Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Beşer şaşar…

Adalet mülkün (devletin) temelidir. Tarih boyunca bu veciz söze hiçbir beşer itiraz edilebilmiş değildir. Kimse «adalet» mekanizması olmayan, ya da bozuk olan bir devletinin olmasını istemez.

Lâkin hal böyle iken, beşer şaşmış, türlü suçlar işlemiştir. Olabilir insanlık halidir. Fakat suçluların hükmünü verip, tecziye edecek olan hukukçular bu düsturu çiğner, adaletten kıl kadar saparlarsa insâniyet yıkılır.

Kıyâme Sûresi 36’ncı àyette Cenâb-ı Allah, “İnsàn, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanıyor?” buyurulur. Binaen’aleyh, Hak dinlerin seçilmiş rehberleri resûller ve nebiler, tarih boyunca (son nebi Resûlullah’a kadar) devam etmiş, beşer (insàn, ademoğlu) beşeriyetten insâniyet mevkiine çıkarılmıştır. Elbette inananlar yàni iman edenler…

İmansızlar ise insâniyetsiz (güzel ahlâk, merhamet, vicdan gibi bütün faziletlerden mahrum) insànlar olarak hem zalimlerden olmuş, kendine ve beşeriyete rahat vermemiş, hem de ahirette Cehennem‘e sürülmüşlerdir.

Ünlü futbolcu, stadyumlara adı verilmiş Ali Sâmi Yen’in babası merhum ansiklopedist ve sözlükçü yazar Şemseddin Sâmi (1850-1904), insâniyet ile beşeriyet farkını bir cümle ile hülasa etmişti:

“Beşeriyet ile insâniyet arasında çok fark vardır. Beşeriyet insanın her türlü ahvâl-i tabîiyyesine, insâniyet ise yalnız fezâil ve kemâlât-ı rûhâniyyesine âittir.”

Yàni beşeriyette, insan olmanın tabiî gereği olan nefsî, yemek içmek, üremek gibi özelliklerin tümü, insâniyette ise, yalnız rûhî erdemler ve mürüvvet (kemâl, olgunluk) vardır.

Bu uzun girіzgāhtan sonra tekrar adalete dönecek olursak…

Madem ki adalet mülkün temelidir, o hâlde adalete güveni asla ve kat’a sarsmamak gerekir. Adaletsizlikten daha büyük bir felâket var ise o da adalete güvenin sarsılmasıdır.

Adalete güven huzur ve barış ikliminin áşikâr, zâhir olmuş tılsımı, sırrıdır.

Adalete güven, elinden malını almak isteyen bir lord karşısında bir gariban köylüye, “Berlin’de hâkimler var” dedirten, halk (kamu) itimadıdır.

Adalete güvenin hakkıyla tahakkuku için üstün bir hukuk sistemi şarttır. Zira adalete güven yargıçlara (kadıya, hâkime) güvenden önce onların yargıda haksızlık yapmayacaklarına olan itimad-ı umumîdir.

Hukuk sistemi, toplumun değer yargılarına aykırıysa, adaletin gözünü şaşı yapmış, rüşvet vb. sendromlarla (windows yazılımı gibi) açık kapılarla doluysa, yamalı bohça gibi biraz şu, biraz bu milletin hukukundan almak suretiyle vücut bulmuşsa,  en vicdanlı hâkim ve savcılar dahi âdil yargılama yapamaz.

Bendeniz hukukçu değilim fakat pilotluğumdan yàni göklerde uçmaktan kadimdir hukuk sevgim. Henüz ilk mektebe başlamadan, üstelik hiçbir hukukçu filan görmemiş iken “büyüyünce hâkim olacağım” diyormuşum.

Bunu hem merhum anneninem anlatmış, hem de annemden işitmiştim. Hattâ bu anlatışta çok hareketli olduğum için bir nazire vardı.

“Hem hâkim olacağım diyorsun hem de yerinde zıp zıp zıplayıp bir saniye oturmuyorsun” derdi anacığım. Hareketli uçup kaçan biri oluşum beni pilotluğa götürdü. Hâkimlik nasib olmadı. Fakat hukuka olan ilgim içimde bir ukde olduğundan hálâ bu sahada okur, araştırmalar da yaparım.

Bu nedenle kimse bize “bu askerler böyledir, eski bir pilot subay ama burada bize hukuktan ahkâm kesiyor” demesin. Gerçekten de ahkâm çok mühim bir meseledir çünkü.

Ahkâm, hükümler, kānunlar, emirler, buyruklar demektir. Ahkâm kesmek ise,ehil olmadığı bir meselede gelişigüzel, uluorta, kendi zan ve kuruntusuna göre mánâ ve hüküm vermek…

Hoş askerlerin ahkâm kesmek huyu da vardı bu ülkede. Şükür ki, giderek mazi oluyor o işler. Keyfe má yeşâ ahkâm kesenler darbeleriyle mazide kaldılar. Hortlatılamazlar 03.04.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER