ÇEVRE FELAKETLERİ, FELAKETİMİZ OLACAK GİBİ!!
Sık sık çevre kirliligi haberleri duyarız, son olarak haberlerde sık sık duyduğumuz ne olacak bu Marmara Denizi’nin hali, müsilaj deniz yaşamını yok ediyor, çevre sorunuyla karşılaştık…
Vatandaşların, salya, sarı çamur, bilim insanlarının Müsilaj dediği sarı, beyaz, renkli çamurumsu bir madde son iki yıldır, kirlenen denizlerimiz olan Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde suyun üstünde ve altında sıkça görülmeye başlandı… Bu kirlilik şimdilik daha yoğun Marmara Denizi’nde görülüyor, yukarda saydığımız denizlerimizde ise yakında kirligin artmasına bağlı olarak görülmeye başlayacak.. Öte yandan denizlerimize ulaşan akarsularımız da kirlilige karşı önlem alınmaması halinde Marmara Denizinde yaşananlar diger denizlerimizde de yaşanacaktır… Aslında bu kirlilik belirtileri çevre felaketleri habercileridir, biz bu ön belirtileri dikkate almazsak, daha büyük çevre felaketleriyle karşı karşıya kalabiliriz… Sadece bu kirlilikler denizlerimizde mi oluyor yok, ben kendi büyüdüğüm yer Tosya da ki devrez cayından örnek vereyim..
Çok gerilere gitmeyelim, 1980 yılında pırıl pırıl olan hatta suyunu içtiğimiz devrez çayına bir aralar kanalizasyon atıklarından dolayı yüzmek için giremedik bile, şimdilerde arıtma tesisi yapıldı da girilebiliyor.. Devrez çayının suyunu içmek ise hayal bile edilemiyor…
Dönelim Marmara Denizine yine çok degil 30-35 yıl önce dışarıdan bakılınca 15 metre derinligi görebilirken, şimdi suyun altı maskeyle bile görülemiyor… Bunun çevreye ve bize bir maliyeti var, örnegin o zamanlar Marmara Denizi’nde kalkan balıkları, orkinoslar bolmuş, kılıç balıkları her yerde oynarmış… Dönelim bugüne Marmara Denizi artık bırakın bize balık vermeyi can çekişir hale gelmiş bulunuyor.. Bu denizimizi yogun bakıma almazsak sanırım kaybedecegiz… Kirlilik kaynakları nedir dersek, kanalizasyonlar, sanayi atıkları, kimyasalla atıklar, ambalajlar, deniz araçları diyebiliriz… Bunları göre göre neden önlem almayız bilemeyiz… .
Marmara Denizini, deniz kendisi kirletmiyor, bu denizimize akan akar sularla her ilden ve ilçeden adeta kirlilik akıtıyor, bu kirliligi ilk denizle haşır, neşir olan balıkçılar hissediyor… Ağların gözleri Müsilajla doluyor, ayrıca su ürünleri yetiştiriciliği yapanlar da bu kirliliği ilk hissedenler oluyor… Kim önlem alacak, ne gibi önlemler alınacak, akan her derenin, her çayın denize götürdüğü kirlilik nasıl engellenecek? Bu kadar kimyasala bulaşmış temizlik kültüründen, temizlik budalalığı, hastalığı da diyebilecegimiz kültürsüzlükten, bu kadar ambalaja alışılmış olmaktan nasıl vazgeçilecek? Para, kar için her şeyi feda etme görgüsüzlüğünden nasıl vazgeçilecek? Öyle veya böyle bu kirletmeye dayalı kültürsüzlükten vazgeçecegiz!!
Bu denizimiz öncelikli olmak üzere çevre kirlilikleri daha büyük felaketlere dönüşmeden acil koruma önlemleri, acil eylem planları gerekmektedir. Biz çevrenin içinde yaşıyoruz, içinde yaşadığımız dogal yapıya bu kadar duyarsız nasıl olabiliriz? Önce biz çevre sorunlarına karşı duyarlı olmalıyız… Çevresiz yaşam mümkün degildir, çünkü çevre havadır, sudur, topraktır, bizim yaşamsal temel ihtiyacımızdır, korumak da ilk görevimiz olmalıdır…
Marmara bizim iç denizimizdir, elden gitmeden bir şeyler yapmalıdır, sadece Marmara için mi, yok kirletilen tüm sularımız, havamız toprağımız için bir şeyler yapılmalıdır… Ben bir vatandaş olarak, çevre faktörlerine sahip çıkılması, korunması, temiz ve doğal tutulması için… Hem vatandaşlarımızdan, hem akademisyenlerimizden, hem siyasilerimizden, hem de bürokratlarımızdan ricamdır, dileğimdir, önerimdir, lütfen bir şeyler yapalım!! Selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek – 9.5.2022 ** baskentPostası.com
Kaynak: Prof. Dr. Bayram Öztürk Makalesi — https://www.herkesebilimteknoloji.com/haberler/surdurulebilirlik/ne-olacak-bu-marmara-denizinin-hali
YORUMLAR