Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

ASKERÎ DİN DERSLERİ

Hep yazdım ya, Ak Parti elindeki fırsatı iyi değerlendirmeli, bunu yapmazsa vebáli ağır olur diye. Tàbîî ki pek dinleyen olmuyor. Oysa bu altın fırsat… hem onların hem milletin bekası için, din ü diyanetimiz için şart.

Meselâ iktidar bu güzel fırsatta asker üzerindeki kadim manevî, dinî mobing tesirini gidermeli, dini ve diyaneti yüzünden ezilmiş horlanmış askerlerimizi moral olarak takviye etmekle birlikte, tüm askeriyeyi de yeniden millî hüviyetine döndürmelidir.

Bunu yapmanın da yolu aşağıda vereceğim misâlin kahramanı Muallim Cevdet Bey’in pek güzel ifade ettiği gibi, “Kellimû’n nâse alâ kaderi ukûlihim” formülünden geçiyor: Bu yazıda asıl anlatacağım da bu konudur aslında.

Bakınız size milâttan önceden değil yakın tarihimizden bir misâl vereyim:

Muallim Cevdet (İnanç) Bey’e ait İslâm’ı Anlamak (Askerî Din Dersleri) isimli bir kitap var. Bu kitap 1928’de İslâm harfleriyle İstanbul’da basılmış (Yeni Matbaa, 230 sahife) ve latin hafleriyle de yayınlanmıştır. Bedir Yayınevi’nden temin edilebilir.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiyye Riyaset-i Celilesi tarafından açılan müsabakada birinciliği kazanmış bu eser bütün ordulara gönderilmiş. Sonra Maârif Vekaleti (Millî Eğitim Bakanlığı) Tâlim ve Terbiye Dairesince bir raporla takdir edilmiştir.

“Bu kitap gerek âile terbiyesiyle gerek askerlerin maneviyatını yükseltmekle meşgul olan herkesi alâkadar eder.” (Muallim Cevtet’in kitap hakkındaki yazısından) Demek ki neymiş? Askerin maneviyatından tutun da âile terbiyesine kadar çok geniş bir sahaya hitap ediyor kitap. O hâlde asla kayıtsız kalamazsınız.

Bahsekonu İslâm’ı Anlamak kitabındaki şu on maddeyi iyi kavrayıp sonra bunları çocuklarımıza sevdirmeliyiz:

Allah ve Peygamber sevgisi, Sıhhat ve temizlik sevgisi, İlim ve san’at sevgisi, Âile ve ev sevgisi, Askerlik sevgisi, Adalet sevgisi, Halk sevgisi, (Yetimleri korumak, fakir kızları evlendirmek, ihtiyarları korumak, hasta ve sakatları korumak, âlimleri ve muallimleri korumak, gazileri korumak, hayvanları ve özellikle kuşları korumak), Şehir hayatı sevgisi (Çeşmeler, imarethâneler, şifahâneler, mektepler, kütüphaneler açmak…) Güzel şeyler sevgisi (Güzel ezanlar, güzel sesler, güzel binalar, güzel çiçekler, güzel ağaçlar, güzel kitaplar, güzel nakışlar) Her fena ve muzır şeylerden nefret (fuhuş. ,kumar, içki, ihtikâr gibi)

Çocuklarımıza bu on maddede hülasa edilen hasletleri kazandırabilirsek yarınlarımızı teminat altına alabilir ve onların da gelecekte rahat ve huzur içinde güzel ve hayırlı bir ömür sürmelerini sağlamış oluruz. Yoksa onlara milyonlarca lira veya bir sürü ev bark bırakmak suretiyle değil.

Hergün haberlerde bir sürü katliâm, tecavüz kavga kaberi, cinayet haberi izleyip duruyorsunuz. Vah vah, tüh tüh cık cık etmenin ötesinde gerçekten iş yapmak istiyorsanız buradan başlayın olur mu? Yahu çok şey değil bunlar, yeter ki biraz gayret edin. Gayret etmeden Hazreti Allah, Meryem (a.s) kuluna dahi (bir armutu olsun) yedirmemiş. Ağacın dalı hamile Meryem’in önüne eğilmiş ancak Meryem’in o armutu kolunu uzatıp koparması gerek. Cenâb-ı Allah, “biraz da sen gayret et ya Meryem” diye buyurmuş kuluna.

Merhum mübarek Muallim Cevdet Bey ne güzel yazmış. Hülasa etmiş. Kitabı temin edip okuyacak ve gereğini ufak ufak yapmaya başlayacaksın. Hepsi bu. Bunu yaparken de o kaideyi asla aklından çıkarmayacaksın ama:

“Kellimû’n nâse alâ kaderi ukûlihim” formülünü yàni.  İster çocuklarına, ister tüm millete, isterse özel bir sınıfa (askerler gibi) hitap et, usül ve uslûp fevkalâde mühim. Ne diyor bu kaide? Diyor ki “insànların her tabakasına ve ferdine anlayabilecekleri (akılları seviyesinde) konuşun, anlatın.”

Aksini yaparsak hem boşa konuşmuş anlatmış oluruz zira anlamamışlardır, hem de birine az gelen ötekine çok gelir ve ters tepki ile karşılaşabiliriz. O nedenle bu kaideye (düstura) kim riayet ederse muvaffak olacaktır. İster kanuncu (hukukçu) ister vaiz, ister zabit, ister muallim olsun formül budur vesselâm.

Muhterem okur, biz dahi yazılarımızı yazarken her akıl seviyesindeki insàna hitap etsin diye binbir emek çekiyoruz. Çekelim, bunun mükâfatını vermek Allah’a aittir. Lâkin keşke okunsak. Okunmamak da ayrı bir zulüm… 29.09.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER