Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ahmet Yaşar Zengin Emekli Akademisyen

Beka (Güvenlik) Siyaseti

Beka (Güvenlik) Siyaseti

Değerli Okuyucularım Merhaba,

Açık oturumlarda merkez bankasının bağımsızlığı tartışılıyor. Merkez Bankası bağımsız olmadığı için ekonomide sıkıntı oldu. Belki de doğrudur, saygı göstermek gerekir…

Ama Merkez Bankası bağımsız olsun derken Merkez Bankası hükümet ile ters orantılı hareket etsin şeklinde bir arzu vardır… Satır aralarında Merkez Bankası hükümete muhalefet etsin mesajını okuyoruz…

1990-2000 yılları arasında sistemin ve kurumların özelliklerine bakalım:

1.Parlamenter sistem vardı…

2.Merkez bankasına müdahale edilemezdi. İlk defa hükümet olan siyasi parti, Merkez Bankası başkanını değiştirmek istese  Batı bağırmaya başlardı. Muhalefet de Batı’ya eşlik ederdi.

Batı’nın merkez Bankasının değiştirilmesine itiraz etmesini anlayamıyorum. Hani Merkez Bankası bağımsızdı… 

3.Yargı bağımsızdı deniliyordu,

1990-2000 yıllarında ekonominin durumuna bakalım:

1.Enflasyon dört haneli rakamlara çıkmıştı. Demirel’in ifadesiyle devlet beş sente muhtaç duruma gelmişti.

2.Faiz, dört haneli rakamları görmüştü,  

3.Devlet bir ara memurların maaşlarını ödeyemez duruma gelmişti,

4.PKK, devletin güvenliğini zedeleyici hamlelerde bulunmuştu.

5. Döviz üçe katlamıştı       

Sonuç:

1.Parlamenter sistem, ekonomiye çare olamamış,

2.Merkez Bankasına müdahale etmemek   ekonomiyi düzeltememiş,

3.Merkez Bankasının bağımsızlığı ekonomiye rehber olamamış,

4.Terör örgütleri devletin güvenliğini tehdit etmeye başlamıştı,

5.Milli düşünen Ecevit iş yapamaz raporu almak için hastaneye yatırıldı,

6.Ecevit hastanede kaldığı 10 gün içinde ABD’nin istediği yasalar geçmiş,

7.Yasalar geçtikten sonra Ecevit hastaneden çıkarıldı iyi oldu ve göreve başladı…

Ecevit’in hastaneye yatırılmasıyla beka (güvenlik) siyaseti gündeme geldi… Bugün ise beka (güvenlik) siyaseti konuşulmaya  başlandı.

Beka kelimesini kullanmak doğru değildir. Beka kelimesini “güvenlik” kelimesi ile değiştirmemiz daha doğrudur.  Bir soru ile konumuza devam edelim:

Beka (Güvenlik) siyaseti nereden kaynaklandı? Anlatalım:

1.Joe Biden, New York Times’a verdiği bir röportajda “Bence ona (Erdoğan’a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım.

Muhalif liderinden kastedilen  PKK terör örgütü ve siyasi uzantısı HDP’dir.

2.Muhalefetin PKK terör örgütü ve HDP’yi meşrulaştırmak istemesi,

3.Muhalefetin PKK terör örgütü ve siyasi uzantısı HDP’ye “özerklik” konusunda söz verdiği iddiası,

4.Altılı masadan çıkan metnin Alman Büyükelçiliği’nden onay istenildiğine dair iddiaların gündeme gelmesi,

5.Suriye tezkeresine PKK terör örgütü ve HDP istemediği için onay verilmeme algısı,

6.Suriye tezkeresine izin vermemek Joe Biden’e olumlu cevap verme olarak kabul görmesi,  

7.Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de, ne işimiz vardır? Sorularının sık sık sorulması.

8.ABD, Yunanistan’ın Dedeağaç’ta üs kurması,

9.ABD, gözetleme uçaklarının Girit Adasında bulundurması,

10. ABD’nin Suriye’de PKK terör örgütü devletini kurmak istemesi,

11.ABD’nin PKK terör örgütüne silah yardımında bulunması,

12.PKK terör örgütü değildir, bölge halkının temsilcisidir ifadesi,

13.Türkiye’nin F35 uçaklarının üretimden çıkarılması,

14.Batı’nın PKK terör örgütüne destek vermesi,

15.Batı, Menderes ve arkadaşlarının; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamında insan haklarını unutmuştu ama Selahaddin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutuksuz yargılanması için Türkiye’ye baskı yapması.

16. Batının iki yüzlü davranması,

Yukarıdaki maddeleri çoğaltabiliriz. Hatırladıklarımı yazdım. Yukarıdaki söz konusu maddeler, Türkiye’nin güvenliğini tehdit edildiğine dair işaretlerdir. İşte bu nedenle Beka (Güvenlik) siyaseti haklı olarak yapıldığını düşünüyorum.

Selam ve saygılarımla

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER