Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Hamiyyet

Mehmed Akif (Ersoy) merhum’un meşhur “Seyfi Baba” şiirinde

Ortalık açmış, uyandım. Dedim, artık gideyim,
Önce amma şu fakîr âdemi memnun edeyim.
Bir de baktım ki: Tek onluk bile yokmuş kesede;
Mühürüm boynunu bükmüş duruyormuş sâde!
O zaman koptu içimden şu tehassür ebedî:
Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi!

Diye yakınır ya…

Bu öyle ulvi bir derttir ki, ancak hamiyet sahiplerinde olur.

Nedir ḥamiyet (ḥamiyyet)?

Hamiyet (Ar. hamiyyet), milletinin, yurdunun, yakınlarının şerefini koruma gayreti, millî şeref ve haysiyet, fazîlet demektir. Ünlü şairimiz Nâmık Kemal, “Kurbân edip vücûdumu ben râh-ı millete / Terkeyledim hayâtımı fikr-i hamiyyete” der.

Hamiyet hâlis ve sâfî olmaktan gelen muḫāleṣet ile irtibatlıdır. Muḫāleṣet, çıkarcılıkla ilgisi olmayan, katışıksız bir sevgi üstüne kurulan gerçek dostluk, hâlis ve samîmî sevgidir.

Demek ki hamiyyetteki fazilet buradan kaynaklı. Yàni samimi ve katışıksız bir haysiyet ve şeref, bir fazilettir hamiyet.

Mehmed Akif’in yukarıdaki “Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi” mısraı, “ya olaydı servetim, ya olmayaydı hamiyetim” şeklinde bir atasözü, bir kelâm-ı kibar da olmuştur.

Hepimizin başına gelmiştir. Bir fakire yardım etmek isteriz de “kendi muhtac-ı himmet dede, kime himmet ede” misâli cebimizde kendi azığımız için yetecek kadar bile metelik kalmadığını farkedip boynumuzu bükeriz….

Bendeniz bunu çok yaşamışımdır. O nedenle dilime pelesenk olmuştur; “ya olaydı servetim, ya olmayaydı hamiyetim” mısraı.

Yalnızca bir fakire yardım ederken değil elbette. Hayırlı nice iş yapmak isterim de yapamam bu yüzden. Hamiyet para etmez yàni.

Hamiyet aslında çok para eder de bahasını ancak yine hamiyyet sahipleri koyabilir.

Muhatabın hamiyetinin kıymetini idrâk ederse ne a’lâ, etmezse muallâ… Tàbî buradaki muallâ kafiye olsun diye. Yoksa mánâ itibarıyla değil. Zira muallâ da yüksek, yüce, bülent, mürtefi (irtifalı), değeri, derecesi, mertebesi üstün, yüksek seviyeli demektir

Bu vaziyette de, “Muhatabın hamiyetinin kıymetini idrâk ederse ne a’lâ, etmezse sıfır olur o sendeki muallâ” demek gerekecektir.

Muhterem okurlarım,

Allah şahittir ki, yazılarımı para ile satmak gayeli hiç yazmadım. Lâkin malûmâlileri devir “paran kadar konuş” devri. Bunu es geçseniz bile paranız yoksa hamiyetinize kıymet veren pek az adam bulursunuz.

Asgari ihtiyaçlarımı karşılayan bir gelirim olduğunda binlerce şükrediyorum. Fakat öyle bir pahalılık devrine girdik ki aydan aya devreden borçlarımız var. Üstelik haramların en rezili faize bile bulaşıyorsunuz kartlarınız yüzünden.

Bu durumda hamiyetinizin bir değeri olsun istersiniz değil mi?

Allah feraset ve basîret  versin herkese. Derdimizi derdi aynı olan anlar. Tuzu kurular için, hak-hukuk konusunu boşvermişler için mánâsı yok şu sözlerimizin. Yine de yazalım dedik… 08.08.2023

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER