Gazze, son yıllarda dünyanın en trajik sahnelerine ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar ateşkes kararları alınsa da, İsrail’in saldırılarının durmaması, uluslararası kamuoyunda giderek artan bir tepkiyi beraberinde getiriyor. Ancak bu durumun arkasında ne yatıyor?
Ateşkesin Gerçek Anlamı ve Zorlukları
Ateşkes, teoride çatışmayı durdurmayı amaçlar. Ancak Gazze gibi karmaşık bir coğrafyada, bu kararlar genellikle sadece kâğıt üzerinde kalır. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın temelinde yatan sorunlar çözülmeden, ateşkes kararlarının uzun vadeli bir barışı sağlaması zordur. İsrail tarafı, saldırılarını genellikle “terörle mücadele” gerekçesiyle meşrulaştırırken, Filistin halkı bu saldırıları bir halkın topyekûn cezalandırılması olarak görüyor.
İsrail’in Güvenlik Kaygıları mı, Yayılmacı Politikalar mı?
İsrail, saldırılarını Hamas’ın roket saldırılarına karşı “meşru savunma” olarak tanımlıyor. Ancak uluslararası hukuk ve insan hakları örgütleri, bu savunmanın orantısız bir güç kullanımına dönüştüğünü sık sık vurguluyor. İsrail’in askeri operasyonlarının yalnızca güvenlik kaygılarıyla sınırlı olmadığı, aynı zamanda Gazze’deki altyapıyı çökertme ve bölgeyi tamamen kontrol altına alma amacı taşıdığı iddiaları sıkça dile getiriliyor.
Bir diğer önemli neden ise uluslararası toplumun tutumudur. İsrail’in saldırıları karşısında Batılı ülkeler genellikle çekimser kalmayı tercih ediyor. Özellikle ABD, İsrail’e koşulsuz destek vermeye devam ediyor. Bu durum, ateşkes kararlarının uygulanabilirliğini zayıflatıyor. Öte yandan, Arap ülkelerinin ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın tepkileri genellikle etkisiz kalıyor. Böylece Gazze halkı, uluslararası arenada yalnız bırakılıyor.
Gazze’deki İnsani Durum ve Savaşın Bedeli
Gazze’deki insani kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Elektrik, su ve temel sağlık hizmetleri gibi ihtiyaçların karşılanamaması, bölgedeki halkı çaresiz bırakıyor. Ateşkes kararlarına rağmen süren saldırılar, yalnızca Filistinlileri değil, barış umutlarını da hedef alıyor. Çocuklar, kadınlar ve siviller bu çatışmanın en büyük mağdurları olmaya devam ediyor.
Çözüm Mümkün mü?
Peki, bu durum nasıl çözülebilir? Çözümün anahtarı, uluslararası toplumun adil ve kararlı bir tutum sergilemesinde yatıyor. Tarafların karşılıklı olarak birbirinin varlığını tanıması ve iki devletli çözüm temelinde bir uzlaşıya varması şart. Ancak şu anki siyasi atmosferde bu pek mümkün görünmüyor. İsrail’in yerleşim politikaları, Filistin’in iç siyasi bölünmüşlüğü ve bölgedeki dış müdahaleler, barışı sürekli olarak geciktiriyor.
Gazze’deki ateşkes ihlallerinin temelinde, tarihsel bir adaletsizlik ve politik hesaplar yatıyor. Sadece diplomatik çabalar değil, aynı zamanda sivil toplumun dayanışması ve dünya kamuoyunun baskısı da bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, gerçek barış, yalnızca çatışmayı durdurmakla değil, adaleti tesis etmekle mümkün olacaktır.
YORUMLAR