20 yıl önceydi o günlerde doğanlar bugün askerlik cağındalar, bir amacımız vardı, milli ekonomi uygulayacaktık, adil düzen kuracaktık, ne oldu, ne kurduk?
Amaçlar, idealler, ülküler uygulanmadan önce tam kestirilemez, nelerle karşılaşırsa sakatlanır, adil düzen diye yola çıkanlar neden kendilerini liberal ekonomik düzenin rantçıları olarak buldular? Bunlar üzerine nasıl düşünecegiz bilgiyle, bilgi ne olacak ekonomik alanda olursak ekonomik bilgiler olmalı degil mi? Adil düzen hukuki adaletle başlar, ekonomik adillikle devam eder… Hukuk alanında sorunlar var, ekonomik alanda sorunlar, adaletsizlikler daha büyük diyebiliriz… Ekonomi gözlüğümüzü takalım ve ekonomimize bakalım…
20 yıl önce MB rezervlerine bakıyoruz, dış borca bakıyoruz, duran varlıklara bakıyoruz, sonra aynı gözle, yöntemle bugüne bakıyoruz, neler görüyoruz? Sizde başka kaynaklardan bakın ki, hemen matematik bilgisine siyasal savunmayla cevap vermeyin öneririm…
· 20 yıl önce vatandaşlar hükümeti seçtiğin de 113,9 milyar dolar dış borca karşılık, Merkez’in kasasında 27,1 milyar dolarlık rezervi vardı. Dış borcun 4,20 katın da rezerv varmış…
· 2022 ocak ayında 110 milyar dolar düzeyinde olan toplam rezervler, 2022 aralık ayında 128 milyar dolar düzeyine yükseldi. Bu konuda eksi rezerv ve bürüt rezerv, net rezerv gibi birkaç ölçü var, bunlarıda dikkate almak gerek…
· “Türkiye Brüt Dış Borç Stoku”, 30 Haziran 2022 tarihi itibarıyla 444,4 milyar, şimdi ise 3.46 a katı kadar rezerv var, başka kaynaklar daha düşük göstermektedir. Ayrıca 2001-2022 kriz yıllarıydı degil mi, durum daha mı kötü ne?
· 2022 yıl dış ticaret acığı :: Aralık ayında dış ticaret açığı, 2022 yıl genelinde ise 110,2 milyar dolar.. Bu hükümetimiz 20 yılda bir trilyon doları aşan dış acık verdi, bir trilyon doların yarısı enerji olsun, yarısının yarısı da dikkatli bir üretim ve ithalat politikalarıyla engelenebilir ithalat olsun… Ülkemizde üreteceğimiz mal ve ürünlerden 250 milyar dolar dış acık verilmeyebilirdi.. 250 milyar dolarla neler mi yapılabilir, siz bir ekonomiste veya muhasebeciye sorun öneririm… Bu makro ekonomik göstergeler, birde mikrolar var? 250 milyar doları 18-19 ile çarpmayı unutmayın…
Örnegin bir asgari üçreli 2002 de kaç litre süt alabiliyormuş şimdi kaç litre alabiliyoruz bakalım mı? Asgari üçret 2002 de 184 liraymış süt kaç liraymış 0,32 kuruşmuş, 575 litre süt alabilirken, bugün kaç lira 17-18 lira asgari ücret kaç lira 8500 lira 17,5 liradan 485 kg süt alabiliyoruz.. 100 litreye yakın süt aşım gücü düşmüş….
Bunu pek çok şey ile kıyaslayabiliriz, asıl adil düzen alım gücümüzün yanında ekonomik eşitlikler de gerektirmektedir… Şimdi 2003 yılında veya çok geri gitmeyelim 2019 yılında ücretliler milli gelirden ne kadar pay alıyormuş 2022 yılında ne kadar pay alıyor asıl adil düzen amacımızdan vazgeçip geçmediğimiz burdan anlaşılabilir… Sizce, ne olmuştur, ücretliler acısında kayıp mı, kazanç mı? Son iki yılda, milli gelirden ücretlilerin aldığı pay yaklaşık yüzde 37’den yüzde 25’e kadar gerilemiştir… Son iki yılda %12 kayıp daha gerilere doğru gitsek nasıl bir kayıp olacak bilemiyorum… İkinci adil düzenden uzaklaştığımızı gösteren nedir derseniz, milyoner sayımızdaki hızlı artış diyebilirim… Son olarak bu adaletsizlige de bakarak yazıya son verelim bu adaletsizliğin nedenleri üzerine düşünmeye devam edelim…
Banka hesaplarına bakıldığında 1 milyon TL ve daha yüksek tutarlı hesapların sayısının geçen yıl 2021 Ekim sonu, 410 bin 786 olan milyoner sayısının, bu yıl aynı dönemde yüzde 90,6 oranında 372 bin 91 artarak, 782 bin 877’ye ulaştığı belirlenmiştir.. Ne kadar insan fakirleşmiş yardım alıyor diyorsanız yardım alan kişi sayısı 27 milyona yaklaşmış durumdadır.. Adil düzen, adil düzen diye diye gelenler adilden vazgeçtiler faiz, rant düzeninde karar kılsalar gerek ki bu eşitsizlikler ortaya çıkıyor…
Nasıl düzeltiriz derseniz, biraz üzerine düşünün, ranttan bagımsız kalabilmiş, iktidar alkışcısı olmayan ekonomistlere, akademisyenlere sorun derim.. Selam ve Sevgilerimle…
YORUMLAR