Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hüseyin Benek

ADAYLAR NASIL BELİRLENİYOR?

ADAY BELİRLEME YÖNTEMSİZLİĞİ

Partilerimize bakıyoruz, önce aşağı yukarı tüm partiler adayları merkezden Ankara dan belirliyorlar, Aday adayları bir yandan kendilerini Ankara’ya göstermeye çalışıyorlar, diğer yandan kulakları Ankara da partilerinin genel merkez kulislerinde…. Küçük bir olumlu haberimsi bir bilgi gelince seviniyor, bir dedikodu ile gelen olumsuz bilgi üzülmesine neden oluyor, bende böyle olmamalı diyorum…

Kastamonu’nun küçük bir ilçesi Hanönüne gidelim, parti merkezleri burada kim sevilir, kim sevilmez, partilerine kim daha çok katkı sundu, kim sunmadı, katkı sunmak deyince sürekli partide cay içmek algılanırsa, her daim müdavimler her partide varlar.. Oysa her etkinlikte görev alan, gerektiğinde kendi iş ve ailevi sorumluluklarından fedakârlık yaparak parti örgütüne zaman ayran kişiler dururken, il başkanına, genel merkeze, yakın yada işi sadece ticaret olan ve bu nedenle parası olan kişiler aday gösteriliyor.. Bu ticaret erbabı kişiler partiye uğramaz olurlar, sonra parti seçimden seçime hatırlanan, siyaseti basamak olarak, isim yapma peşindeki profesyonel siyasetçilere kalır.. Siyaset ile toplumun bağı kopar, toplumdan kopan her daha kolay yozlaşır, denetimden uzaklaşır, kapalı kapılar ardında kararlar alınmaya başlar… Başka sorunlar var mı, aday belirlemede, olmaz mı?

Örneğin 10-15 aday var aday belirleme yöntemsizliği biline biline aday olunuyor, sonra bu adaylar arasından merkezi seçiciler birini seçiyor.. Burada seçilmeyen adaylar tepki gösteriyor, hatta parti değiştirmeler görülüyor, sosyal demokrat partiden liberal partiye, liberal partiden sosyal demokrat partiye, milliyetçi partiden başka bir partiye… Bu partiler arasında program ve düşünce farkı yok mu, varsa neden geçiliyor, yoksa neden siyasette bu kadar farklıymış gibi ocu, bucu diliyle sosyal fay hatları bile kullanılarak siyaset yapılıyor…4*5 dönem yönetmiş, meclislerde yer almış kişiler kendileri seçilmediği zaman tepkiler gösteriyor, bu nedir akıl ve Allah aşkına… Bütün bunlar üzerine, bide kimlik siyaseti yapılıyor…

Partilerin içinde sosyolojik gruplar var, bazı partilerde sadece bir sosyolojik köken var, bunlar iyi veya kötü arasında seçim yapmıyorlar, kendi sosyolojik akrabalıklarından kimse onu seçiyorlar… Aslında seçmiyorlar onlar için o sosyal kimliğinde olan kişi tek seçenek oluyor… Bunu bazen övünme nedeni bile yapabiliyor, acaba kim daha iyi sorunu kimse soramıyor, seçimleri bu soruyu soramamak seçimlerimizi vasatlaştırıyor, seçimsizliğe neden oluyor.. Bütün bu olanların sonucu nedir derseniz?

Şehrinde ki park 10-15 yılda üç kere yıkılıp yapılıyor, şehrinde uçuk kaçık projelere para harcanıyor, yaşadığım şehir Ankara’dan iki uçuk, çılgın projeden bahsedeceğim biri ANKA park 750-800 milyon dolar harcanmış, dış kaynak kullanılmışsa biz diyelim faizle birlikte 1 milyar dolar diyelim sonuç nedir? Bir firmaya kiralandı, açılışta elektriğini kendi üretecek dendi, kiralayan firma elektrik giderinden dolayı çalıştıramadı, belediyeye geride devretmedi, sonuç mahkeme 2-3 sene sürdü oradaki tüm eğlence araçları neredeyse kullanılmaz hale geldi… Kim kaybetti, oranın açılışında alkışlayanlar.. Sonra ikinci cılğın proje Kuzey yıldızı Rekreasyon alanına bakalım önceki durumu nedir, şimdiki durumu nedir, neden bu kadar harcamaya gerekli duyulmuştur? Önceki durumu havaalanı yolu alanın sağ tarafından devam ederdi.. Bir belediye çılgın proje yapayım dedi, kocamak bir viyadük, artı bir tünel ve harcanan yüzlerce milyon kaynak para, sonuç biri iş yapmış göründü, biride bu cılgın projeden zengin oldu, kim fakirleşti, tabiî ki sen, ben, o emekli… Allahtan bu belediye başkanı istifa ettirildi, tekrar seçilemedi, yoksa kal ile hıdırlık tepe arasına uçak restoran, bademli dereye deniz yapacaktı, bu çılgın projelerin maliyetinden kurtulduk…

Yanlış siyasetçi belirleme işi bizim topluma maliyeti o kadar çok oldu ki, 22 yılda 130 milyar dolar olan borcumuz 500 milyar dolara yaklaştı, beklide aştı… Kim yaptı bunları bu yanlış siyasetçi ve aday belirleme yöntemleri sonucu ülke idaresinden görev alan siyasal kadrolar.. Bizim ilçemizden bilirim kişi başına nerdeyse herkes 1000-1500 lira borçlu, kim yaptı bu borcu, mahallendeki parkı üç defa yıkıp yapan, şehrin meydanını yıkan yapan.. son olarak..

Lütfen siyasal parti yönetimlerinden rica ediyoruz, iyi aday belirleyin kamu kaynaklarını iyi kullansın, Türkiye ötelenen ekonomik krizleri, ekonomik buğran olarak hissedeceği bir sarmala girebilir… Burada belediyelere çok iş düşecektir, çünkü direk halka dokunacak, halka en yakın kurumlardır.. İyi seçimler iyi sonuçlar doğurur, parti içinde iyileri, parti adaylarının içinden iyi olanları seçelim önerisiyle, selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek – baskentPostası.com -31.1.2024

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER