun. Artık çok iyi anlıyorduk ki ABD’nin İsrail’e vermiş olduğu destekten dolayı kıvırtmaya başlamıştı. Yani geri adım atarak Filistin devletinin kurulması yönünde açıklamalar yapmaya başladı. Bu durum da İsrail’in yalnız bırakıldığına dair bazı ipuçları veriyordu.

ABD’nin Ortadoğu’daki planının sekteye uğradığını/(bozduğunu) ve bu nedenle de kıvırtmaya başladığını bilhassa belirtmek isterim. Ve İsrail’in de 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze/Hamas ile vermiş olduğu savaşın neticesinde Filistin halkına uygulamış olduğu zulüm, vahşet ve soykırımdan dolayı uluslararası arenada olağanüstü bir siyasi, ekonomik, askeri kayıp yaşadı. Ve bugünde kadar edinmiş olduğu dünyadaki itibarı/kariyeri/güveni sarsıldı.

Güney Afrika’nın İsrail’in soykırım suçu işlediğini beyan ederek Uluslararası Adalet Divanı’na dava açması üzerine dünyadaki bütün gözlerin Lahey’e çevrildi. İsrail’in Filistin/Gazze halkı üzerindeki zulmüne, vahşetine ve soykırımı karşısında bütün dünya tepki göstermiş ve ayağa kalkmıştı. Lahey’de yapılacak olan Uluslararası Adalet Divanı’nda 52 ülke ile birlikte Türkiye’nin İsrail’in yargılanması doğrultusunda yazılı ve sözlü beyanda bulunacak olması devletimiz ve milletimiz adına gurur verici bir adım olarak görüyoruz. İnşallah İsrail Uluslararası Adalet Divanı’nda hak ettiği cezaya çarptırılır da devam etmekte olan zulme, vahşete ve soykırıma bir son verilir. Aynı şekilde İsrail’e destek veren tüm ülkeler de aynı cezaya mahkum olur.