Ramazan Bayramı’na da kavuşuyoruz hamd’ü senâlar olsun Cenâb-ı Allah’a.
Acaba içinde «bin aydan hayırlı» (kameri taqvimle 84,5 sene) Kadir Gecesi bulunan Ramazan bizden hoşnud oldu mu?
Ya da şöyle soralım, acaba «Onbir Ayın Sultanı» ve artık «elveda ya Şehr-i Ramazan» diye yolculadığımız mübarek aydan gerektiği gibi istifade edebildik mi?
Herkes kendi nefsine sorsun bu suali. Bendeniz “bil ey nefsim” diyerek “heyhat ben bunu başaramadım” diyorum. Ve öyle şaklabanlık türünde değil, hakikati itiraf ediyorum. Müstefid olabilmiş, nefsini kurtarabilmiş olanlara selâm olsun.
Ne muazzam şey, bilene tefekkür
Beynim vicdanım hür, çok şükür
Daha a’lâsı var bilene, tezekkür
Zikirler amelleri hatırlatan tefekkür
Zikir hem, Allah’ı hatırlatan tefekkür...
Dinim İslâm, hamdele ve dahi şükür
Kitabım Kur’ân, Peygamberim Resûl,
Daim salvele çek, anın şefaati haktır,
Ey gaflette heder, nefsine mağlup kul
Tefekkür ve Tezekkür ile yaşar daim,
Akl-ı selîm sahibi hakka Müslüman kul
Muhterem okurlarım,
Allah cümlemizi sevdikleri zümresine iltihak buyursun. Yusuf (a.s)’ın Kur’ân diliyle bir duâsı var: (Yusuf Sûresi, 101. àyet): Meâlen: “Ey gökleri ve yeri yaratan… Sen, dünyâda da, âhiretde de benim velimsin (yârimsin). Benim canımı müslüman olarak al. Beni saalihler (zümresin)e kat»”
Hani Kadir Gecesi bin aydan hayırlı ve o gece yapılanlar bin katıyla karşılık bulur diye biliyor ve iman ediyoruz ya, keşke bu duâyı da çokça yapsaydık.
Zira ister (kameri taqvimle) 84,5 tam sene, isterse milâdî 83 küsur sene uzun bir ömürdür. O mübarek geceyi güzel geçirebilenler için tefekkür edilebilirse bu ne büyük bir mazhariyet, ne fevkalâde lütuftur öyle değil mi?
Duâlarımız kabul olursa ki, olacağı vádedilmiş kesin olarak Müslüman olarak can vereceğiz demektir. Yàni ahirette de Cennet garanti…
Ben demiyorum bunu efendimiz ulu önderimiz, İki Cihan Güneşi Hazreti Fahr-i Kâinat Resûl-ü Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) söylüyor. Yàni kesin doğru bir söz.
Bendeniz sadece mantık yürüterek tefekkür ediyorum. Hadîs-i şerîf’te “Cennetin bedeli «la ilâhe illallah»tır” diye buyurulmuş. Demek ki Müslüman olarak ölene Cennet garanti diyorum.
Netekim bir savaşta düşman tarafından biri Resûlullah’a gelerek “Müslüman olmak istiyorum” der. “Kelime-i Tayyibe-i Münciye-i Mübareke”yi söyler, iman eder. Bu sefer de müşriklere karşı savaşmaya başlar.
Ve şehid olur. Peygamberimiz (salat’u selâm olsun ona) “ne kadar az bir bedelle ne büyük bir şey elde etti” diyerek onun Cennet ehli olduğunu buyururlar.
Muhterem okurlarım. TEZEKKÜR biraz daha üst bir makam. Zikrederek yàni hatırına amellerini, hadiseleri, bilgileri, görgüleri….. ilh. getirerek tefekkür etmektir tezekkür.
Kur’ân’da Cenâb-ı Allah bize (her Cuma minberde okunan Nahl, 90) àyetinde
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Meâlen: “Şübhesiz ki Allah adaleti, iyiliği, (hususiyle) akrabaya (muhtâc oldukları şeyleri) vermeyi emr eder. Taşkın kötülük(ler)den, münkerden, zulm ve tecebbürden nehyeder. Size (bu suretle) öğüd verir ki iyice dinleyib ve anlayıb tutasınız.” diye seslenir!
Okumayı bilenler àyet sonundaki «tezekkerûn»u gördü zaten: (…ya’izukum le’allekum teżekkerûn) Muhterem okur, elbette haklısınız, başlık “Bayram tefekkür ve tezekkürü” idi ve şu uzun girizgâhı da bunun için yaptık.
Binaen’aleyh, madem ki tefekkür ve tezekkürü iyice anladık o hâlde Ramazan ve Kurban bayramları için de tatbik edelim, gaflettekileri de münasip bir dille Allah için uyaralım:
1) Bayram gün ve geceleri de Kadir Gecesi gibi kıymetli gün ve gecelerdir. Azıp sapıtma günleri hiç değildir.
2) Bayram’larda fakirleri düşünmek fevkalâde bir kazançtır mü’min olanlar için. Onlar da bayram yapmalı ki bayram o bayram olsun.
3) Ramazan Bayramı’nda zekât ve fitre (fıtr) sadakalarımızı verelim, Kurban Bayramı’nda da (hasseten) fakirlerle etlerimizi paylaşalım.
Rabbim cümlemizi Bayram’larının da kadrini bilenlerden eylesin duâsıyla RAMAZAN BAYRAMINIZI tebrik ediyorum. 30.04.2022
YORUMLAR