Bayramınız mübarek olsun

Bugün Kurban Bayramı’nın arefe günü. Sabah namazından itibaren teşriq tekbirlerine başladık. Dördüncü gün ikindi namazının farzıyla son bulacak bu tekbirler.

Bayram milletlerin sevinç günleridir. Milletçe kutlanan millî ve dinî bayramlar vardır. Bizim iki dinî bayramımızdan biri Ramazan Bayramı, diğeri yarın başlayacak olan dört günlük Kurban Bayramımızdır.

Teşriq (ﺗﺸﺮﻳﻖ) i. Ar. şarḳ “güneş doğmak”tan gelir. Dilimizde, arefe günü sabah namazından başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar beş vakit namazların farzlarından sonra alınan tekbirleri ifâde eder.

Teşrik tekbirleri  fukahânın birçoğuna göre vâciptir (Ömer N. Bilmen). Teşriq tekbirleri Kurbanlarımızı (Allah kabul eylesin) keserken de getirilir.

“Allah’u ekber, Allah’u ekber, lâ ilâhe illâllahu Allah’u ekber, Allah’u ekber ve lillâhil hamd” şeklinde söylenir. Biz Müslüman Türkler bu tekbirleri ünlü bestekârımız Itrî’nin (rh.aleyh) bestesi ile söyleriz.

Muhterem okurlarım, Kurban Bayramı’nız mübarek olsun.

Hafızalarınızı yoklayınız, bir zamanlar dinsizler ve çağdaş kesimden bazıları mübarek dinî bayramlarımızdan «Ramazan Bayramı»na «Şeker Bayramı», Kurban Bayramı’na ise «et bayramı» deme küstahlığında bile bulunmuşlardı. Lâkin elbette bu zorlamalar millî sinede makes bulmadı.

“Makes bulmadı” dedim. Nedir makes?

(ﻣﻌﻜﺲ)  Ar. aks yàni yansımak’tan gelir kelime. Bir şeyin yansıdığı, aksettiği yansımanın düştüğü yer, akis yeridir. Millî sinede bir yansıması olmadı bu türden hiçbir zorlamanın.

Lâkin dikkatli olmamız şart. Meselâ yerine ermeniceden örneğin yerleştirildi, cevap yerine yanıt, delil yerine kanıt. Olanak imkân yerine geçti, olasılık ihtimal kelimesini biçti.

Yàni zorlamalardan bazıları millî sinede makes bulmasalar da inatla bin yıllık kelimelerimizle savaşmaya devam ediyor. Nasıl oluyor bu? Bir bakıyorsunuz haber bültenlerinde millî geçinen tv ve radyo kanallarında bile kullanıyor bazı ezik gafiller.

Bu adam da takmış şu ezikler işine diyebilirsiniz. Ben bu konuda inât ediyorum. Vallahi ve billahi tüm bozuklukları ezikler vasıtasıyla yayıyor lâ’net adamlar. Bana itimad ediniz.

Hurafeler duygusallığı ağır basan kadınlar tarafından yayıldığı gibi bozuk kelime veya uydurukça sözler de ezikliği ağır basan insanlarla revaç buluyor maalesef.

Bu yüzden çok dikkatli olmalı millî dâva sahipleri. Kültürümüz, irfânımız üzerine çok yazdım. “Artık yeni nesillerde eziklik o derekeye geldi ki elindeki pırlantaları elin adi camlarıyla değişen cahiller gibi olduk” dedim.

Dedim, dedik, yazdım, yazdık… Lâkin kime dedik, kime yazdık? Aşk olsun ki duvardan ses geliyor da bizim cenahtan gelmiyor… 27.06.2023