Çalıştaydan Yeni Anayasa Arayışlarına Kritik Bakış.

Çalıştaydan Yeni Anayasa Arayışlarına Kritik Bakış.            Geçtiğimiz günlerde mevcut ...

Şub 28, 2025 - 16:29
Çalıştaydan Yeni Anayasa Arayışlarına Kritik Bakış.

Çalıştaydan Yeni Anayasa Arayışlarına Kritik Bakış.

 

           Geçtiğimiz günlerde mevcut iktidarın küçük ortağı, "Kürt sorunu" adı altında bir çalıştay düzenledi. Bu çalıştayın sonuç bildirgesi okunduğunda en dikkat çekici maddeler şunlardı:

  • Özellikle eşit vatandaşlık
  • Her kimliğin kendini ifade etmesi adı altında çok dillilik ve çok kimliklilik
  • Laiklik karşıtlığı
  • Ulus devlet düşmanlığı

           Doğrusunu isterseniz, bu çalıştayın zamanlaması da en az sonuç maddeleri kadar ilginç. Neden biliyor musunuz? Suriye: ABD, İsrail ve şeriatçı örgütler tarafından ele geçiriliyor ve 2011 yılından beri hedeflenen çok parçalı bir sisteme geçirilmeye çalışılıyor. Bu parçalı sistemde, enerjinin olduğu bölgeye YPG yerleştirilip o bölgenin petrolü üzerinde hakimiyet kurması ve ticaretini yapması sağlanıyor. Ve ne ilginçtir ki tam Suriye'de bunlar yaşanırken, iktidarın küçük ortağı tarafından Türk ulus devleti karşıtı, çok kimlikli, çok dilli federatif bir devleti çağrıştıran söylemler içeren bir çalıştay düzenleniveriyor.

           Normalde, Anayasaya, özellikle ilk dört maddesine karşıtlığı içeren bu metinle ilgili, ülke bütünlüğünü sarsıcı olması nedeniyle yasal işlem yapılmalı. Ama görülmektedir ki bu sadece birilerinin yeni anayasa hazırlanması sürecinde bir nabız yoklama faaliyetidir. Biliniyor ki bu açıklama tepki toplarsa iş küçük ortağa mal edilip sessizlikle geçiştirilecek, tepki olmazsa da buradan alınan cesaretle yeni anayasa çalışmalarına hız verilecektir.

           Ama isterseniz bu anayasa çalışmalarına geçmeden, sonuç bildirgesindeki maddelerden, daha da önemlisi ulus devletin yadsınarak İslam'ın birleştirici olduğu vurgusuna bir giriş yapalım ki konu açıklığa kavuşabilsin.

           O halde sorumuzu daha açık olarak soralım: İslam bir toplumda tüm toplumu birleştiren harç görevi görebilir mi? Ya da soruyu biraz değiştirelim: Afganistan Müslüman bir ülke değil mi? Peki biz ABD'nin Afganistan'ı işgali sırasında kimin yanındaydık? Müslüman olan Afganistan'ın mı, yoksa ABD'nin mi? Ya Libya'da? Sanki çok mu farklıydı? Biz yine ABD'nin yanında değil miydik? Irak? Yine... En yakın Suriye konusunda bile bu durum değişti mi? Değişmedi. Biz her zamanki gibi İsrail ve ABD'nin yanında olmaya devam ettik. Nerede İslam kardeşliği? Yani anlayacağınız, bu durumda hikaye olmaktadır.

           İsterseniz bu konuya biraz farklı bakılmasında yarar bulunmaktadır. Nasıl mı? Şöyle: Siz hiç siyasal İslamcı örgütlerin (buna günümüz milliyetçilerini de katabilirsiniz) ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığıyla ilgili herhangi bir düşünce veya bir program öne sürdüklerini gördünüz mü?

           Biraz örneklendirmek gerekirse: ülke kaynaklarının yabancılara peşkeş çekilmesine, tarımın bitirilip tamamen yabancılara bağımlı hale getirilmesine, limanların yabancılara devredilmesine, toprakların vatan değil arsa görülerek alabildiğine yabancılara satılabilmesine karşı çıkan İslamcı veya milliyetçi herhangi bir parti gördünüz mü?

           Zaten göremezsiniz. Çünkü emperyalizm bizim gibi ülkelerde birleşik, güçlü bir ulusal yapı, ekonomisini merkezi bir şekilde yöneten, kendi pazarı üzerinde söz sahibi olan, gümrükleriyle ekonomik sınırlarını koruyup kendi sanayisini emperyalist talana açmayan güçlü bir ulus devlet istemez.

            Ya ne ister? Emperyalizm, ekonomik ve siyasi bağımsızlık, vatan ulus gibi kavramlardan çok uzak, etnik ve dinsel pek çok küçük parçaya ayrılmış bir ülke.

           Zaten bizim gibi ülkelerde de bunu gerçekleştirebilmenin yegâne yolu da iktidara, devleti alabildiğine küçülterek güçlü birleşikliği pek çok kimlikçiğe ayrıştıran, ulus, vatan, bağımsızlık, emperyalizm gibi kavramlardan bihaber siyasal İslamcılığı getirmektir.

           Ya da şöyle düşünelim: Uluslaşma mücadelesi içindeki Arap devletlerinin siyasal İslam aracılığıyla parçalanıp küresel emperyalist talana açılması sadece tesadüf mü?

28-02-2025

Nusret KEBAPÇI