Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Ahmaklar Bayramı 27 Mayıs

Biz «Ahmaklar Bayramı» diyoruz da onlar yirmi yıla yakın bir süre millete «Hürriyet ve Anayasa Bayramı» diye dayattılar idamlara kadar giden sürecin askerî darbe (ihtilâl) gününü.

Millî Birlik (!) Komitesi tarafından 3 Nisan 1963 tarihinde ilân edillip, 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesine kadar; izinden gittikleri ulu paşanın “hâkimiyet bilâ kayd’ü şart milletindir” sözüne rağmen bu böyle sürdü.

Millet, milletin değil darbecilerin kanunlarıyla yargılandığı için hukuk güme gitmişti. 27 Mayıs darbesi ile de, merhum üstad M. Ş. Eygi’nin deyişiyle “Zulümlerin en şenii[1] ve alçakçası kanunların gölgesinde” yapıldı… Bakanlardan Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961’de sabaha karşı, başbakan Adnan Menderes  ise 17 Eylül 1961’de saat 13.30’da İmralı Adası’nda urganla asılarak idam edildiler.

Yalnızca üç kişinin değil, demokrasi’nin de katledildiği tarihimizin en şeni’ en alçak hareketi, meş’ûm askerî darbenin yapıldığı gün yıllarca millete Bayram olarak dayatıldı. 12 Eylül darbesinden iki yıl sonra gerçekleştirilen seçimde tek başına iktidar olan merhum Turgut Özal zamanında ise bu rezalete son verildi.

Biliyorsunuz ama hatırlamanızda fayda var: 27 Mayıs hálâ birçok sefih için şuuraltında “bayram” günüdür. Zira onlar hálâ seçimle, milletin kahir ekseriyeti tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanını (Mısır’da Sisi’nin yaptığı gibi) öldürmek veya başka bir şekilde yok etmek için her yolu deniyorlar.

Yıllarca “ordu göreve”, “irtica hortluyor, lâiklik elden gidiyor” dediler, Gezi kalkışmaları tertiplediler… Ve hayâllerindeki o meş’ûm bayram günü için el’ân da bu işlerden vazgeçmediler.

15 Temmuz girişimiyle sair 27 Mayıs ihtilâli ve 12 Eylül askerî darbesi zaman, mekân ve farklı atmosferde (milletin rûhî durumu) gerçekleşmiştir. Devirleri farklıydı, Ankara yerine İstanbul başroldeydi 15 Temmuz’da, hattâ cuntanın hamisi bile biraz farklıydı. ABD yine başattı ancak 15 Temmuz’da Amerika uşağı sözde hoca F. Gülen’i kullanıyor, onun Türkiye kölelerini salıyordu piyasaya.

Yàni bu kez “our boys” askerlerin yanında “our boys and girls” sürü sepet Fetullacılar da vardı darbe kadrosunda. Lâkin hesap edemedikleri şey, millet de kadını kızı, erkeği ile topyekûn karşılarına dikilecekti.

Merhum Ord. (Anayasa) Profesörü, müstakil senatör ve İstanbul milletvekili Ali Fuad Başgil hocanın “27 Mayıs ihtilâli ve Sebepleri” (Fransızca’dan çeviren, Av. M. Ali Sebük, Av. İ. Hakkı Akın, İstanbul-1967) eseri başucu kitaplarım arasında demiştim. Bunun en önemli sebibi bir devrin ve hasseten TSK’nin anatomisi olması ise diğer nedeni de böyle üstün bir şahsiyetle, bir dâva adamıyla konuşurcasına okumak.

İnanın hiçbir kaynakta o ibretamiz sâbıkalı devrin bu kadar nefis bir üslûp ve açıklıkta anlatıldığına şahit olamazsınız. Meselâ kitabın 67 baskısının 118/119’uncu sahifelerinde “Demokrat İktidar Uçurumun Başında (Meşhur Salâhiyet Kanunu) başlığı altında yer alan bir tesbitini aktarayım:

“1960 yılı Nisan ayında vuku bulan hâdiseler, 27 Mayıs’ta bir darbe şeklinde sona erinceye kadar Demokrat Hükûmetin kaderinde kesin bir rol oynamıştır. Solcuların faaliyetlerinden başka, muhalefetin devamlı tahriki, hükûmetin çalışmalarını tamamen aksatıyordu. (……..) Sebati Ataman, Mazlûm Kayalar ve Sait Bilgiç gibi mebuslar, iktidarı kuvvet kullanarak ele geçirme niyetini açıkça ortaya koyan CHP’nin gösterdiği faaliyetlere ve cinâyet dolaplarına karşı sert çıkışlarda bulundular. Bizzat Menderes daha 31 Mart 1960’ta Zonguldak’ta verdiği bir nutukta muhalefetin bu planını başka tâbirlerle açıklamıştı” denildikten sonra devamında gelen paragraflarda ise,

120’nci sahifede “Felâkete Doğru Dev Adımlar” başlığı altında, “Tarihi açıdan bakılırsa, 27 Mayıs hadiseleri, İstanbul Üniversitesi talebelerinin ayaklanmasıyla başlamış oldu. 26 Nisan günü, Demokratlara düşmanlığı ile tanınan birkaç profesörün yaptığı tahrik edice beyanat bulunmaktadır” diyor merhum Ali Fuad Başgil hoca.

Muhterem okurlarım, bütün bunlar fevkalâde ibretamiz bilgilerdir. Güne ışık tutuyor, alınmak gereken tedbirleri gösteriyor. Sahaflarda aratınız, «Ali Fuad Başgil, 27 Mayıs ihtilâli ve sebepleri» kitabını bulup kütüphanenize koyun. Ve elbette okuyun. Hele ki bu günlerde… “De ki: «Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak temiz akıl saahibleridir ki (bunları) hakkıyle düşünür.?” (Zümer Sûresi, 9. âyet) 28.05.2021

——————————————————-
[1] Ar. şenā‘at “çirkin ve kötü olmak”tan şenі‘

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER