AŞIMIZ DA PİŞSE…

Aşımız da pişse… Türkiye müthiş.

Ben demiyorum yabancılar diyor…

Le Figaro, “Erdoğan’ın diplomasisi Türkiye’yi uluslararası sahnede vazgeçilmez konuma getirdi” diyor meselâ.

Üstelik bu Fransız gazetesi moda tâbirle «özeleştiri» yaparak yazıyor bu lafları:

Yazı, “Türkiye, Ukrayna’daki savaşın ilk galibi olabilir mi?” ifadesine yer veriyor ve “Bu gerçek diplomatik başarı, dünyada 6. en geniş büyükelçilikler ağına sahip olan ve her şeyden önce daha barışçıl ve çok aktif bir Türk dış politikasını ortaya koymaktadır.” değerlendirmesinde bulunarak,

Ve “bakın o eleştirdiğiniz” der gibi, “Erdoğan, bugün kendisini bir barış yapıcı ve herkesle diyalog kuran biri olarak sunuyor” değerlendirmesini yapıyor.

Kuzum muhâlefet, bunları biz demiyoruz, sizinkiler diyor…

«Sizinkiler» diyorum ama seviye olarak değil  Erdoğan düşmanlığı kulvarındaki yönünüz itibarıyla diyorum. Fakat artık orada bile yalnızsızınız. Adamlar dürüst. Yiğidi öldürüyor ama hakkını yemiyorlar!.

Avrupa (ABD’ye rağmen) sayın CB Erdoğan’dan istifade etmeye bakıyor şimdi.

Zira önümüz (hem mevsim, hem dünya konjonktürü açısından) kış ve doğalgaz kıtlığı var. Adamlar karakışta donacak, aklı olan ne yaparsa onu yapıyorlar.

Bizim muhâlefette o akıl da yok.. Atalarımız ne güzel demiş. “Dere geçerken at değiştirilmez” diye o kadarına da mı kafanız ermiyor?

Türkiye tarihininin en büyük fırsatlarını yakalamış. Oturun oturduğunuz yerde. Meral ablanızla, Temel dedenizle altılı masada çay-kahve içerek dedikodu yapmaya devam edin ama çaylak kafasıyla usta işine karışmayın.

Ünlü feylesof Diyojen’in, Küçük İskender’e söylediği gibi gölge etmeyin başka ihsan istemez… Hemen not düşeyim: neden «küçük iskender» dedim? Büyüklük Allah’a mahsustur. Kimse için «büyük» demek caiz değildir. İsterse tüm kâinat desin ben demem. Zaten Diyojen’in o lafı söylediği hikâyede de bu var:

Diyojen karşısında mağrur bir şekilde dikilen İskender’e meydan okurcasına, “sen benim kölemin kölesisin” der. Tàbîî İskender afallar, adamları kılıçlarını çeker, mızraklarını Diyojen’e doğrultur.

Diyojen ise sakin sakin devam eder: “Ey İskender, bu dünya benim kölemdir, sen de dünyanın kölesisin” (o hâlde benim kölem sayılırsın) der. Diyojen’in bu müthiş cevabı İskender’i şaşırtır ama sinirlenmez, bilakis çok hoşlanır ve Diyojen’e “dile benden ne dilersen” der aynı mağrur edayla…

Diyojen bu kez daha ağır konuşur: Güneşini engelleyen Mekadonya kralı İskender’e güneşi işaretle, “Gölge etme başka ihsan istemem…” der. Hikâyenin devamı yok. Zaten belki de hikayenin tamamı uydurmadır. Adamlar İncili bile tahrif etmişler böyle hikâyeler mi uyduramayacaklar.

Fakat hikâye güzel, ibretamiz ve İslâm öğretisine de uygun temeli itibarıyla. Dünya fanidir ve onun kölesi değil efendisi olmak gerekir. Dünyaya değil Allah’a tapmalıyız.

Dünya malıyla (haramı helâli karışık) gani servetleriyle mağrur zenginler, fakir fukaráya, helâl fakaz az malıyla yetinen Müslümanlara gölge etmesinler başka ihsan istemez.

Zenginlik düşmanı değilim ama Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ikazı beni her daim korkutmuştur:

Hadîs-i şerîf’te, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabını “Ben sizin namınıza fakirlikten korkmuyorum. Lâkin ben sizin namınıza dünyanın sizden öncekilere serildiği gibi, sizin önünüze de serilmesinden, sizin de yarış etmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi, sizi de helâk edeceğinden korkuyorum.” diyerek uyarıyor.

Merhum Ahmet Davudoğlu hoca, hadis şârihlerinden İbn Battâl’dan şu görüşü nakleder: “Bu hadis dünya malının kötü âkıbetinden ve fitnesinin şerrinden korunmak gerektiğine delildir. İnsàn dünya zinetlerine aldanarak bu hususta başkaları ile yarış etmemelidir. Yine bu hadisle fakirliğin zenginlikten efdâl olduğuna istidlâl edilir. Çünkü dünya fitnesi zenginlikle beraberdir.”

Geliri belliyken pahalı cep telefonu için faizli kredi almak, ahmaklık ve büyük fitnedir. Yarışacaksak hayırlarda yarışalım, aptallıklarda değil.

Allah fakirlerimizi namerde değil merde bile muhtac etmesin. Zenginlerimizi de şımararak ahiretini berbad edenlerden eylemesiin. Zekât ve sadakaları çok ganiyyî şakirîn’den (şükreden zenginlerden) eylesin. Amin. 22.08.2022