Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Biden Taliban’ın Kucağında Mutlu

Biden Taliban’ın Kucağında Mutlu

Afganistan kaosta!

Global siyaset dilini yutmuş!

Devletler konuşmuyor/konuşamıyor.

Devlet üstü kurumlar (BM-AB-NATO-İİT) ağzını açmıyor/açamıyor.

Emperyalistler Afganistan’a yangın elbisesi giymiş itfaiyeciler gibi yaklaşmaya korkuyor.

Sahada aktif olarak yalnızca istihbarat örgütleri ve terör taşeronları gezebiliyor.

Çatışma üzerine kurulmuş dünya siyasetinde icrai faaliyette bulunacak olanlar şimdi masum insanların canı üzerinden siyaset yapmaya başlıyor.

İstihbarat örgütleri kenarda köşede buldukları bilgi kırıntılarını diplomasilerine iletip işe yaramaya çalışıyor.

Nafile!

Hiç bir diplomat ağzını açamıyor ve konuşamıyor.

Piyanodan ilk sesi çıkaran DEAŞ’ ın Horasan kolu oluyor.

Patlattığı bomba yaklaşık 200 ölü 400 civarında yaralı veriyor.

Olan yine gariban Afganistan halkına oluyor.

DEAŞ’ ın ABD ve Taliban askerlerini öldürmesi bugünkü jeostrateji de izahtan vareste bir algı yaşatıyor.

ABD Taliban’ın kucağında Afganistan’dan ayrılmaya çalışıyor.

Biden basın toplantısında mikrofona kapanıyor ve yaklaşık 18 saniye kelini kameralara gösteriyor.

O an dünya Amerika’nın  en bitmiş ve en tükenmiş halini seyrediyor.

Ne kürekten ne yürekten ses çıkmıyor.

Afganistan 43 yıl önce 24 Aralık 1979’da Leonid Brejnev’in emri ile Sovyetler Birliği tarafından işgal ediliyor.

Sovyetler Birliği Afganistan’daki Marksist hükümetin daveti üzerine bölgeye girerek Hindistan’ın da desteğini alıyor ve işgale başlıyor.

Sovyetlerin bölgeye yerleşmesini istemeyen Çin, ABD, Suudi Arabistan, Pakistan gibi ülkeler  İslamcı mücahitlere destek veriyor.

Yaklaşık 10 yıl süren savaşta İslamcı mücahitler Sovyet güçlerinin 14.500 askerini öldürmüş, 450’nin üstünde uçağını düşürmüş 14 Nisan 1988 itibari ile imzalanan Cenevre anlaşması neticesinde Sovyet orduları Afganistan’dan geri çekiliyor.

Kırk yıl önce gerekli dersi alan Rusya bugün yoğurdu üfleyerek yemeye çalışıyor.

Sessiz ve derin diplomasisi, sahada aktif ve yere basan politikaları ile  etkili olmaya çalışan ve kendisi için  önemli bir çıkış kapısı durumunda bulunan Afganistan ile yakın diyaloglar kuran Çin diplomasisi bütün bölge devletlerine yaptığı gibi Afganistan’ı da borçlandırmak sureti ile tahakkümü altına almaya çalışıyor.

Dokuz kişilik bir Taliban delegasyonu  Kâbil’i ele geçirmeden önce Çin’i ziyaret ediyor.[1]

Batı ve arkasından sürüklediği yalakaları Afganistan ile işbirliklerini dondurduğunu açıklarken özellikle Japonya ve Güney Kore Çin’in Afganistan ile etkisini artırmasından endişe duyduklarını açıklıyor.

Japonya ve Güney Kore son yirmi yılda Afganistan’da çok sayıda kalkınma ve altyapı projesine büyük destekler vermişler.

Sadece Japonya’nın sunduğu destek 6 milyar 800 milyon doları bulmuştu.

Güney Kore’nin kiliseler üzerinden yaptığı yardım miktarı ise 2 milyon 200 bin dolara ulaşmıştı.

Dünyanın gözü Çin-Afganistan ilişkilerinde.

Zengin lityum, demir, bakır ve altın yatakları Çin tarafından işletilmeye başlanırsa hem Afganistan ve hem de Çin abat olacaktır.

On yıl sonra Afganistan’da yer altında ve yer üstünde çalışan on milyon Çin’li görürsek hiç şaşırmayalım.

Öyle gözüküyor ki diyalize giren Afganistan’a Çin Taliban üzerinden bir böbreğini veriyor.

Çin Afganistan’a hayat veren bir konum elde ediyor.

Pekin yönetimi ise Kabil’in İslamcıların eline geçmesinin ardından Taliban’ı tanıdığı mesajını veriyor.

Taliban’ın ülkede kalıcı barış sağlanması için gerekli altyapıyı sağlamasını umut ettiklerini kaydeden Pekin yönetiminden bir temsilci; Taliban ile diyalog kurulacağı, amacın ise Afganistan da barışın tesisi ve ülkenin yeniden imarında yapıcı bir rol oynamak olduğunu vurguluyor.

Çin’in Afganistan’la kuracağı sıcak diyalogların yanında Taliban ve Afganistan üzerinde etkili Pakistan hükümeti ile de Afganistan diplomasisini pekiştirerek Pakistan’ın da Hint Okyanusuna ulaşma istek ve arzusunun önü de açılmış oluyor.

Batı kulübünün diyaloglarını kestiğini açıkladığı Afganistan’ın nereye yaslanacağı yavaş yavaş netleşiyor.

Çin ile Afganistan arasında ki sınırın 76 kilometrelik dağlık bir konumda olması günümüzde aşılamayacak bir engel olmadığı sarih olmakla birlikte Batının dondurduğu yardımları Çin’in tek başına Afganistan’ı borçlandırmak sureti ile karşılayacağı ve bu yöndeki ilerlemelerin aldığı mesafe gözlerden kaçmıyor.

Afganistan ile Çin ve Pakistan’ın böyle bir strateji ile diplomasilerini ilerletmeleri durumunda Afganistan’ın ne kadar önemli bir kapı olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Hindistan Taliban diplomasisi Afganistan’da sistemin kurulması halinde madenlerin işletilmesi konusunda hemen işbirliğinin başlayabileceği görünümü veriyor.

Şia İran ve Sunni Afganistan’ın diplomatik ilişkileri son derece olumlu gidiyor.

İranlı gazeteci Borzou Daragahi yazdığı makalede: Taliban’ın Afganistan’daki zaferini yıllar öncesinden beri bekleyen İran yönetiminin bu zafere hazırlandığını ifade ediyor.[2]

2001’de ABD Afganistan’ı işgal ederken İran bu işgale açıkça yardım ederek Afganistan’da ABD ile iş birliği yaptığı biliniyor.

Şu an için 1990’lı yılların aksine İran ve Taliban yönetimleri arasında ciddi bir gerginlik olmadığına değinen Daragahi ilişkilerin belirsizliğini koruduğunu ve iki yönetimin önceliklerine göre şekilleneceğini söylüyor.

Afganistan’da Büyükelçiliklerini kapatmayan üç ülke Çin-Rusya ve Türkiye kaldı.

Türk Siyaseti ve İstihbaratı çok yönlü ve disipliner diplomasisini yerinde ve zamanında dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi aktive ederek Afganistan’a dair stratejilerini tayin etmeye devam ediyor.

Türkiye’de TV kanallarında konuşan ve birbirini dinlemeyen; hakaret dilini ilke edinmiş, güzide ortamları gürültülü ortamlara çeviren, aşırılıkları ile öne çıkmış bilgili/bilgisiz kimi zevatın isimleri önündeki unvanlar bir atın dört ayağını nallayacak alâmetifarikalarla dolu   Türk aydınlarının Taliban üzerinden İslam düşmanlığına soyunmaları   üzüntü veriyor.

Üretilen fikir ve düşüncelerden ziyade ileriye matuf tahminler bir falcı edası ile ortaya konuyor.

Ekranlar medyum Memiş ve medyum Keto dönemini hatırlatır nitelikte yerinde sayıyor.

 

Saygılarımla.

 

 

Kaynakça.

1-)https://www.dw.com/tr/afganistan-%C3%A7inin-taliban-plan%C4%B1/a-58933553

2-)https://m5dergi.com/one-cikan/yeni-donemde-iran-afganistan-iliskileri-nasil-ilerleyecek/

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER