Gençlere ajitasyon tehlikelidir

Müdür Kılıçdaroğlu TBMM’ne gelen dokunulmazlık dosyasının ardından Twitter içtimaî muhâbere zeminine bir video koydu, kaybolan itibarını tesis etmek adına hesabından CB Erdoğan’a verdi veriştirdi.

Zahiren bu yaptığında en küçük bir anormallik yok. Bilakis muhâlif olsun olmasın siyasetçilerin tabiî alanıdır verip veriştirmek. Bunu yapmayacaksa neden ayrı bir partide olsun adam?

Lâkin verip veriştirirken (üstelik gençlere hitaben) «ajitasyon» yapıyorsa, durup düşünmek gerek!

Bay müdür, “tutuklamak istiyorlar ama siz sakın korkmayın, ümidinizi kaybetmeyin, ‘bu ülkede yaşanmaz’ diyerek bir yerlere çekip gitmeyin” gibi ajitasyonlar, hasseten aşağıda metnini okuyacağınız kelimelerle gençlere hitaben olursa provokasyon ve suistimaldir, kanunen de suçtur.

Muhterem okurlarım, neden «ajitasyon» dedim de «kışkırtma, galeyana getirme» gibi Türkçe bilindik kelimeleri kullanmadım derseniz anlatmak istediklerim için «ajitasyon»un muhtevası daha geniş. Hem bendeniz bu konuda Peyami Safa ile aynı kulvardayım, yàni bazı kelimelerin ille de (öz) Türkçesi diye zorlamak icabetmez.

Sadede gelelim, bay müdür Kılıçdaroğlu, (seçime) dâvet, kozunu paylaşma anlamında bir “Hodri meydan” olmaktan ziyâde “Hodri isyan” oluyor gençlere yönelik «ajitasyon»uyla bir araya geldiğinde.

Yeri gelmişken, «Hodri» kelimesi kökü bilinmemekle beraber, “işte meydan, kendine güvenen ortaya çıksın” anlamında bir hitap. Bay Kemal’in bahsekonu konuşma metnini okursanız nasıl bir «ajitasyon» ve hattâ provokasyonun asıl kimin tarafından yapıldığı çok áşikâr:

“Sevgili halkım, dostlarım, yol arkadaşlarım, biliyorsunuz hakkımda düzenledikleri fezlekeyi TBMM’ne haftaiçi gönderdiler. Hapise atmak istiyorlar beni!.. Çünkü korkmanızı istiyorlar. Sakın ha korkmayın gençler, sakın umudunuzu kaybetmeyin. Daha güzel Türkiye’ye çok yakınsınız. Bir taneniz bile bu tehditler nedeniyle ‘artık bu ülkede yaşanmaz’ derse varsa bir hakkım helâl etmem…

Önüme mermi attılar bu ülkede yaşanmaz demedim. Şehit cenazesinde öldürmek istediler beni. Demedim ben bu lafı. Bulunduğum evi ateşe verin diye bağırıyordu iktidarın provokatörleri… Ben o lafı içimden bile geçirmedim. Bulunduğum konvoya silahlı saldırı yapıldı. Her türlü saldırıyı 10 senede yaptılar. Bana ve aileme bunları yaşattılar. Bir kere bile demedim. Sana gelince Erdoğan, sana iki çift lafım var.

Sen bana ne yapabilirsin? Sen ve avanelerin bana ne yapmadınız ki bundan sonra yapacaklarından korkayım. Senin iktidarın bana ve âileme yaşatmadık ne bıraktınız ki senden zerre kadar çekineyim? Erdoğan senin bu dünyada çoktan unuttuğun şeyi hatırlatayım sana. Bu can emanet bu bedene sonunda sararlar kefene!,, Kılıçdaroğlu bu kadar fanidir bu dünyada. Şimdi durma hemen kaldıralım dokunulmazlığımı. Birlikte yapalım. Senin gücün bana yeter mi sanıyorsun? Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Hadi oradan.”

Muhterem okurlarım, bendeniz Ak Parti sözcüsü değilim. Lâkin birilerinin de sözcüsü değilim.

Bendeniz siz muhterem memleket sevdalılarının, “bu mübarek topraklarda ezanlar bir daha susmasın” diyenlerin sözcüsüyüm belki. Bununla da iftihâr ederim, hakkıyla yapabiliyorsam. Binaen’aleyh, ülkemi ve devletimi tehdit eden her konuyu efkârıumûmiyeye duyurmak, yazmak boynumun borcudur.  

Adam açıkça, “(Ak Partililer) öldürecekler beni” diyor lafının başında ve hatm-i kelâmı da “(Ey Erdoğan) senin gücün bana yeter mi sanıyorsun? Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Hadi oradan” diyerek yapınca, “ey ahali bakın böyle bir ihtimal var, o hâlde kıyam edin, ayaklanın” mánâsına gelecek, tahrik edici bir konuşma yapmış oluyor. Bunun sosyal medya tarikiyle yapılması, bir video ile söylenmesi de hukuk indinde hafifletici değil, bilakis te’sir itibarıyla ilgili suç fiilinin ağırlaştırıcı sebeplerindendir.

Bay Kemal, Ey gaf üstüne gaf yapan, mantık ve iz’ân yoksunu adam, kendine gel. Ağırbaşlı ol. Sorumluluklarının farkına var. Gençleri sokağa dökmek suretiyle gelecek olan iktidar, ki muhaldir bana göre, dünya tarihi boyunca bunu deneyen kimseye hayır getirmemiştir. 04.07.2021