ABD’nin Yeni AB ve Yeni Enerji Politikaları
Avrupa yeni bir siyasi hafriyatla karşı karşıya.
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da 6-7 Ekim’de 27 AB ülkesinin yanında AB’ye üye olmayan Avrupalı 17 devlet liderinin katılımı ile gerçekleşen Avrupa Siyasi Topluluğu’nun (AST) ilk toplantısı birbirinden hoşlanmayan davetlilerin kokteyli şeklinde sona erdi.
AST’nun tebligat ve organizatörlük görevi her ne kadar Fransa tarafından yürütülüyor, Almanya kerhen destek veriyor ise de kazın ayağının perdeli olduğu gözlerden kaçmadı.
Bu durum, ABD’nin aleni olarak peşinden sürüklediği 44 devlet ile Rusya’yı durdurma planından ibarettir.
Afrika’dan sömürü gelirleri azalmaya başlayan, ekonomik üretimi ciddi oranda düşen, siyasi çalkantıların salladığı Emmanuel Macron’lu bir Fransa’nın Almanya dururken AST’nun fikir babası ve/veya düzenleyicisi olarak öne çıkarılması manidardır.
Bu, üretimi güçlü, AB’ni finanse eden, Avrupa ordusunun kurulması için ısrarcı olan, Ukrayna/Rusya savaşına rağmen diplomatik diyalogları bir türlü koparılamayan, Batı diplomasisine mugayır Almanya/Rusya ekonomik bağlarının sona erdirilmesi, Almanya’nın dizlerinin üzerine çöktürülmesi amacı güden yeni bir siyasi organizasyondur.
Önemli olan ABD’nin Rusya karşısında oluşturduğu cephenin genişletilmesi, daha berceste bir hâle getirilmesidir.
AST’na katılmada İngiltere ciddi tereddütler yaşasa da sonunda iştirak etti!
Kambersiz düğün olmaz!
Türkiye’nin davet edilmesine dair çalkantılı ve çekişmeli müzakerelerin ardından Ukrayna/Rusya savaşı ile meydana gelen enerji krizi, Kafkasya ve Hazar petrollerine uzanmanın elzem hâle gelmesi, savaşan devletler Azerbaycan ve Ermenistan’ın Hazar yol güzergâhı üzerinde olmaları hasebi ile her iki devletin birlikte davet edilmelerinin ardından sütre gerisindeki ABD’nin öne sürdüğü Fransa ile AB’nin pasifize edilerek AST’nun yeni yürüyüş yolu kazılmaya başlandı.
Mesele Rus ayısını yalnızlaştırıp zayıf düşürmektir.
AST’nun siyasi hayatına devam edebilmesi, yaşayabilmesi mezkür kurumu yürütenlerin vereceği tavizlerle bağıntılı olacaktır.
Olmazsa derhal başka bir birlik kurup yollarına yeni kuracakları düzende devam ederler.
“Avrupa Birliği” dururken aniden “Avrupa Siyasi Topluluğu’nun” ihdas edilmesi, AB’de pilot olan Almanya’nın düşürülüp Fransa’nın pilotluğa yükseltilmesi, Alman ekonomisinin Rusya petrollerine olan bağımlılığını AST ile bertaraf edip hem Alman, hem Rus ekonomisini çökertmekten ibaret olacaktır.
Almanya ile Fransa’nın ister AB ister AST’da olsun yapacakları pilotluğu mukayeseye tabi tutmak siyasi akıldan yoksunluk demektir.
Alman üretim ve ekonomisinin yanında Fransız üretim ve ekonomisi cüce kalır.
Dolayısı ile Avrupa Birliği kadük hale gelir.
Fark şudur.
Almanya merkezli AB ile Fransa merkezli AST’nun aynı politikaları yürüten Avrupa olmayacakları muhakkaktır.
Avrupa tarihine baktığımızda Almanya, Fransa ve İngiltere arasındaki siyasi çekişme ve savaşları göz ardı edersek gerçek bir okuma yapamayız.
Yeni bir Avrupa’nın şekillenmesinde Fransa ön almak istiyor.
Anglosakson yapı; Avustralya, Birleşik Krallık ve Amerika aynı siyasi çatlağı NATO içerisinde AUKUS adı ile bir pakt kurup 15 Eylül 2021’de ilân etmedi mi?
Formül aynı!
Aynı pakt ve birlik içerisinde olsanız da siyasi, ekonomik ve askeri yönden kim güçlenirse ABD onu faşist ve diktatör ilân ederek yaptırım uygulamaya başlar.
Buradaki nihai amaç, Anglosakson birliğin “Avrupa Birliğini” yok etme amacı güttüğü açık olarak görülmektedir.
Avrupa birliğinden Brexit ile ayrılan İngiltere’nin istemem ama geleyim tiyatrosu ile AST’na iştirak etmesi düşündürücüdür.
İngiltere orada!
İngiltere başka bir Avrupa planlıyor.
İngiltere’nin planladığı Avrupa da Almanya olmayacak.
AST’nun yürütmesinde ABD ve İngiltere olmakla birlikte rol almaya çalışan bir Fransa merkezli yeni siyasi birlik aktive edilmiş durumdadır.
Türkiye’nin katılımı tartışılırken ülkemizi hiç sevmeyen Fransa lideri Emmanuel Macron’un “Türkiye mutlaka AST’na katılmalıdır” demesi Hazar petrollerine Türkiye’yi atlayarak geçmenin mümkün olmamasından kaynaklanmaktadır.
Mezkür davette Cumhurbaşkanı R T Erdoğan’ın Emmanuel Macron’a “gel seni Türk siyasi birliğine alalım” demesi bak bunun (Hazarın) arkasında Türk devletlerinin sunduğu siyasi, ekonomik ve askeri zenginlikler de var hatırlatmasından ibaretti.[1]
Buralar Türk bölgeleridir, burası Türkistandır, burada böyle bir coğrafya ve millet yaşamaktadır hatırlatması manidardır.
Bu coğrafyaların bir bakıma anahtarı Türkiye’dir, mesajının verildiği net olarak gözükmektedir.
Avrupa ekonomisinin temelinde var olan Almanya/Rusya yakınlığı Avrupa ekonomisinin Rus enerjisine bağımlı olması hasebi ile Ukrayna/Rusya savaşı ardından Batı ambargosu ile bozulan bu enerji akışının yerine ikame edilecek Kafkasya ve Hazar petrolleri için değiştirilmek istenen Avrupa siyasi merkezinin Batı için demir leblebi olan Erdoğan’lı Türkiye’nin atlanarak ilerlemesi mümkün değildi.
Böylece dünyaya deklere edilen yeni “Avrupa Siyasi Birliğini” Fransa’nın tek başına yönetemeyeceği sarih olduğundan ABD projeli, İngiltere yürütmeli ve Fransa tebligatlı yeni Rusya karşıtı birliği idrak etmiş bulunuyoruz.
Birliğin önümüzdeki günlerde izleyeceği yol haritası netleşerek belirgin hâle gelecektir.
Ahırlarında deve barındıracak olanlar kapılarını yükseltmek zorunda kalacaklardır.
Evrenin en zor işi tokları doyurmaktır.
Saygılarımla.
Kaynakça:
1-)Akıl Odası Programı 07 Ekim, 2022 (tvnet.com.tr)
YORUMLAR