Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Cuma’laşmayı başlatmıştım

2000’li yılların başı mıydı, 90’lı yılların sonu muydu o sıralarda birgün çalıştığım şirkette başpilot olan Bilal Başar kaptandan başlayıp, birlikte uçtuğumuz diğer kaptan arkadaşları da içine alan bir SMS grubu oluşturdum ve hepsine “Cuma’nız mübarek olsun” veya kimi zaman “Hayırlı Cuma’lar” şeklinde mesajlar göndermeye başladım.

Sonra bu adet oldu, hiç ummadığım bazı kaptan arkadaşlardan, hattâ uçuş arkadaşlarımın dışındaki çevremden de bu tür mesajlar yağmaya başladı. Artık «Cuma’laşma» moda olmuştu adeta. Bunda karınca kararınca bir payım olmuş ise ne mutlu bana.

TDV’deki bilgilere göre bu günün Cuma adını alması bilhassa toplantı günü olmasından kaynaklanmaktadır. Aynı adı taşıyan Sûrede, “Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen namaza gidin ve alışverişi bırakın” (el-Cum‘a 62/9) meâlindeki âyet, «Cuma Namazı»nın farz kılınmasından önce de bu adla anıldığına ve bir toplantı günü olduğuna işaret etmektedir.

Ve yine aynı kaynağın bilgilerine göre İslâm’da haftalık toplu ibadet günü olarak Cuma (günü) seçilmiş, bu günün bir bayram olduğu birçok rivayette açıkça belirtilmiştir (Beyhakī, III, 243; İbn Kayyim el-Cevziyye, I, 369).

İki cihan güneşi efendimiz, “Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma’dır; Âdem o gün yaratılmış, o gün Cennet’e girmiş ve o gün Cennet’ten çıkarılmıştır; kıyamet de Cuma günü kopacaktır” (Müslim, “Cumʿa”, 18) hadîs-i şerîf’leriyle bu günün özelliğini dile getirmiştir.

Allah’ın Cennet’te Cuma gününe tekabül eden ve “Yevmü’l-Mezîd” denilen günde kullarına kendisini ziyaret fırsatı vereceğini, bunun için onlara tecelli edeceğini bildirmiş (İbn Kayyim el-Cevziyye, I, 369-372, 408-410), başka bir hadîs-i şerîf’te de bu günde yapılan duâların kabul edileceği bir anın (icâbet saati) bulunduğunu haber vermiştir.

«İcâbet Saati»nin zevalden itibaren namazın başlamasına, imamın minbere çıkmasından namazın başlamasına veya bitimine ya da ezandan itibaren namazın eda edilmesine kadar devam ettiği, ayrıca fecir ile güneşin doğuşu, ikindi namazı ile güneşin batışı arasında olduğu şeklinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. (Görüldüğü gibi hayli geniş bir aralık)

Hazreti Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), “Ben onu biliyordum, ancak Kadir gecesi gibi o da bana sonradan unutturuldu” (Hâkim, I, 279) meâlindeki hadîs-i şerîf’lerine dayanarak Esmâ-İ Hüsnâ arasında İsm-i A’zam’ın, Ramazan’ın son on günü içindeki Kadir Gecesi’nin gizli tutulması gibi, (duâlara) «İcâbet Saati»nin de insanların bütün gün boyunca Allah’a yönelmeleri hikmetine binaen gizli tutulduğu düşünülmektedir.

Çocukluğumdan hatırlıyorum. Merhum validem bizlere “sakın ha Cuma günü ağzınızdan kötü hiçbir kelâm çıkmasın. O günün bir saati vardır, Allah her duâyı kabul eder…” derdi.

Ben iyice anlamak için “anneciğim,  bedduâları da mı?” deyince hiç duraksamadan “evet, evet o yüzden diyorum ya, Cuma günü hep hayır duâ edin. Birbirinize, memleketimize, fakir fukaraya, yetimlere duâ edelim. Kimin duâsı o saate denk gelir, kabul olur bilinmez” demişti.

Allah gani rahmet eylesin, onlar bize dinimizi öğrettiler, bizi adam ettiler. Allah (c.c) da onların büyük küçük ne taksiratları var ise afveylesin.

Allah cümlemizin vâlideyn-i pâkine gani rahmet eylesin, mekânları pür nur, kabirleri Cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Amin.

CUMA’NIZ MÜBAREK OLSUN, DUÂLARINIZ İCABET SAATİNE DENK GELEN DUÂLAR GİBİ KABUL OLSUN. 11.02.2022

090616 00000000000byz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER