Devirli (Musonvari) havalar

Herkesin dikkatini çekmiştir. Bugünlerde hava bir bozuyor kar tipi sonra günlük güneşlik. Çok geçmiyor yine tipi. Mart Ayı biraz böyledir ama bu sene belki uzun zamandır görülmemiş şekilde böyle «Musonvari» oldu.

Muson, Arapça «mevsim» kelimesinden türemiştir. Özelde ise, «Muson» tropikal iklim kuşağındaki Güney, Güneydoğu Asya’da etkilidir. Dehşetli gürültülerle patlayan yağmur bulutları, aralıksız yağış ve güçlü rüzgârlar. Bol yağışlı, sellere sebep olan bir «devirli» iklim.

Yaratılışındaki fizikî hususiyetleriyle, karalar hızlı ısınır, çabuk soğur, denizlerse yavaş ısınır, uzun süre bu ısıyı tutar, geç soğur. Akdeniz Bölgemizde kış mevsiminin karasal İç Anadolu’ya göre ılımanlık sebebi budur.

Hint Okyanusu ve kuzeyindeki Asya karasının farklı ısınıp soğumaları «devirli» (mütevâlî yàni ardışık, peşpeşe; fakat fasılalı peşpeşe) bir meteorolojik hale sebep oluyormuş.

Bizzat yaşadım: Malezya−Kuala Lumpur’a iniş için yaklaşıyorduk. Kule, “inişte ani sağanak olacak, diğer uçaklar orbit (bekleme turu) istediler” uyarısı yaptı. Dinleyen kim? Pisti kabak gibi görüyorduk, “biz ineceğiz” dedik ve indik…

Derken son yaklaşma 100 feet irtifada (iniş veya pas geçiş için son karar yüksekliği) aniden yoğun, kovadan dökülürcesine yağmur… Salimen tekerlek koyduk ama ecel terleri dökerek. Silecekler işe yaramıyor, ben ve diğer pilot, kaptana pist kenarı sarı ışıklara göre ayar veriyorduk…

Neyse, yazı konumuz meteoroloji değil. Yalnızca «Musonvari» anlaşılsın istedim. Türkiye’nin siyasî ve sair (diğer) konulardaki hali, bana Muson iklimini hatırlattı. Bu nedenle girişi uzatma bahasına paylaşmak istedim.

Son anketler doğruysa, Musonvari bir vaziyet var siyaset arenasında. Bir bakıyorsunuz Ak Parti-MHP cumhur ittifakı için her şey güllük gülistanlık, fakat bir anda hava kararmış, «altısı bir yerde» (millet) ittifakı öne çıkmış!

Çok geçmiyor yine eski hal… Döviz kuru TL aleyhine gelişti ve/veya benzin-mazot fiyatları arttı, puanlar geriledi, 18 Mart’ta sayın CB Erdoğan, «1915 Çanakkale (Zafer) Köprüsü»nün açılışını yaptı, yeniden yükseldi…

Yalnız politikada değil sair alanlarda da böyleyiz. Maalesef istikrarlı bir millet yahut ülke değiliz. Bunun sosyolojik ve sair sürü sepet sebepleri var. Bize göre, milletin bırak öncesini, yalnız Cumhuriyet tarihi boyunca başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Ana neden de budur.

Yazabilmek için okumak şart. Milli yazımızı kaybettik, okur-yazar iken cahil oluverdik. Büyükler “yüz satır oku ki, bir satır yazabilesin” demiş. Son okuduğum kitap, Ayşe Merve Yönet telifi; «Distopyalar Şafağında İslâm Üniversitesi».

“Müslümanların (kanunî yasak da kalktığına göre) karma eğitim dışında kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı ve İslâmî hassasiyetleri hakkıyla gözeten, dünya üniversiteleri arasında ilk ona girecek Üniversitelerii niçin olmasın?” özlemi…

120 sayfalık faydalı bir kitap. (Kaşgar Yay, 2021 İstanbul). Hasseten genç kardeşlerime tavsiye ediyorum. Elbette ricâl-i devletin de okuması lazım. Neticede Millî Eğitim Bakanlığı diye bir üst akıl var!

Distopya, ütopik (hayalci işler peşinde) bir toplum zihniyetinin anti-tezi. Yàni ayağı yerde, mücadeleci ruh.  Otorite yahut mevcut bozuk düzenin baskı veya dayatmalarına itiraz edebilen, mümkün ve fakat samimi bir mücadele isteyen hedefler için hayâl kurmak.

Ayşe Merve Yönet hanımefendi, faydalı, başarılı bir çalışma yapmış. Elbette eleştirilecek yönleri olacaktır. Ancak kitap, nihaî tahlilde ciddî bir çalışmanın, kalbî (samimi, halis) bir niyetin eseri.

Tekrar okumanızı salık veriyor, Ayşe Merve hanım için de, inşá’allah böylesi nice eserler niyaz ediyorum. Gençler şifahi kültür suya yazılan yazı gibidir. Okuyunuz. 20.03.2022