Çalışma koşullarını zorlaştıran uygulamalar karşısında büyük bir mağduriyet yaşadıklarını belirten Ankara Yük Taşımacılığını Destekleyici Hizmet Verenler Esnaf Odası Kurucu Başkanı Ramazan Akpınar, “Biz motokuryeler olarak artık çok yorulduk, sömürülüyoruz. Esnafız, bizlere maaşlı çalışan işçileri gibi davranıyorlar, esnaf statüsüyle çalışmak istiyoruz.” dedi.
‘RİSKLİ ÇALIŞMAYA ZORLANIYORUZ’
Oda Başkanı Akpınar, “5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununa tabi, sicil ve meslek odası kaydı ile biz kuryeler resmi olarak esnaf kurye olmanın şartlarını yerine getirirken, sahada durum bambaşka. Gerçekte, esnaf iken bir işçi gibi çalıştırılıyoruz; üstelik hiçbir işçi hakkından da faydalanmadan. Vergilerimizi ödüyor, ekipmanlarımızı alıyor, yemek, yakıt tüm masraflarımızı kendimiz karşılıyoruz ama internet alışveriş sitelerinin belirlediği ağır şartlara ve kurallarına boyun eğmek zorunda kalıyoruz.” diyerek şunları kaydetti: “Kuryeler olarak, ülkemizin dört bir yanında ağır baskı ve mobbing altında çalışıyoruz. Maddi yükümüz ağır. E-ticaret firmalarının bizlere zorla reklamlı çanta, mont, kask ve ekipman satması esnaflık ilkelerini ihlal ediyor. Bu uygulama, işveren-işçi ilişkisi doğuruyor ve esnaflığımızı yok sayıyor. Biz kendi işimizi yapan bireyleriz, köle değiliz. Kağıt üzerinde değil, sahada da gerçek bir esnaf olmak istiyoruz. Büyük firmaların ceza sistemi ağırlıklı kendi kurallarını koydukları, esnaf ve işçi kanunlarına aykırı. Kuryeleri sömüren kendilerini koruyan sözleşmeler imzalatıyorlar. İş kaygısı yüzünden, imzalamak zorunda kalıyoruz. Sözleşmenin bir örneğini dahi bizlere maalesef verilmiyor. Kurye haklarını da koruyan adil sözleşmeler yapılmalı. Artık köle gibi çalışmak istemiyoruz. Kendi çalışma kurallarımızı belirleyebilmeliyiz. Birden fazla firmayla çalışabilme özgürlüğümüz olmalı. Çalışma saatleri ve ağır koşullar dayatılmamalı, mobbing uygulanmamalı. Gerçek usul vergi değil, hasılat esasına göre vergilendirme sistemi uygulanmalı. Yanımızda SSK’lı kurye çalıştırabilme imkanı verilmeli. Adil kazanç istiyoruz. Hayatımız her an ölümle burun buruna iken kazançlarımız bu riski almaya değmiyor. İş Sağlığı ve Güvenliği olarak, az tehlikeli sınıftan, tehlikeli/çok tehlikeli sınıfa geçmek istiyoruz. Zorunlu çalışma saatleri ve süreleri dayatılmamalı. Çok hızlı teslimat baskısı ile riskli çalışmaya zorlanıyoruz. ‘Ateşli saat’ ve ‘alevli saat’ adı altında bizi yarıştırarak kural ihlallerine, hatta ölüme sürüklüyorlar. Paket başı ödeme sistemi, daha fazla kazanç için daha fazla risk almamıza sebep oluyor. Mesleki Eğitim ve Mesleki Yeterlik Belgesinin zorunlu hale gelmesini istiyoruz.”
Yaklaşık 2 milyon motokuryenin, Türkiye’nin en büyük 5 e-ticaret firmasının insafına terk edilmiş durumda olduğunu vurgulayan Akpınar, “Bu firmalar, sesimizi duymadıkları, taleplerimiz karşılanmadığı sürece mecburen iş bırakacağız, haklarımızı haykıracağız. Biz büyük bir aileyiz ve haklı davamızın takipçisi olacağız. Çünkü artık bu düzen böyle devam edemez. Gerçek bir esnaf olarak çalışmak, hak ettiğimiz saygıyı ve insanca çalışma koşulları görmek istiyoruz. Sesimizi duyulsun, taleplerimizi yerine getirilsin istiyoruz.” ifadelerini kullandı.