Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Hayat ve Memât

CHP müdürü Kemal bey «helâlleşme» turuna çıkacakmış.

Bunun tarafındaki basın hemen köpürdü adama:

− Hoop, öyle “helâlleşme” filan dini söylemler ne oluyor?

− Atatürk’ün partisinde dini söylem olan helâl ve haramın işi ne?

Zavallı müdür daha tura başlamadan afallamıştır. Üstelik bu basın fareleri kendi müdür yardımcıları üzerinde de fevkalâde tesirlidir.

Bunların cenahı (tüm namazlar gibi) sabah namazını da pek kılmaz ama, çölfareleri, uğursuzları ve sivridillileriyle onun bunun sözcüsünü okumadan güne başlamazlar.

Fareler de bu durumu bildikleri için “partiyi hem de durup dururken, belki parti yöneticilerine bile danışmka gereği duymadan, dini söylemlere çekmeye hakkı olmaması gerekir” diyordu çölfaresi cinsinden olan.

Hadi şimdi gel de helâlleşme turuna çık. Zor şu adamcağızın işi zor…

Adam birkaç oy belki koparırım diyor, fare “hayır koparamazsın, onların inancı çok sağlamdır, senin laflarınla dönmezler dâvalarından” diyor.

Başka ne diyor fare? “Menderes’i asmışsın sen şimdi «helâlleşme» turunda iki kelâm ederek bunca yılın kinini nasıl yok edeceksin?” diyor, demeye getiriyor.

“Şimdi sen elini uzattın, ya onlar elini havada bırakır da sıkmazlar, haklarımızı helâ etmiyoruz sana derlerse ne yaparsın?” derken bütün bunları kasdediyor yàni.

Bana da helâllik için elini uzatır da sorarsa Kemal müdüre cevabım şu olur:

“Sana da kurulduğu günden bugüne İslâm düşmanlığı yapmış partine de hakkımı helâl etmiyorum” derim. Münafıkça, oy devşirme gayeli olduğu alenen belli iki dini söylemle ancak enâyileri kandırabilirsin. Tàbi o kadar enâyi de kaldıysa. Yàni ikna edeceğin en fazla yüz kişiyle zaten iktidar falan olamazsın boşuna uğraşma «helâlleşme» ayaklarında.

Sana ve partine ne ben ne milletimiz hakkını helâl etmiyor…

* * *

(İkinci Yazı) Sayılı günler...

“Sayılı gün çabuk geçer” diye bir söz var. Sanki sayısız gün varmış gibi.

İnsàn ömrünün tamamı sayılı değil midir? “Sayılı gün çabuk geçer” diyenler kâh bir yolcunun ardından birbirini teselli için konuşanlardır, kâh mapusânelerde (hapishanelerde) gün sayan mahkûmlar veya bir şifahanede iyileşmeyi bekleyen hastalardır.

“Çileli günler çabuk geçer, üzülmeyin” diye birbirlerini teselli ederler bu sözle. Doğrudur ve yapılması da berây-ı nezakettir ve hoştur aslında.

Fakat hayat da böyle bir şeydir işte. Bir başı, bir de sonu vardır: Hayat ve memât.

Diriliş şairi Üstad Sezai Karakoç da her fani gibi öldü. Müslüman bir büyüğümüz olduğu için “Rahmet-i Rahman’a kavuştu” veya “Hakka yürüdü” deriz, demeliyiz.

Üstad Sezai Karakoç mefkûre ahlâkına sahip bir dâva adamı, takdire şayan bir edebiyatçıydı. Allah mekânını Cennet, makamını âli, ruhunu şâd eylesin. Artık şiirleriyle yaşayacak (anılacak anlamında) aramızda.

88 yaşında vefat eden ünlü şair (CB Erdoğan’ın da sıkça kullandığı) bir şiirinde, “Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır / Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır” diyordu.

Memât (son) kararı geçen gün gelen Sezai Karakoç ağabeyin bugün ikindi namazını müteakip Şehzadebaşı Camisinde kılınacak cenaze namazı. Ve ardından caminin haziresine defnedilecek.

Muhterem okurlarım “ikindi namazını müteakip” diye kalın harflerle yazdım. Sebebi, bazı Müslümanlar (!) cenazeye geliyor ama cenaze namazının kılınacağı camideki vakit namazını kılmıyorlar!

Evvelâ bu (tür) Müslümanlara teessüf ederim. Saniyen de şunu ehemmiyetle söylemek isterim: “Bu mübarek büyüklerin cenazelerinde hasseten yapmayın bu çirkinliği.”

Allah için vakit namazını da (mutlaka) kılınız. Hem kendinizi kurtarın, hem de o zatın ruhunu şâd edin (sevindirin). Hattâ yanınızda gelenleri de tembihleyiniz. Her nefis ölümü tadacak, namazı terk etmeyin. 17.11.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER