Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
MURAT GENÇ

Furkan Vakfı Kurala Uymadı , Peki ya Adana Emniyeti!!!

Adana’da Yaşanan Zorbalık Değilse Nedir?

Gücü yeten yetene olmamalı , Bu topraklar din mücadelesinden dolayı kanla yıkanmış , yinede , insanlar bu zulümleri aşmış ve huzurun, güvenin, emanın yurdu olmuştur.

Yakın zamanda Bu ülkede Cumhurbaşkanı’nı en sert dille eleştiren partilerin mensupları bile böyle bi uygulamayı görmemiştir. Her nekadar da vakıf yetkilileri bakanı istifaya davet etmiş olsada , şahsen bu görüntülerin Bakan Süleyman Soylu’yu rahatsız edeceği ve emniyet mensuplarını soruşturmaya tabi tutacağına kanaat ediyorum. Yada en azından umuyorum. 

Adana’da emniyetin orantısız, vicdansız, gözünü kan bürümüş Yahudi Polisini andıran tavırlarını bir gazeteci olarak kabul etmiyor ve en sert dille kınıyorum.

83 milyon insanın binbir fikir farklılığına rağmen birlikte yaşama sanatını oluşturmaktan başka bir çözümü olmadığı gerçeğini hepimiz bilmiyor muyuz?

Furkan Vakfı’nın hukuki sürecini, Hükümete olan tutumları herkes bilmek ögrenmek ve tavır almak zorunda değil. Ama bu görüntüleri herkes gördü. Ayıp , günah , zulüm kelimeleri bu konuyu açıklamaya yetmiyor.

Herkesi askeri nizamla yönetme gayretine girmek, polis devleti oluşturmak ülkeyi sadece kutuplaştırır, militanlara yol açar, cebir şideti zirveye çıkarır.

Şimdi Adana’da bir bayan kardeşimize yapılan  zorbalığın görüntülerini seyreden Sayın Erdoğan’ın eşi bu olayı takdirmi edecek sanıyor bu polisler ? Sayın Kılıçdaroğlu’nun eşi ” dinci gericilere iyi mi oldu” diyecek zannediyorlar, Sayın Akşener “zaten bize oy vermiyorlardı iyi mi oldu diyecek? Kim memnun ? Hiç kimse, sadece gözü dönmüş provakatörler. 

İktidar , muhalefet hatta yabancı medya bu görüntüleri nasıl okuyacak? Hangi siyasi partinin bundan bi medet umdugu düşünülebilir ki?

Hindular müslüman kıyımı yaparken , Çinliler Doğu Türkistan’da , Yahudiler Filistin’de işgal ve katliam yaparken; “güya müslümanlığın en iyi yaşandığı ülke olarak lanse edilen Türkiye’de polislerde sert müdahalede bulunabiliyor ” demeyecek mi? Çin zulmunü , İsrail işgalini legallestirmeyecek mi ?

Bu görüntüler 28 Şubat’ta hayatı mahvolan ama daha sonra hükümet imkanlarının eline geçtiği mümin insanların döneminde olması daha acıklı kısım değil mi?

Başı örtülü ama öfke kontrolünden bihaber emniyet mensubu bayana sormak lazım , velevki fikirleri sana zıt olsa bile kendi annene, kızkardeşine bu şekilde bir zulmü reva görür müydün ?

Herhangi bir şekilde görüşmediğim, tanımadığım FURKAN VAKFI MENSUPLARINA GEÇMİŞ OLSUN diyorum.
Çünkü Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır.

Diğer yandan , Haber merkezlerine gelen bilgilerde ; Hükümet yetkililerinin 81 ilde yapılan hizmetleri anlatmaya daha fazla gayret etmeye davet edildiği , sürekli halkla iç içe ziyaret haberlerinin yoğunlaştığı bir dönemde ; daha yeni açılan Çanakkale Köprüsü’nün konuşulması gerekirken , brokratik engellerin kaldırılması beklenirken , bu görüntülerin gelmesi hem insani, hem vicdanı, hem siyasi bir kayıp değilmi ? Bu müdür farklı düşüncelere saygı ?

Kanaatimce tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının aynı tutum takınarak tepki göstermesi gereken bir olay olup siyasi rant peşinde koşmadan, halkı provake eden emniyet mensuplarının yargı önüne çıkarılması gerekir.

Bu tür zulüm görüntülerinin hiç kimseye faydası olmamıştır. Cadı avına dönmemesi gereken en önemli kurumlar şüphesiz Adliye ve Emniyettir.

Bu bilgiler ışığında ” öfke kontrolü olmayan polisler, bu hareketleriyle en çokda temsil ettikleri kurumu karalamışlardır. Belki jobların , tekmelerin, göz yaşartıcı bombaların etkisi geçer ama kameralara yansıyan ve biz gazetecileri ençok etkileyen görüntü artık silinmez.

Baş örtülü bir bayan polisin , yine baş örtülü bir kardeşimize zulmünü asla ama asla unutmayacağız.

Medya mensubu arkadaşlarıma ve Furkan Vakfını benim gibi hiç tanımayan insanlara şunu hatırlatmak isterim : Doktor ve Uzman Çavuş arasındaki yaşanan şiddet olaylarında herkes önce Doktoru daha sonrada Uzman Çavuşumuzu haklı gördü. Yarın bu olayda da ters köşe olmak istemiyorsanız , sırf polis üniforması giymiş diye bu zulmü görmezden gelmeyin. 

Fanatik duygularla sırf muhalif düşünceye sahipler diye , sevmiyor , tanımıyor yada tasvip etmiyoruz denilerek bir grup insan toplumdan bu şekilde soyutlanamaz. 

Bir zamanlar Fetöcülerde her yerde cirit atıyor, istediği zaman istediği muhalif kimseyi terörden , vatana ihanetten içeri atıyordu. Vatan millet Sakarya denilerek zulümlerini  örtbas ediyordu. Adana’da yaşanan gözü dönmüşcçesine saldırgan hareketlerde eminim ki içinde karanlık hedefler barındırıyor. 

Toplantı kanunlarına muhalefetten dolayı yürüyüş yaparak polisle karşı karşıya gelen Furkan Vakfı yetkililerine de bu tarz durumlarda istişare ile daha uygun çözümlere adapte olmalarında fayda görürüz. Naçizane tavsiyemiz kimseye rota çizmek değil, bu tür olaylarda bir gazeteci olarak değil sıradan bir insan olarak son derece derin üzüntü içinde oldugumuzdandır.

Takdir edersiniz ki  , Bu makalemi bana yazdıran duygular, imanı ve insani duygulardan başka birşey değildir. 

Vakıayı her izlediğimde aklıma şu geliyor. Fetöcüleri eleştirmenin imkansızlaştırıldığı bi dönemden milletine uçakla katleden bir suç şebekesine evrilen bu örgütlü yapı bence halen aramızda. 

Dolayısıyla hemem hemen hergün Fetö operasyonlarının yapıldığı haberlerini gördügümüz halde bugünkü olayı Kripto Fetöcülerin organize etmediğine kimse beni ikna edemez.

 Furkan Vakfı gösteri ve yürüyüş kanunlarına uymamış , pekiya Adana Emniyeti ?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER