AİLE YILINA KIZILCIK ŞERBETİ
“Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi…? ” (Fatır 8)

AİLE YILINA KIZILCIK ŞERBETİ
Bilindiği üzere 2025 Aile yılı Ailemiz geleceğimiz temasıyla ilan edildi. Bu kapsamda çeşitli platformlarda farkındalık çalışması yapılmaktadır.
İstanbul’da Aile Yılı Kapsamında Dijital Panolarda Aile Yılı Farkındalık Çalışması Yapıldı.
Osmaniye’de Aile Yılı Kapsamında “Sabırla Sev, Sevgiyle Tanı” Aileler Yarışıyor Programı Gerçekleştirildi.
Uşak’ta Uzun Süredir Evli Çiftler ile Yeni Evlenen ve Evlenecek Çiftler İftarda Buluştu.
Hakkari’de Evlilikte 50. Yılını Tamamlamış Çiftler Ziyaret Edildi.
Erzincan’da Aile Yılı Kapsamında Bocce Turnuvası Düzenlendi.
Ardahan’da evlilikte 25. ve 50. Yılını Tamamlamış Çiftler Ziyaret Edildi……..
Paneller, Söyleşiler, Turnuvalar, şiir dinletileri, hatıra parası basıldı. Çalıştaylar. yarışmalar gibi etkinlikler yapılmaktadır. Bunların hepsi güzel elbette ancak nüfus dikkate alındığında kitlelere ulaşabilirliği sınırlı etkinliklerden öteye gidememektedir.
Öte yandan büyük bir tehlike var ki o da geniş kitlelere ulaşan ailenin tam içine sızan en güvenli alan olan evlere odalara kadar giren tv dizileri.
Her geçen gün daha da yıkıcı konularla senaryolaştırılmış dizi ve tv programları ne evrensel etik ahlak kurallarını ne örf adet ve toplumsal normları ne inanç esaslarını dikkate almamaktadır.
Aile, neslin devamlılığını meşru (Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu.) bir şekilde sağlayan toplumun en küçük ama en temel kurumudur. Kültür ve değerleri aktarma işlevi vardır.
Aile birliğini bozulduğunuzda ortada bir aile kalmadığından değerlerimiz de yeni nesle aktarılamayacaktır. Sonuç olarak küresel kültürün etkisiyle bir kültürsüzleşmeye gidilmektedir.
Aldatma, sadakatsizlik, bireysel hazların konu edildiği, sözde aşkların kutsallaştırıldığı konularla yavaş yavaş ahlaki zehirlemeye neden olduğu aşikardır. TRT bu anlamda daha duyarlı davranmaktadır. Diğer bir çok kanallar için bunu söylemek mümkün değildir.
Rtük ( Türkiye radyo ve televizyon kurumu) bu konuda neden yetersiz kalmaktadır bu ayrı bir araştırma konusudur. Ancak şu bir gerçek ki ödenebilen cezanın bir yaptırımı yoktur.
Senaristlerin toplumda bunlar zaten var biz bunları konu alıyoruz demeleri onları masumlaştırmaz. Efendim kumanda elinizde izlemeyin demek bir irade terbiyesi değildir.
“Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi…? ” (Fatır 8)
Kötü davranışları yaymak sadakatsizlikleri aşk metaforuna sığınarak gerekçelendirmek normalleştirir.
Gelelim kızılcık şerbeti ve benzerlerinin verdiği olumsuz mesajlara sadece birkaç örnek.
· Toplumda dindar diye bildiklerinizin o kadarda keskin sınırları yoktur. Siz isterseniz o sınırları pek ala aşabilirsiniz.
· Evlenmek için erken ama evlilik dışı çocuk doğurmak bir aşk meyvesidir.
· Evli erkekle birlikte olmak sen kendini iyi hissediyorsan hiç önemli değildir.
· Yaş farkının önemi yok. Yaşlıysa daha erildir.
· Aile anne baba çocuklarına karşı her zaman anlayışsız ve katıdır. Çok itibar etmeyiniz.
· Üçüncü kişiler her zaman daha hümanist daha sevgi doludur. Sana daha çok değer verir onları dinle.
· Kendi eşleri her zaman asabi ve kontrolsüz. Sevgililer daha makul ve şefkatlidir.
· Sadakatsizlik kendi hayatını yaşama hakkındır. Sanki önceki zorunlu hizmetmiş gibi.
· Modern ve seküler hayat yaşayan insanlar çocuklarına karşı daha anlayışlı ve şefkatlidir.
· Başında örtüsü yoksa o insanların dinle imanla alakaları hiç yoktur.
· İlişkileri yönettiğini öne sürdükleri melek objesini de son olarak bir şirk unsuru olarak sundular.
· En tehlikelisi de dindar insanların iç yüzü işte budur mesajı.