Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Başkent Postası

BİZİM CUMHURİYET

‘’Cumhuriyet fazilettir.’’

                                                              Mustafa Kemal ATATÜRK

Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlatmış olduğu milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından, Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhuriyet, halka değer veren ve yönetimde halkın söz sahibi olduğu bir yönetimdir. Milli egemenlik, hukukun üstünlüğü gibi değerler sosyal ve hukuki olarak Cumhuriyeti var eden değerlerdir. Cumhuriyet, insanların sosyal haklarını da korur. Bu nedenle en önemli sistemlerden biridir. Toprağının her karışının şehitlerin kanı ile sulanan bu vatan birçok evreden, mücadeleden ve savaşlardan geçmiştir ve milyonlarca şehit vererek düşmanı yurttan atıp Türk Milleti Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı ile Türkiye Cumhuriyet Devletini kurmayı başarmıştır. Yeni kurulan devletin başkanı yoktu. Padişahlık varlığını sürdürdüğü için devlet başkanı seçilemiyordu. Mustafa Kemal, TBMM Başkanı olarak devlet başkanı eksikliğini gidermeye çalışıyordu. Ama gerçekte TBMM Başkanı idi. Padişahın varlığı devam ediyordu.1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılınca padişahın varlığından doğan sorun çözümlenmiş oldu. Ama bir yandan da devlet başkanı olmamasından doğan sorunlar su yüzüne çıktı.1921 Anayasası ile kurulan hükümet sistemi de zaferden sonra tam olarak işleyemez hale gelmişti. Kurulan ilk sistemde ayrı bir Cumhuriyet yoktu. TBMM’nin kendisi hükümetti. Hükümet üyelerini ayrı ayrı meclis seçiyordu. Hükümet üyelerinden birisi kurulun toplantılarını yönetiyordu. Yani bir başbakan da yoktu. Bazen boşalan bir bakanlığa seçim yapılırken gerekli oyu sağlamak mümkün olmamaya başladı. Bu durumda hükümet işleri aksamaya başlamıştı. Bir yandan devlet başkanının eksikliği, bir yandan Meclis Hükümeti Sistemi’nin yetersizliği yeni devleti bunalımlara sürükleyecek gibi oluyordu. 14 Ağustos 1923’te kurulan Ali Fethi Bey başkanlığındaki hükümet kısa sürede yoğun eleştirilerle karşılaştı ve görevinden istifa etti. Böylece TBMM’de hükümet bunalımı ortaya çıktı. 29 Ekim 1923’e kadar yeni mecliste hükümeti kurma çalışmalarına devam edildi; ancak sonuç alınamıyordu. Uzun süredir Cumhuriyet düşüncesini içinde barındıran Mustafa Kemal, bu siyasi bunalım üzerine, zamanın geldiğine karar verdi. Yakın çalışma arkadaşlarını, 28 Ekim akşamı Çankaya’da yemeğe çağıran Mustafa Kemal, onlara ‘’Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’’ dedi. Bunun üzerine Cumhuriyetin ilanına dair Anayasa değişikliği tasarısı TBMM’ye sunuldu. Yapılan oylama sonucu Cumhuriyet ilan edildi. Cumhurbaşkanlığını Mustafa Kemal, Başbakanlığa İsmet Paşa, TBMM Başkanlığına da Fethi (Okyar) Bey seçildi. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesi ile birlikte Türk Devletinin adı da “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” olmuştur. Bu ilandan sonra halk kendisini yönetenleri ve kendisini temsil edenleri kendisi oyları ile seçmeye başlamıştır. Bu sayede de Türk milleti devletin ve devlet yönetiminin üzerinde birinci söz hakkına sahip olan merci olmuştur ki; devleti yönetecek olan kişi ya da kişiler dahi milletin oyları yönünde seçilmektedir.

Cumhuriyet, genç, yaşlı, kadın ve erkek herkesin vatan cephelerinde mücadele etmesiyle ilan edilmiştir. Bu mücadelede herkes taşın altına elini koymuştur. Bir millet büyük bir direniş hareketi başlatarak dirilişe geçmiştir. Savaşta verilen kayıplar, büyük acılara neden olmuştur. Bu acıların üstüne evinden ve vatanından olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Canıyla ve malıyla savaşa hazır olan Anadolu halkı büyük bir azim ve kararlılıkla öne atılarak vatan sathını işgal etmeye çalışan düşmanlara karşı zafer kazanmıştır. Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet, halkın devlet yönetiminde söz sahibi olmasıdır. Cumhuriyet bir yönetim şeklidir. En iyi şekilde çalıştığı rejim demokrasi olarak tanımlanmaktadır. Cumhuriyet bütün sistemleriyle ve kurumlarıyla halkın sosyal refahının yükselmesinde ve ekonomik gelişmelerin yaşanmasında da önemli etkilere sahiptir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı olarak sistemli inkılaplar yapan Mustafa Kemal, sosyal, siyasal, ekonomik kalkınmaların gerçekleşmesinde de önemli ölçüde gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. Cumhuriyetin bize kazandırdıkları, kadın hakları, sosyal haklar, eğitim hakları şeklinde gerçekleşmiştir. Devletimiz, Cumhuriyetin verdiği güç sayesinde uluslararası camiada önemli bir yere sahip olmuş, Atatürk’ün getirmiş olduğu ilkelerin izinden ayrılmayarak, dünyanın saygın ülkelerinden biri haline gelmiştir.

Bizlere ve gelecek nesillere düşen en önemli görev; Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmak, Atatürk ilke ve inkılaplarını koruyup kollamak, iç ve dış tehditlere karşı duyarlı olmaktır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizin manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER