Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Mehmet ÇATAKÇI

DİNDE ESAS OlAN SİVİL İNSAYATİFTİR….

ilam dini mutlak olan insiyatif değil,sivil insiyatifi ön planda tutmaktadır.
Müslüman toplumlarda yüzyıllardır ulul-emr üzerinden üretilen mutlak itaat kavramı, sivil alanı genişletici değil, din algısını daraltıcı bir fonksiyon icra etmektedir.
Müslüman dünyanın, neden 21. Yüzyılda bile hala dört başı mamur bir hukuk devleti inşa edemediklerini doğru anlayabilmek için öncelikle geleneksel İslam kültürüyle ilgili ezberlerinin sorgulanması gerekiyor. Çünkü bu zihin yapısı, dini Kuran ve sünnet üzerinden okuyamadığı için, yaşadığımız dünyayı tanıyıp yorumlaması da mümkün değildir.
Oysa İslamın temel metinleri, etrafımızı duvarlarla çevirip gözü kapalı bir din anlayışını değil, açık, şeffaf ve hesap verilebilir bir hayat biçimini vazetmektedir.
Ama gelin görün ki günümüzün İslam ulaması, geleneksel İslam anlayışının dışına çıkamadığı için, İslami metinlerde çok açık tarif edilmesine rağmen, ulul-emr kavramını dar kalıplar içine hapsederek sivil alana açılan bütün kapıları kapatmaktadır.
Hal böyleyken, otoritenin kaynağını ilahi olana bağlamak, hem bireyi gönüllü köleliğe rıza göstermeye zorlamak hem de otoritenin meşruiyetini Allaha yaslamaktır ki bu dine en büyük bühtandır. Maturidinin yaklaşımına göre, ulul-emr olarak tespit edilen ulema, gerektiğinde halifeyi, sultanı, padişahı görevden alma yetkisine sahiptir, yani bir bakıma denetim görevi üslenmiştir.
Kuşkusuz İslam bilim insanlarının farklı yaklaşımları olabilir ama genel kanaat, Nisa 59. Ayetin ..sizden olan ülül-emre de itaat edin kısmındaki sizden ifadesi, yöneticinin ve de devlet başkanının meşruiyet kaynağının birey ve toplum olduğuna da işaret etmektedir.
Evet İslamın temel metinlerindeki mutlak itaat ve Ulul-emr kavramları doğru analiz edildiğinde, otoriter bir yönetim biçimi değil, tam aksine halkın onayına dayalı, daha sivil bir yönetim anlayışı ortaya çıkmaktadır.
Ama ne yazık ki Müslüman toplumlar tarih boyunca bu kavramları mutlak iktidarı güçlendirici bir anlayışla yorumladıkları için, erkler ayrılığı ile denetlemeyi göz ardı etmişlerdir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER