Halt yemenin zararı

Halt malûm, dışkı demek. Arada bir insàn dışkısı yemenin faydalı olduğunu söyleyecek kadar iğrenç birinin skandal paylaşımı gündemde.

Herifin üniversitede hocalık (!) yaptığı sırada “bir kız öğrencisinin eteğini kaldırıp kıçına tokat attığını” rahatlıkla söyleyebilmesi aslında skandal ötesi bir hadisedir.

Lâkin herifin bu haltı yemesi, insàn dışkısı yeme alışkanlığı ile irtibatlı olsa da o işin devamı bir şey değil. Bu halt (b….k) mecâz anlamda ve Türkiye gibi bir ülkede milleti toptan ayağa kaldırması gereken bir hadise.

Profesör değil «fasafisör» denilecek biridir C.Ş. Ve kesinlikle yargılanmalı, hem profesörlük payesi iptal edilmeli hem de taciz suçuyla ceza almalıdır.

Neyse bunda da var bir hayır. Böylece insàn dışkısının faydalı değil ne kadar zararlı olduğu isbatlanmış oluyor. Ve bir de çağdaş kesimin böylesi iğrenç bir hadiseye suspus olması da beyinsizlerin halini áşikâr ediyor!.

Global halt yemeler…

Birleşmiş Milletler (BM), “dünyanın 2,7 santigrat (yaklaşık 3 ^oC) sıcaklık artışına giden felaket bir yolda olduğu” uyarısında bulundu. Bu hepimizin içinde olduğu küresel bir halt yemenin sonucudur!.

Kimse ama hiç kimse “ben bunun sorumluluğunu taşımıyorum” diyemez. Zira hadisede hepimizin şöyle veya böyle bir payı var. Suyu israf mı ediyoruz işte payımız. Isı israfı, elektrik israfı mı yapıyoruz işte payınız.

Dünya her sahada kendine çekidüzen vermezse gidişat hakikaten felâkete doğru. Petrol büyük bir belâdır. Bir otomobilde tek kişi seyehat ediyor. Bu bir israftır ve yürünebilecek mesafelere otomobil ile gitmek de israftır.

Lüks hayat insànı tembelleştirip hasta etti. Obezitenin sebebi budur. Harcanmayan kalorilerin yerine daha fazla kalori depoluyoruz. Hareket yok ve tıkınmak var. İnsàn tıkındıkça yàni tıkınmayı birinci plana aldıkça atmosfer daha fazla kirleniyor.

Çöplerimizin büyük çoğunluğu plastikten yàni petrol ürünlerinden. Bunları tabiat tolere edemiyor. Yer üstünü zehirlediğimiz gibi yer altını da zehirliyor kendi cehennemlerimizi inşá ediyoruz. Artık hiçbir kaynak suyu doğal ve leziz bir su değil. Hattâ bazıları zehirli maddeler içeriyor!

Depremlerin, su baskınlarının artması tabiatın bir intikamı gibidir. Ne ekersen onu biçersin. Allah azgınlaşanları cezalandırır.

21. yüzyıl insànı azgın, tembel, tüketici ve hedonist bir insàn tipi olup çıktı. Zulm hiçbir asırda bu denli artmamıştı. Hergün sokaklarda dehşet. Haberler adeta bir dehşet seramonisi.

Yakın gelecekte felâket daha da büyümüş olacak. Zira hálâ aklımızı başımıza devşirmiyor, hálâ zararları kesin işleri irtikâb edip duruyoruz. Akıl ve mantık Kaşıkçı Elması gibi nadir kıymetler haline geldi.

“Türkiye iyi yönetilmiyor” diyoruz. Hangi ülke iyi yönetiliyor ki? Belki durumları bizden daha iyi görünse de çağın hastalıklarına onlar da aynı şekilde mâruz kaldıkları için iyi yönetilmeleri mantıken imkânsızdır.

Hiçbir ülke her vatandaşının başına bir polis dikemez. Dikmeye gücü olsa dahi bu mantıksızdır zira polis de insàndır. Bu sefer o polisler suç işleyeceklerdir. Zaten öyle de oluyor çoğu ülkede.

Çare ahlâkı güzelleştirmektir. Ahlâk güzelleşecek ki hergün herkes bir sürü halt yemesin!. Bunun formülü de bütün güzellikleri mündemic İslâm dinidir. Dünya hidayete erecek ki belâlar bitsin.

Yalnızca “amin” demeyiniz. Bu yolda gayret de ediniz. 18.09.2021