Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Diyanetin israfı helâl mi?

Her hafta Cuma’larda ülkemin gariban saftirik Müslümanlarına “israfın haram olduğu”nu anlatan hutbe ve vaazları veren Diyanet, 3 milyon 420 bin adet takvim için 18 milyon TL ödemiş. Başkanlığın 2022 için bastıracağı takvimler 2021 yılına oranla yüzde 70 daha pahalıya mal edilmiş.

Kâğıt fiyatları ve sair malzemelerin fiyatları artmıştır, olabilir derdik ama iş öyle değil. Diyanet İşleri Başkanlığı adeta israf merkezi gibi hareket etmiş yine.

Birincisi, her yıl mutad bastırılan bu takvimlerin çoğu, hasseten son yıllarda vatandaşlarca satın alınmıyor. Sebebi de malûm. Artık herkesin cep telefonunda namaz vakitleri programı var. Saniye sektirmeden isteyen dağ başında olsa bile vaktin girdiğini görüyor, hattâ ezanını bile dinliyor.

İkincisi, bu basılan takvimler vatandaşların sandığı gibi yalnızca camilerde satışa çıkarılan blok takvimlerden ibaret değil. Lüks baskılı masa takvimleri, duvar takvimleri ve daha nice (ikram) çeşitleri var ki tamamı israf.

Diyanet için 3 milyon 420 bin adet basılacak takvimlerin 3 milyon 250 bin adeti (camilerde satılan) blok takvim, 100 bin adeti çocuk takvimi, 25 bin tanesi blok takvim kaidesi, 17 bin 500 tanesi blok masa takvimi, 10 bin tanesi hatlı duvar takvimi ve 17 bin 500 tanesi spiralli üçgen masa takvimi olacak.

Blok takvimlerde bile israf var: 16 farklı tasarım, Amerikan Bristol kâğıt… Hatlı duvar takvimi yedi renk çift kompenantlı yaldız ve vernikli…

Hal böyle olunca da kıyamet gibi israf yapılmış oluyor. Suyun başındakiler için 18 milyon nedir ki değil mi? Ancak (istisnasız) her Cuma, garip guraba vatandaşın cebine gözünü diken Diyanet bu zavallı insanlarımızın üç beş kuruşunu da istiyor! Ağlayarak, dini değerleri istismar ederek!.

Ne verirsen elinle o gider seninle… Ya öyle mi, imansız gidesiceler sizi… Utanmazlığın, yüzsüzlüğün, münafıklığın bu kadarına pes vallaha.

Toplanan paralar için ya Kur’ân kursu ya da Câmi inşaatı veya caminin ihtiyaçları için denilmekte. Camiyi yerden ısıtırsan, abuk sabuk yüzlerce ışık yaktırırsan ihtiyaç biter mi? Ecdadın da mı kalöriferli camide namaz kılıyordu? Hepi topu on dakikada çıkıyorsun yahu. Hem nedir şunca câmi inşaatı?

Ve Kur’ân öğretmek için onca lüks binaya ne hacet? Kıyamet gibi câmi yapılmış. Hocalar camilerde çocuklara ders veremiyor mu? Yàni işin içinde ihlás yok, münafıklık var, hattâ belki birilerinin kesesini doldurmak var.

Kur’ân kurslarının bir büyük cemaatin kontrolunda olduğu malûm. Diyanet bu durumda ne yapıyor? O cemaate yardım mı yapıyor? Görünen durum faciadır. Zira Diyanetin Kur’ân öğretmek için camilerden başka yer araması bile israfın tá kendisidir.

Diyanetin garibanı inek gibi sağma işine bir de Valilikler, Kaymakamlıklar álet ediliyor ya ona daha fazla kıl oluruyorum.

Sormazlar mı, lâik bir ülkede devletin Kaymakamı, Valisi neden karışır bu işlere? İnek gibi sağma işi legal hale mi geliyor böylece. Gözümüzün önünde câmi parasını iç edenler var… neyi legalleştiriyorsunuz? Makbuzsuz toplanıyor para. Sonra toptan kesiyorlarmış. Ey, o “sonra”ya kadar para tırtıklanırsa?

Allah müstehakınızı versin. Senin de vatandaş, senin de müstehakını versin. Bendeniz bir kuruş vermiyorum. Az uyanık ol, sen de verme. 01.05.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER