Eğitimde aile faktörünün önemi, yapılan araştırmalarla bir kez daha gözler önüne serildi. Annesi yükseköğrenim gören bireylerin %85’i, annelerinin izinden giderek yükseköğrenim diploması almayı başardı. Bu durum, eğitim seviyesinin nesiller arası aktarımında annelerin rolünün ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, annesi yükseköğrenim gören bireylerin büyük bir kısmı, annelerinin eğitim düzeyini yakalayarak ya da geçerek topluma katkı sağlıyor. Özellikle annelerinin eğitimli olması, çocukların eğitim hayatına ve başarılarına olumlu yönde etki ediyor. Bu bağlamda, annelerin eğitim düzeyi, çocukların eğitim başarısının en güçlü belirleyicilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de, 25 yaş üstü nüfusun ancak dörtte biri yükseköğrenim mezunu olmasına rağmen, annesi yükseköğrenim görmüş bireylerde bu oran çok daha yüksek. Bu veri, eğitimdeki eşitsizliklerin nesilden nesile aktarılabileceğini ve eğitimli ebeveynlerin çocuklarına sağladıkları eğitim imkanlarının önemini vurguluyor.
Eğitim uzmanları, ailelerin çocuklarının eğitimine aktif katılım göstermelerinin çocukların akademik başarılarını arttırdığını belirtiyor. Annelerin eğitim seviyesi yükseldikçe, çocukların da eğitim seviyesinin yükseldiğini ifade eden uzmanlar, bu durumun toplumsal kalkınma ve refah için de önemli bir adım olduğunu vurguluyor.
Çocuklarının eğitiminde rol model olan anneler, eğitim yoluyla aile içinde olumlu bir atmosfer yaratıyor ve bu atmosfer, çocukların eğitim hayatına olumlu yansıyor. Uzmanlar, eğitim politikalarının, ebeveynlerin eğitim seviyesini arttırmaya yönelik olması gerektiğini ve böylelikle gelecek nesillerin daha eğitimli ve donanımlı olmasının sağlanabileceğini belirtiyor.
Sonuç olarak, annelerinin yükseköğrenim görmesi, çocuklarının eğitim başarısını doğrudan etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın ve eğitimli bireyler yetiştirmenin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Eğitimde aile faktörünün gücü, toplumsal gelişim ve ilerleme için vazgeçilmez bir unsur olarak değerlendiriliyor.
Kaynak : Mustafa Sönmez