Dost kim, düşman kim?

Emekli bir asker olduğumuz için “yine askerce girdi lafa” diyeceksiniz belki. Lâkin mesele hiç de latifesi yapılacak şey değil.

Zira günümüz Türkiye’sinde artık bir «iç düşman» cephesi olduğu da su götürmez bir gerçeklik.

Daha önce de bahsettiğim gibi iktidar bu konuda ciddî adımlar atıyor fakat yetmez… İktidar için yetse de bizim için yetmez. Yàni biz de millet olarak bu bahiste bazı şeyler yapmak zorundayız…

Herşeyden önce yegan yegan, bütün millet bireyleri olarak «tarafımızı» net olarak belirlemek zorundayız…

Elbette bunu yapabilmek için de bazı bilgilere ihtiyacımız var. “Kim dost, kim düşman?” suali bu yüzden ehemmiyet kazanıyor.

Madem ki bir «iç düşman»dan bahsediyoruz, o hâlde

− Devletlerarası «harbi düşmanlarımız»dan haberdar olmak zorundayız.

− «Harbi düşmanlarımız»la irtibatta olanları bilmek zorundayız.

− Siyasette “Kim dost, kim düşman?” bilmek zorundayız.

− Dünya görüşü olarak, değerler olarak “biz kimiz, neyi savunmalıyız?” bilmek zorundayız.

Bu dört maddelik tabloyu bilenler «stratejik üstünlük» kazanır. Elbette bilmek yetmez, gereği de yapılacaktır lâkin bilgi sahibi olursak “şuursuzca yapılacaklar ancak düşmana yarar” düsturunu ihlâl etmemiş oluruz.

«Harbi düşmanlarımız» üç aşağı beş yukarı herkesçe biliniyor. Bilmeyen, ya da yanlış bilenler de «devlet aklı» biliyorsa mühim değildir.

İşbu meselede ise, TRT1’in «Teşkilât» ya da bir zamanların «Kurtlar Vadisi» gibi değil, gerçek «istihbarat»ın ehemmiyeti ortaya çıkar.

Öyle ki bu ütopik değil, realist «istihbarat» sayesinde «harbi düşmanlarımız»la irtibatta olan yerli «iç düşman» da ortaya çıkarılır.

Necip milletimizin irfanı yüksektir, feraset sahibidir. Siyaseten kimlerin düşmana hizmet ettiğini, kimlerin yerli ve millî olduğunu görür, görmüştür.

Bugün artık hemen herkesçe “kapatılması” konuşulan HDP, açık ve net olarak düşmanla irtibat halindedir. ABD ve İsrail terör devletinin destek verdiği Türkiye düşmanı PKK terör örgütünün temsilcileridir bunlar.

Her ne kadar partizanlık ve menfaat beklentileri ile bazı vatandaşlarımız hálâ bunlara zağarlık etseler de sayıları bir hayli azalmıştır.

CHP ve İP’in durumu bulanıktır lâkin millî irade bunu da kendince tesbit etmiştir. Onlar ciddî bir karar aşamasına geldiler. Yanlış karar verirlerse asırlık fırkalar olsalar dahi yıkılıp yok olup giderler.

İşin tam da burasında sonuncu madde devreye giriyor:

Millî değerlerimize düşman olanların, en azından bunları hafife alanların akıbeti bir an önce belli olsun istiyorsak son maddeyi kalbimizde ve aklımızda netleştirelim:

− Dünya görüşü olarak, değerler olarak “biz kimiz, neyi savunmalıyız?”

Durun hemen bir şeyler söylemeyin. Ben size yardımcı olayım:

Alışverişlerinizde hile hud’a yapıyor musunuz? Yoksa harama helâle dikkat ediyor musunuz?

Elinize belinize ve dilinize hâkim olabiliyor musunuz?

Günde beş vakit üzerinize farz olan namazlarınızı iki eliniz kanda olsa eda ediyor musunuz?

Her gece yatmadan önce “bugün Allah için ne yaptım?” diye kendinize soruyor ve tatmin olabiliyor musunuz?

Cevaplarınız kim olduğunuzu ve neyi savunduğunuzu belirliyor. Artık mesele tamamdır. Size dost kim düşman kim diye sormaya hacet kalmadı demektir. Allah, yâr ve yardımcınız olsun. 13 Mart 2021